(35) Daha fazla kavga, daha çok acı... (35)

150 15 97
                                    

23.04.2020 Perşembe (İki Hafta Sonra)

Baek Hyun, Taehyung'u yatağına yatırırken annesi de yastığını düzeltiyordu. O kadar dikkatli ve özenli davranıyorlardı ki Taehyung göz devirmeye başlamıştı.

"Tanrı aşkına! Beni biraz rahat bırakın. Bu ne ya?!"

"Sussana sen. Annemle de düzgün konuş ayrıca."

Taehyung homurdanıp kafasını yastığa bıraktı. Hâlâ vücudu ağrıyordu ama genel olarak iyileşmişti. Uyandığından beri herkesin etrafında pervane olmasını iyi kullanmıştı ama sıkılmaya başlamıştı.

Annesi dışarı çıktığında Taehyung, Baek Hyun'u durdurdu.

"Bir şey soracağım."

"Sor."

"Minnie Sin'in kaza yaptığımdan haberi var mı?"

"Evet."

"Gerçekten mi?"

"Evet. Kazadan iki gün sonra bir hemşire eşyalarını getirdi. Sürekli birinin aradığını söyledi. Minnie Sin'miş. Arayıp haber verdim."

"Geldi mi hiç?"

Baek Hyun sırıtarak ikizine döndü. Taehyung "Ne var be?" dediğinde kıkırdadı.

"Her gün geldi Tae."

"Ne?"

"Her gün geldi. Uyandıktan sonra da geldi ama yanına girmeye çekindi."

"Niye ki?"

"Annenle babanın yanlış anlamasını istemediğini söyledi."

"Neyi yanlış anlayacaklarmış?"

Taehyung'un bu soruyu eğlenerek sorduğu çok barizdi.

"Ya işte her gün gelip yanına girerse annemle babamın sevgili falan olduğunuzu düşünebileceklerini ve bundan rahatsız olabileceklerini söyledi."

"Yine deli hâline denk gelmişiz yani."

"Bu konuda endişelenmemesini söyledim ama dinlemedi."

"Şaşırmadım. Neyse, git şimdi. Uyuyacağım."

"Şerefsize bak ya! Resmen kovuyor."

"Hasta hâlimi de kullanamayacaksam neyi kullanacağım yahu?"

Taehyung sinsi gülümsemesiyle söyleyip gözlerini kapattı ve elini sallayarak gitmesini işaret etti. Baek Hyun gülerek odadan çıktı ve mutfağa doğru yürüdü. Annesiyle babasının konuştuğunu duyduğunda duvara yaslanıp dinlemeye başladı. Bilinçli olarak yapmamıştı. Anne ve babasını oturup konuşurken görmeyeli çok oluyordu.

"Seo Joon, o gün nasıl arar aramaz geldin? Nerdeyse Baek Hyun'la aynı anda geldin."

"Zaten Seul'deydim."

"Ne zamandan beri?"

"Neden soruyorsun Elisé?"

"Çünkü sende bir hâller var. Seni iyi tanıyorum Seo Joon."

"Üç dört gündür burdaydım."

"Neden çocukların bundan haberi yok? Geldiğinde onlarla neden görüşmüyorsun? Seni özlüyorlar. Büyüdüler ve görünmüyor olabilir ama seni özlüyorlar Seo Joon."

"Biliyorum. Ben de onları özlüyorum Elisé. Tabii ki onlarla görüşecektim. Sadece bazı şeyleri halletmem gerekiyordu."

"Seo Joon-"

BARTENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin