(16) Düzelen ve Bozulan Bir Şeyler (16)

194 16 59
                                    

Arkadaşlar uzun da olsa ara bir bölümle karşı karşıyasınız. Ulrika ve Baek Hyun bu bölümde fazla yok. Yan karakterlere odaklandım. Umarım seversiniz.

Hazır konuşuyorken bir şey daha diyeceğim, arkadaşlar dün attığım duyuru bölümünü lütfen okuyun ve soruyu cevaplayın. Sizi mutlu edebilmek adına fikrinizi almaya çalışıyorum ama nerdeyse kimsenin umrunda değil. Evet, zorunda değilsiniz ama kısacık bir cevap da verseniz işe yarayacaktır; rica ediyorum.

Ekleme: Duyuruyu sildim.

Sizi seviyorum.

~EEP

__________________

08.01.2020 Çarşamba - 14.20

Chan Yeol yavaşça gözlerini açıp yatağında gerinmeye başladı. Yorucu bir gece olmuştu ve hâlâ başı ağrıyordu. Çalışırken her zaman bir iki bardak bir şeyler içerdi ama dün gece normalden fazla içmişti. Hatta bir yerden sonra işleri tamamen Ulrika'ya bırakmıştı.

Chan Yeol oflayarak telefonuna uzandı ve saate baktı. İyi uyumuştu. Kalmak için acele etmedi, tatil günüydü ve yapacak işi yoktu. Normalde olsa herhangi bir arkadaşını arar ve buluşurdu ama istemiyordu. Modu normalden daha düşüktü. Derin bir nefes vererek telefonuna parmak izini okuttu ve bildirimlerine bakmaya başladı. Sosyal medyadan gelen önemsiz bildirimleri sildi. Birkaç şeye baktıktan sonra biriken mesajlarına bakmak için kakaotalka girdi. Yeni bulduğu kiracı birkaç mesaj atmıştı. Mesajları cevaplamaya başladı. Aldığı iki eve de birileri yerleşmişti ve Chan Yeol geliri arttığı için memnundu. Artık daha rahat para biriktirebilirdi.

Chan Yeol bazı arkadaşlarından gelen mesajları cevaplarken sıkılmıştı. Tam ertelemeye karar vermişken gördüğü mesajla olduğu yerde doğruldu. Seok Jin'den mesaj gelmişti. Ayrılalı yaklaşık üç hafta olmuştu ve o zamandan beri ikisi de iletişim kurmaya çalışmamıştı. Aslında Chan Yeol yazmak istemişti çünkü ne olursa olsun biriyle ilişkisinin o şekilde bitmiş olmasını istemiyordu. Kısacık bir kavga, birkaç bağrışmanın ardından öylece görüşmeyi kesmişlerdi ve Chan Yeol bitecekse bile böyle bitsin istemiyordu. Ama mesaj atmaya da çekinmişti. Bilmediği şey, Seok Jin'in de aynı şeyleri hissediyor oluşuydu.

Chan Yeol derin bir nefes alıp mesaj kutusuna girdi. Seok Jin gerilerek yazdığını belli eden birkaç mesajdan sonra en azından düzgün bir konuşma yapabilmek için buluşmak istediğini yazmıştı. Chan Yeol bir süre öylece mesaj kutusunu izledi. Ne diyeceğini bilememişti. Ama adı gibi emindi ki o da konuşmak istiyordu. Yavaş bir hareketle klavyeyi açtı. Derin bir nefes aldı; kabul ettiğini, yer ve zaman belirtmesini söyledi. Cevap gelene kadar kendine gelmeye karar verdi ve yataktan kalkıp odasının penceresini açtı. Gece içtikleri tuvaletteki işini uzatmış ve sinirlerinin bozulmasına neden olmuştu. Gerginliğinin sebebini anlamıyordu ve anormal olduğunu biliyordu. Birkaç kez yüzünü yıkayıp telefonunu da alarak mutfağa geçti ve hızlıca bir şeyler yedi. Acilen ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Midesini doldurduktan sonra ağrı kesiciyi alıp bir bardak suyu boğazından aşağı gönderdi. Yorgunlukla kendini sandalyeye bıraktı. Uyuduğu uykunun yettiğini hissetmiyordu. Bir süre öylece oturup ağrının azalmasını bekledi. Ardından kalkıp sert bir kahve hazırladı ve salona geçti. Kendine gelmesi gerekiyordu.

Kahvesini yudumlarken telefonunun titremesiyle oturduğu koltukta doğrulup gelen mesaja baktı açmadan. Seok Jin cevap vermişti. Chan Yeol heyecanlandığını hissetmişti. Yine derin bir nefes alarak mesajı açtı. "Sanırım bugün izin günündü. Bugün akşam sana da uyarsa yemek yiyelim." yazıyordu. Chan Yeol kısa bir mesajla uyacağına söyledikten hemen sonra Seok Jin yer ve saati yazmıştı. Chan Yeol rahatladığını hissetmiş ve arkasına yaslanıp kahvesini içmeye devam etmişti.

BARTENDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin