17.Bölüm: "Toplantıya bu şekilde girmek istemezsiniz değil mi?"

15.3K 1.3K 617
                                    

17.Bölüm: "Toplantıya bu şekilde girmek istemezsiniz değil mi?"

-

"Ne? Geçmişi mi?"

Şaşkınca sorduğumda kafa sallamıştı. Tamam, onun geçmişini merak ediyordum ama Hoseok Hyung'un bunu bana anlatması garipti. Hiçbir şeyi değildim ki onların.

"Peki bana neden anlatacaksın?"

Yüzündeki sıkıntıylı ifadeyle konuşmaya başladı. "Taehyung'la tartışmışsınız. Öğle arasında anlattı. Ve normalde böyle bir şey onun umurunda olmaz ama nedense konu sen olduğun için üzgün görünüyordu. Yani seni gerçekten kırmak istememiş."

İstemsizce ağzım aralandığında parmaklarımla oynamaya başladım. Mutlu olmuştum sanırım. Minik bir şekilde gülümsediğimde konuşmasına devam etti.

"Senin eşcinsel olduğunu öğrendiğindeki tepkisini biliyorsun. Onu da anlattı. Sana bir homofobik gibi davranmış, kötü sözler kullanmış." diyip derin bir nefes alarak devam etti. "O işin aslı öyle değil. Geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı böyle yapıyor. O aslında nefret etmiyor, sadece korkuyor."

"Nasıl yani? Neyden korkuyor?"

"Sana bunları ayrıntısıyla anlatamam, Taehyung öğrenirse çok kızar ve sırrını söylediğim için ona ihanet etmiş olurum. Sana sadece şunu söyleyebilirim. Gayet güzel bir ailesi varken ona kötü bir şey yaptılar, ailesi soyadlarına leke gelmemesi için bunu sakladı ve onu yurda gönderdi. Fakat yurtta da aynı şeyleri yaşayınca ordan kaçıp büyükbabasına gitti. Yaklaşık 10 senedir onunla birlikte yaşıyor. Hayattaki en değer verdiği şey de büyükbabası. "

Kafa sallayarak düşünmeye başladım. Ne yaşamış olabilirdi ki? Cidden aklıma gelmiyordu ama birkaç gün önce arabada ağlayacak raddeye gelmesi olanların çok kötü olduğunu gösteriyordu. Anlatması için Hoseok Hyung'u zorlayamazdım. İkisi çok yakın arkadaştı ve benim yüzümden aralarının açılmasını istemezdim.

"Tamam ama geçmişinin benimle ne ilgisi var ki? Özür dilerim çok soru soruyorum ama gerçekten anlayamadım."

"Bak sana şöyle söyleyeyim. Taehyung'un sana söyledikleri gerçek düşünceleri değil. Seni kırarak kendinden uzak tutmak istiyor çünkü geçmişteki şeyleri bir daha yaşamaktan korkuyor. Lütfen bu konu hakkında onun çok üstüne gitme. Gerçekten onu üzüyor ve bazen kriz geçirecek gibi oluyor. Annem zaten onun psikiyatristi. İlaç kullanıyor. "

O beni bu kadar kırdıktan sonra ona üzülmek istemiyordum ama üzülmüştüm işte. Onun yanında olmak istiyordum. Kriz geçirirken onu sakinleştirmek istiyordum. Sanırım sadece istemekle kalacaktım çünkü bunları yapmam imkansızdı.

"Anladım Hoseok Hyung. Anlattığın için teşekkür ederim. Umarım bir gün Bay Kim'in ağzından da duyabilirim geçmişini."

Hafifçe gülümseyerek "Umarım." demiş ve kararsız bir ifadeyle bana bakmıştı. Bir şey söylemek istiyor gibi duruyordu.

"Bir şey mi oldu?"

"Ah, sadece özel olmazsa soru soracaktım. Yani istemezsen cevaplama." dediğinde başımı sallayarak sormasını belirtmiştim.

"Taehyung'a karşı bir şeyler hissediyor olabilir misin? Aramızda kalacağına emin olabilirsin. Asla anlatmam ona."

"Ben, şey.. Yani bilmiyorum ki. Ben bile bilmiyorum. O yanımdayken çok heyecanlanıyorum. Gözlerimi yüzünden alamıyorum. Bana bağırdığında veya kırıcı sözler söylediğinde çok üzülüyorum. Gün boyu onu düşünüyorum. Ve bir de, Kim Yeri'yle sarıldığını görünce garip oldum. Yani üzüldüm sanırım. Ya da sinirlendim. Bilmiyorum." diyerek duraksadığımda Hoseok Hyung'a baktım. Yüzünde imalı bir gülüş vardı.

