Bitch Boss | Taekook

2.Bölüm: "Uh, bana biraz zaman verin."

2.Bölüm: "Uh, bana biraz zaman verin."

-

Cezayı kabul ettikten sonra Müdür Bang'la birkaç ayrıntıyı konuşmuş ve odadan Seokjin'le birlikte çıkmıştım. Sadece benim ceza almam sinirime dokunsa da bir şey diyememiştim. Adaletsizlik işte, her yerde vardı. Fazla umursamamak gerekiyordu.

"Bir daha bana bulaşmaman gerektiğini anlamışsındır herhalde."

Seokjin'in dediği şeyle yumruklarımı sıkarken "Aynen." diyip hızla sınıfa çıkmıştım. Onunla daha fazla muhatap olmak istemiyordum. Başka bir cezaya hazır değildim.

Sınıfa girip sıraya oturunca cezamı düşünmeye başlamıştım. Yani benim için tam ceza değildi aslında. Otobüsteki yakışıklı adamın şirketinde staj yapmak güzel olabilirdi. Tabii iş yerinde nasıl olduğunu bilmiyordum. Çok sert birisi de olabilirdi. Herneyse bugün çarşambaydı ve staja tam 4 gün vardı. Oraya gidince ne yapacağımı bilmediğim için biraz korkuyordum ama fazla takmaya da gerek yoktu.

🐰

Sonunda derslerin bitmesiyle derin bir nefes aldım ve kitaplarımı toplayarak sınıftan çıktım. Her gün gittiğim kafeye doğru yürümeye başlarken arkadaşlarımı göreceğim için mutluydum.

Yoongi ve Jimin Hyung.

İkisi sevgiliydi. Bir gün okulda yapılanlar yüzünden yağmurun altında ağlarken beni bulup işlettikleri kafeye getirmişlerdi. Benimle de güzelce ilgilenmişlerdi ve o günden sonra yakın arkadaş olmuştuk. Ben de her gün okuldan sonra onların yanına birkaç dakikalığına uğrayıp eve öyle gidiyordum.

Kafenin önüne geldiğimde beklemeden içeri girmiştim. Çıkan sesle Jimin Hyung bana bakıp hemen gülümsemişti.

"Hoşgeldin Kook. Gelsene."

Ben de gülümseyip içeri girerken bana kahve yapmaya başlamıştı.

"Yoongi Hyung nerede?"

"Bayan Min biraz fenalaşmış, hastaneye gitti. Durumu şimdi iyiymiş ama."

Kafamı onaylar anlamda sallayıp etrafa göz gezdirdim. Birkaç değişiklik yapmışlardı burada.

"Ee okulun nasıl geçti?"

"Pek iyi sayılmaz aslında." dedim yüzümdeki sıkıntılı ifadeyle.

"Bir şey mi yaptılar yine? Noldu?"

Endişeyle sorduğunda olanları anlatmıştım. O da Seokjin'e çok sinirlenmişti ve benim gibi ondan nefret ediyordu.

"Bu çocuğa daha fazla bulaşma Jungkook, cidden kötü birisi. Başına bela olabilir."

"Yeterince oldu zaten. Neyse boşver."

"Bu arada hangi şirkette staj yapacaksın?"

"Kim Holding var ya, orası. Üstelik oranın CEO'suyla bugün otobüste tanıştık. İnanabiliyor musun?"

"Ne? Nasıl tanıştınız, anlatsana."

"İşte sabah otobüsteydim. Sonra kapılar açıldı, o girdi. Saçı ve kıyafetleri dağınık, uykulu bir şekilde. Neyse yanıma oturdu. Toplantıya gecikmiş, düğmelerini düzeltmemi istedi. Teşekkür edip kartını verdi ve bana tavşan dedi!"

Son kısmı bağırarak söylediğimde birkaç kişinin bana döndüğünü görüp utanmıştım. Jimin Hyung ise ağzı açık bir şekilde bakıyordu, ki haklıydı da. Oldukça tuhaf bir gündü. Ve güzel bir tesadüf olmuştu. Yoksa kader mi demeliydim?