30.Bölüm: "Bu arada çok tatlı bir çiftsiniz."
-
Namjoon ve Hoseok Hyung'un odadan çıkmasını beklerken tir tir titriyordum yerimde. O uyanmıştı. Birazdan yanına girecektim ve yalnız olacaktık. Bunları düşünmek kalp atışlarımı hızlandırıyordu.
Kapının açılma sesini duymamla kafamı kaldırırken onlar odadan çıkmış ve "Girebilirsin." demişti Hoseok Hyung göz kırparak. Yaptığı şey utançla gözlerimi kaçırmama neden olurken kafamı sallamış ve dolu gözlerimi silerek ayağa kalmıştım. Heyecandan ve uyandığı için mutluluktan titreyen bacaklarımla yavaşça odasına girdim ve kapıyı ardımdan örttüm.
Girdiğim anda bana değen gözleri kalbimin teklemesini sağlarken hafifçe gülümsemesiyle ben de dudaklarımı kıvırarak yanına gittim ve sandalyeye oturdum. Yüzündeki morluklar yüzünden ağlayacak gibi olsam da kendimi tutarak elini ellerim arasına aldım ve konuşmaya başladım.
"Taehyung, çok korkuttun beni. 2 hafta senden haber alamayınca deliye döndüm. İyi misin şimdi? Bir şeye ihtiyacın var mı? Hm?"
"Hey, sakin ol. Gayet iyiyim ben." diyerek kocaman gülümseyecekti ki yüzündeki yaralar buna engel olmuştu. Canı acıyordu.
"Çok mu acıyor?" derken istemsizce dolan gözlerim yüzünden küfrecektim kendime. Durmadan ağlayıp duruyordum.
"Acımıyor ve sen niye öyle bakıyorsun? Tanrım gözlerin doldu. O kadar mı üzüldün?"
"Tabii ki de üzüldüm Taehyung." dedim sinirle ona bakarken. Aşık olduğum adamdan günlerdir haber alamamıştım. Mutlu mu olacaktım bir de?
Parmaklarını elimin üstünde hareket ettirirken derin bir nefes aldı ve üzgünce bana baktı. Bir anda değişen modu benim de dudaklarımın aşağı doğru bükülmesine neden olurken konuşmaya başladı.
"Jungkook çok kötüydü." dedi onunda gözleri hızla sulanırken. Tanrım, neler yaşatmışlardı ona? Onu kaçıran adamları bulup hayal dahi edilemeyecek işkenceler yapmak istiyordum.
"Neler oldu Taehyung? O adam nasıl kaçırdı seni? Ama anlatmak istemezsen anlarım. Zorlamam seni asla."
Kafasını olumsuz anlamda sallarken "Anlatacağım." dedi. "Ama önce yanıma gel. Yüzüne bakarak anlatabileceğimi sanmıyorum. Yanımda olup sarılarak bana güç versen yeter."
Söylediklerine karşı hafifçe gülümserken kafamı sallamış ve yanımdaki küçük boşluğa yerleşmiştim. Yanımda oturan beden beni göğsüne doğru çekip yaslanmamı sağlarken "Küçücüksün." diye mırıldandığını duymuştum. Hızlanan kalbimi umursamamaya çalışarak "Canın acımıyor değil mi?" dedim. Göğsünde ve karnında bir yara olmamasını diliyordum.
"Biraz sızlıyor ama sorun yok."
Yerimden kalkmak isteyince beni zorla çekerek "Rahat dur." dedi. "Yoksa anlatmam. Acımıyor dedim ya. Bir şey olmaz."
İstemeyerek de olsa kafa salladığımda arkamdaki bedene ağırlığımı vermemeye çalıştım. Bu sırada anlatmak için kendini hazırladığını anlayabiliyordum.
"2 hafta önce sen okuldayken aramıştım hatırlıyor musun? Seni almaya geleceğimi söylemiştim."
Kafamı onaylar anlamda sallayınca devam etti konuşmasına.
"O gün arabayla okuluna doğru gelirken birisi önümü kesti. Arabadan zorla çıkarıp kendi arabasına bindirdi. Bu sırada bir eliyle gözlerimi kapattığı için kim olduğunu göremedim. Depo gibi bir yere götürdü beni. O zaman gördüm kim olduğunu." diyip titrek bir nefes almış ve "Yurttaki adam." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss | Taekook
FanfictionJungkook, aldığı ceza yüzünden Kim Holding'te 2 haftalığına staja başlar.