"Dostum aşık olmuşsun sen."

"Ne? Nasıl?"

"İşin çok zor Jungkook. Tanrı yardımcın olsun."

🐰

Kafeden çıkmış, eve doğru yürüyordum. Düşüncelerim durmak bilmiyor, Hoseok Hyung'un söyledikleri aklıma gelip duruyordu.

Ne yani? Aşık mıydım şimdi ona? Tanrım ona o kadar sinir olup şimdi nasıl sevebilirdim? Cidden kendimi anlamıyordum. Ve duygularımın yüzüme vurulması beni biraz utandırmıştı. Bay Kim'in yanında artık çok daha garip davranacaktım. Sürekli diken üstünde gibi. Bir de 4 günüm kalmıştı şirkette. Sonra gidecektim. O zaman ne yapacaktım ben? Depresyona girip aşk acısı mı çekecektim? Off. Gel bir de bununla uğraş.

Hoseok Hyung'un anlattığı diğer şeyler de aklıma gelip duruyordu. Geçmişi. Ne yaşamıştı? Ona ne yapmışlardı? Bay Kim'in kendi ağzıyla bunları anlatmasını çok istiyordum ama anlatmaycağını biliyordum. Bu düşünce yüzümde buruk bir tebessüme yol açarken yürümeye devam ettim. Daha fazla düşünürsem beynim yanacaktı.

🐰

Eve geldiğimde kapıyı Jimin Hyung açmıştı. Ayağı daha iyi bir durumda olduğu için yürüyebiliyordu.

"Hoşgeldin Jungkookie. Aç mısın?"

"Biraz. Ama sen zahmet etme Hyung. Ben hemen bir şeyler hazırlarım."

"Tamam, ben biraz uyumaya gidiyorum. Sabah çok erken kalktım. Kafana göre takıl. Yoongi gelirse kapıyı açarsın."

Onu onayladığımda yatmaya giderken ben de üzerime eşofmanlarımı geçirip mutfağa geçtim. Kolay bir şeyler yapmak istediğim için ramen ve birkaç şey çıkarıp kısa sürede hazırladım ve yemeye başladım. Fazla acıkmıştım. Yedikten sonra Yoongi Hyung gelince onunla biraz sohbet etmiş, daha sonra da film izlemiştik. Saat geç olunca da uyumaya gitmiştim. Tabii ki uyumadan önce bugün yaşananları tekrar tekrar düşünmüştüm.

🐰

Şirkette dudaklarımı büzüp etrafa bakışlar atarak Bay Kim'in gelmesini bekliyordum. Bugün toplantı vardı ve normalde hiç gecikmeyen Bay Kim saat 8'i geçtiği halde hâlâ şirkete gelmemişti. Oflayarak onu düşünürken elimle saçlarımı geriye attım. Terlemiştim.

Yaklaşık yarım saat sonra asansörden inen Bay Kim'le istemsizce gülümsemiş, daha sonra dün bana dedikleri aklıma gelince bu gülümseme somurtmaya dönmüştü. Onu sevmem ona kızmayacağım anlamına gelmiyordu değil mi?

Tanrım, onu sevmeyi ne kadar da çabuk kabullenmiştim öyle.

Yanıma doğru yaklaşan bedenle istemsizce gerilirken çekingence ona baktım. Mavi saçları dağınıktı. Gözleri yeni uyandığını belirtircesine şişti. Ve kıyafetleri de dağınıktı. Düğmeleri yanlış iliklenmişti.

Tıpkı onu gördüğüm ilk gündeki hâli gibiydi.

"Toplantı birazdan başlayacak. Gidelim hadi."

"Bir dakika Bay Kim." diyerek ayağa kalktım ve ellerimi çekingen bir şekilde gömleğine götürdüm.

"Toplantıya bu şekilde girmek istemezsiniz değil mi?"

Ardından düğmeleri açıp esmer vücuduna bakmamaya çalışarak düğmeleri düzelttim. Daha sonra saçlarını da elimle normal hale getirip karşımda bana şaşkınca bakan bedene bakarak hafifçe gülümsedim. Bu cesaret nereden gelmişti bilmiyorum doğrusu. Asansöre doğru ilerlerken arkamı dönüp konuştum.

"Hadi Bay Kim. Toplantıya geç kalmayalım."

-

Jungoo'dan beklenmeyen hareketler 🙃🙃

Oy ve yorumları bekliyorum 😉😉

Bitch Boss | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin