(19) Korktum! (19)

158 17 64
                                    

26.01.2020 Pazar - 18.25

Baek Hyun, Eun Ah'ın dediği odaya ilerlerken endişeliydi. Ulrika'yı kendi gizli yerinde de bulamazlarsa başka nerden bulabilirlerdi, hiçbir fikri yoktu.

Baek Hyun koridorun sonuna yaklaşırken duyduğu sesle adımlarını yavaşlattı. Biri şarkı söylüyordu ve bu şarkıyı biliyordu. Ciara'nın coverladığı versiyonuyla Paint it, Black şarkısıydı bu. Baek Hyun sesin tanıdık geldiğini düşünse de fazla takmadı. Sesin bakmaya gittiği odadan geldiğini fark ettiğinde sessizce odaya yaklaştı ve aralık kapıdan içeri baktı. Şarkıyı söyleyenin Ulrika olduğunu fark ettiğinde ses çıkarmamak için eliyle ağzını kapattı. Ulrika'yı bulduğuna mı sevinsin, sesinin güzelliğine mi şaşırsın yoksa günlerdir hiçbir haber vermediği için kızsın mı bilememişti. Bir süre sessizce kapıda durup Ulrika'yı dinledi. Ulrika'ya "Ne olmak isterdin?" diye sorduğunda "Şarkıcı olurdum belki." dediğini hatırlıyordu. Ama kimsenin yanında şarkı söylemediğini de söylemişti. Bu yüzden içeri girmekten vazgeçti. Şimdilik iyi olduğunu görmek yeterdi.

Ulrika şarkıyı bir anda kestiğinde Baek Hyun fark edilme endişesiyle bir adım geri gitti. Arkasını dönüp gidecekti ki Ulrika "Orda olduğunu biliyorum Byun Baek Hyun. Kokun buraya kadar geliyor." dediğinde derin bir nefes verdi. Yavaşça kapıyı açtı. Gıcırtı boş binada yankılanırken Ulrika'ya baktı. Kendini battaniyeye sarmış, yerde oturuyordu. Dizlerini kendine çekmiş, sırtını duvara yaslamıştı. Ona doğru birkaç adım attı ve durdu.

"Burda ne işin var Baek Hyun? Eun Ah sana burdan bahsederken burdaysam bulunmak istemediğimi de söylemiş olmalı."

Baek Hyun'un ilk tepkisi kaşlarını kaldırmak olmuştu. Bu fazla ukalacaydı.

"Ulrika sen... sana inanamıyorum! Öylece ortadan kayboluyorsun! Telefonlarımı açmıyorsun, haber vermiyorsun! Öldün mü kaldın mı bilmiyoruz ve bana diyeceğin tek şey bu mu?!"

"Eun Ah da Chan Yeol de söylemiştir eminim, ben arada kaybolurum böyle."

Ulrika özellikle küstahca konuşuyordu. Ne hissettiğini belli etmek istemiyordu.

"Ulrika... benimle dalga mı geçiyorsun?! Bir hafta uğraştık tüm günü beraber geçirebilelim, cumartesilerden başka günlerde de takılabilelim diye! Her şey güzel gidiyordu ve hiçbir şey demeden ortadan kayboldun! Üç gündür yoksun ve başına bir şey gelmiş olması beni deli gibi korkuturken sen gelmiş burda saklanıyor muydun sadece?"

Ulrika kaşlarını çatıp battaniyeden kurtuldu ve ayağa kalktı.

"Her şey güzel mi gidiyordu? Her şey güzel falan gitmiyordu Baek Hyun! Senin için olabilir ama benim için değil!"

"Sevgiliyiz biz Ulrika! Bu tür şeyleri konuşmak için en yakınındaki kişiyim! Ama sürekli içine kapanıyorsun! Sana ulaşamıyorum!"

Ulrika hiçbir şey demedi. Alt dudağının içini ısırıyordu. Baek Hyun'un da nefes alışverişleri hızlanmıştı.

"Madem saklanmak istiyorsun, devam et o zaman. Ben gidiyorum. Gerçekten bir süre birbirimizi görmezsek daha iyi olacak gibi görünüyor."

Baek Hyun arkasını dönüp yürümeye başladı. Tam kapıya ulaştığında Ulrika ani bir çıkışla bağırdı:

"KORKTUM! Korktum çünkü!"

Baek Hyun arkasına dönmedi. Başını yana çevirip yan gözle baktı.

"O zaman benimle konuşman gerekirdi, kaçman değil."

Baek Hyun, Ulrika'nın bir şey demesine izin vermeden odadan uzaklaştı. Ulrika'nın tek yapabildiği arkasından "Baek Hyun..." diye fısıldamak olmuştu. İlk kez, ilk kez gizli yerine geldiği için pişman hissediyordu ve buna gelme sebebi neden oluyordu.

BARTENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin