(30) Şüphelenmeyeceğim tek konu... (30)

187 14 63
                                    

Baek Hyun kliniğe girip Kyung Soo'nun masasına yürüdü ve bilgisayarı açtı. Canı yanıyordu. Ulrika'yı öyle görmek, onu kendisinin bu hâle getirdiğini görmek onu mahvetmişti. Bilgisayarın şifresini girerken kendisine demediğini bırakmamıştı.

Iseul'un numarasını bulduğunda hızlıca telefonuna kaydetti ve adresini de not aldıktan sonra bilgisayarı kapattı. Bekleme salonuna geçip kendini koltuğa bıraktı ve Iseul'u aradı. Telefon çalarken yıllar sonra ilk kez onu arıyor olmasının saçma gerginliği içerisindeydi. Arama sebebi zaten en büyük sorundu.

"Baek Hyun?"

"Konuşmamız gerekiyor."

"Bir saniye. Beni aramış olmanın şokunu atlatmaya çalışıyorum."

"Iseul uzatma. Seninle bir şey konuşmak istiyorum. Ne zaman görüşebiliriz?"

"Birkaç saat işim var. Akşam yemeğine ne dersin?"

"Ne yemeği Iseul? Seninle randevu ayarlamıyorum burda."

"Sakin ol. Üç saat sonra eskiden beraber gittiğimiz kafede buluşalım. Oturup konuşuruz ne konuşacaksak."

Baek Hyun derin bir nefes verdi. Iseul'un derdi hâlâ onu geri kazanmaktı ve sıkmaya başlamıştı.

"Tamam. Konu önemli Iseul, gelmemezlik yapma lütfen."

Baek Hyun, Iseul'un onaylamasından sonra bir şey demeden telefonu kapattı ve başını geriye attı. Nefesi kesiliyor gibi hissediyordu ve göğsündeki ağırlık kesinlikle dayanılır gibi değildi.

Ne kadar öylece oturduğunu bilmiyordu ama kapı çaldığında Chan Yeol'un gelmiş olduğuna emindi. Hak ettiği yumruğu alacak mıydı, emin değildi. Alsa rahatlar mıydı? Kesinlikle hayır.

Kapıyı açtığında Chan Yeol'un ateş saçan bakışlarıyla karşılaşmıştı. Yavaşça kenara geçip girmesini bekledi.

"Ne bok yedin Baek Hyun?"

"Keşke bilsem."

"Dalga mı geçiyorsun?! Ulrika'nın ne hâlde olduğundan haberin var mı?!"

Baek Hyun yavaşça başını sallarken gözlerini kapattı. Gözleri yanıyordu.

"Diyecek hiçbir şeyim yok Chan Yeol."

"Olmasın zaten. Ne diyeceksin bu saatten sonra?"

"Bak ne olup bittiğini bilmiyorum bile. Fotoğrafları Ulrika benden önce gördü."

"Ne zaman çekilmiş fotoğraflar?"

"Bir ay önce. İçtiğimiz gün..."

"Taehyung'la berabersin diye o kadar sarhoş olmanı umursamayıp ayrılmıştık mekandan Baek Hyun. Buna rağmen nasıl başardın bunu?!"

"Hiçbir şey hatırlamıyorum Chan Yeol. Taehyung tuvalete gitmiş ve geri döndüğünde ortalıkta yokmuşum. Sonra beni evde yalnız uyurken görmüş ve o da uyumuş. Her şey imkansız geliyor ama fotoğraflar orda duruyor. Delirecek gibi hissediyorum ve emin ol, senin ettiğinden daha çok nefret ediyorum şu an kendimden."

"Eğer Taehyung seni yalnız gördüyse böyle bir şeyin olmamış olma ihtimali var mı yani?"

"Bilmiyorum. Fotoğraflar tersini söylüyor. Bu yüzden Iseul ile konuşacağım."

"İyi yaparsın. Bir an önce kafanda netleştir ne olduğunu ve Ulrika'ya da ona göre davran."

Chan Yeol kapıya uzandı. O yumruğu atmayı çok istiyordu ama hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Aklına gelenle geri döndü.

BARTENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin