(61) "O zaman ben de yapamam." (61)

98 12 33
                                    

08.11.2022 Salı - 05.43

Ulrika aniden uyanıp yatakta doğrulurken eli istemsizce karnına gitmişti. Önceki gece, Baek Hyun'la arasına giren gerginlik bir rüya değildi. Daha da kötüsü Baek Hyun yanında yatmıyordu. Saate baktığında bu daha da üzücüydü. Demek ki gece boyu gelmemişti. Yataktan çıkıp tuvalete girdikten sonra aşağı indi. Baek Hyun'u gece salonda bıraktığı yerde bulmuştu. Kıyafetlerini değiştirmek için bile çıkmamıştı. Koltukta aşağı doğru kaymış ve başını koltuğun sırtına yaslamıştı. Sessizce uyuyordu. Ulrika dudağını ısırırken gidip bir battaniye aldı ve üzerini örttükten sonra mutfağa geçip midesini bastıracak kadar bir şeyler atıştırdı. İçi sıkılıyordu. Evden çıkmak istiyordu. İşe gitmek için çok erkendi ama kendini tutamamıştı. Sanki Baek Hyun uyanmadan, ona görünmeden gitmek istiyordu. Odaya çıkıp üzerini değiştirdi ve vakit kaybetmeden evden çıktı.

Baek Hyun boynunun ağrısıyla uyanırken yüzünü buruşturdu ve elini boynuna atarken doğruldu. Üzerindeki örtüye bir süre baktıktan sonra alıp kenara bıraktı. Sehpadaki telefonundan saate baktığında yediyi yeni geçtiğini görebiliyordu. Telefonun kilidini açıp gelen mesaja baktı. Ulrika hava almak için dışarı çıktığını, ordan da işe geçeceğini söyledikten sonra öğleden sonra görüşürüz yazıp mesajını bitirmişti. Baek Hyun telefonu bırakıp bir süre kendine gelmeye çalıştı. Gece boyu düşünmüştü ve koltukta uyuyakalmıştı. Bu yüzden hiç dinlenmiş hissetmiyordu. Başı da boynu da beli de ağrıyordu. Kalkıp odaya çıktı ve sıcak bir duş alıp işe gitmek için düzgün bir şeyler giydi. Doğru düzgün kahvaltı yapamadan evden çıktı ve arabasına binip işe gitti. Kyung Soo çoktan gelmiş, sağı solu toparlıyordu.

"Günaydın."

"Günaydın da sana aymamış daha belli ki. İyi misin?"

"Düzgün uyuyamadım."

"Bir şey m-"

"Bugün öğleden sonramı boşaltmam lazım. Ayarlayabilir miyiz?"

"Hallederim."

"Teşekkürler. Ben odama çıkıyorum."

Kyung Soo onaylayıp merdiveni çıkışını izlerken kaşlarını çatmıştı. Açık ve net bir şekilde bir sorun vardı.

Öğlen olduğunda Baek Hyun danışanıyla birlikte aşağı inip adamı uğurladıktan sonra Kyung Soo'ya döndü.

"Ben çıkıyorum. Sen de hiç sağla solla uğraşma, git dinlen, eğlen; bir şeyler yap."

"Hafta sonu ve dün de boştuk zaten, iyiyim ben."

"Doğru ya, dün de boştuk."

"Aynen. Ulrika'nın doğum günü için. Ama iyi geçmemiş gibi."

"Sonra konuşuruz. Gitmem gerek."

"Peki. Görüşürüz."

Baek Hyun çıkıp arabasına bindikten sonra oyalanmadan Ulrika'nın çalıştığı yere gitmişti. Arabadan inemeden Ulrika kapıya çıktığında açtığı kapıyı kapattı ve bekledi. Ulrika, Sehun'la bir şeyler konuşuyordu. Fazla geçmeden arabaya bindiğinde Baek Hyun direkt yola çıktı.

"Sabah erken çıkmışsın. Fazla erken."

"Erken uyandım. Evde durmak istemedim. Sen de uyuyordun. Mesaj attım hatta."

"Gördüm. Kemerini takmayı unuttun."

"Ah..."

Ulrika kemeri çekip yerine takarken başını koltuğa yasladı ve dışarıyı izlemeye başladı. Aynen beklediği gibi oluyordu. Hiçbir şey yolunda gitmeyecekti. İki türlü de bu gerginlik bitmeyecekti. Bebeği aldırsa da aldırmasa da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

BARTENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin