32.Bölüm: "Sevgilim?"
-
Söylediği şeyle kalbim dururken bir süre nefes alamamıştım. Senden hoşlanıyorum mu demişti o? Yanlış falan duymamıştım değil mi? Ciddi ciddi hoşlanıyordu benden?
"Ne?"
"Duydun işte Jungkook." diyip gözlerini kaçırdığında onun bu haline istemsizce gülerek yanına hafifçe yaklaşmıştım. Bu sırada o da benim ellerimi tutup gözlerime derin bir şekilde bakmıştı.
"Bak ben şu an çok garip hissediyorum çünkü hayatımda ilk defa bir erkekten hoşlanıyorum. Bundan önceki ilişkilerim de hep kızlarla olmuştu. O gün seni otobüste ilk gördüğüm zaman yalan yok, görünüşünden etkilendim. Kavga ettiğimiz zamanlardaki dik başlılığın da beni etkileyen bir diğer şey sanırım. Ama seni mutlu edebilir miyim bilmiyorum çünkü geçmişim aklımdan çıkmıyor. Bir şekilde üstesinden gelmeye çalışacağım."
Uzun konuşmasıyla birlikte gözlerim dolarken akan burnumu çekmiştim hafifçe. Tanrım, rüyada falan değildim değil mi? Taehyung'un beni seviyor olması rüya gibi bir şeydi çünkü. Ve konuşma sırası da bana geçmişti sanırım.
"Taehyung.." demiştim utanarak bakışlarımı kaçırırken. Bu halime şirince gülümseyip beni kendine çekmiş ve yüzümü göğsüne saklamamı sağlamıştı. Kalbim hızla atarken her ne kadar çok utansam da hazır yüzüne bakmıyorken konuşmaya karar vermiştim.
"Şey, sanırım duygularının karşılıklı olduğunu söyleyebilirim.
Göğsüne yaslandığım için hızlanan kalbini hissetmek beni gerçekten çok fazla mutlu etmişti.
"Beni sevdiğini biliyordum zaten. Eh, zaten kim sevmez ki beni?"
Egolu bir şekilde konuşmasıyla kaşlarım sinirle çatılırken göğsüne vurmuştum hafifçe. "İyi, seni sevenlere git sen o zaman. Jungkook kim ki zaten?"
Söylediklerimle büyük bir kahkaha atarken ben kollarımı birbirine bağlamış ona bakmamaya çalışıyordum. Tamam biraz yersiz bir tepki vermiştim ama ne yapayım? Kıskanıyordum işte onu.
"Tanrım, yiyeceğim seni şimdi. Neden bu kadar tatlısın?" diyerek adeta üzerime atlayıp sarılmasıyla anında gülümserken yanaklarım kızarmıştı. Taehyung'un içinden tam bir sevgi yumağı çıkmıştı.
Koltukta ben boylu boyunca uzanırken o da üzerimde yatıyor ve gülümsüyordu. Gözümün önüne düşen saçlarımı uzun parmaklarıyla çekerken iki yanağıma küçük öpücükler bırakarak "Doyamıyorum sana resmen." diye mırıldanmıştı.
"Utandırmasana beni ya." diye adeta cırladığımda gülerek yanaklarımı çekiştirip üzerimden kalkmış ve tatlı ses tonuyla konuşmuştu. "Benim güzelim utanıyor muymuş? Sevgilisi onu yer miymiş?"
"Sevgilim?"
"Efendim?" diye hızlı bir cevap verdiğinde şaşkınca ona bakmıştım. Ne yani sevgili miydik şimdi? Tutun beni düşüyorum.
Böyle saçmaladığıma bakmayın gerçekten çok mutlu olmuştum. Sevgimin karşılığını almak acayip güzel bir histi. Çok fazla abartılı bir tepki vermememin nedeni benden hoşlanacağını tahmin edebiliyor oluşumdu. Çünkü kaçırılmadan önce bana karşı olan davranışları aşırı ilgiliydi ve kolye bile almıştı. Unuttum sanmayın kolyeyi. Hâlâ boynumda, güvende.
"Hey, ne düşünüp de sırıtıyorsun? Ayıplı şeyler mi yoksa?"
Yüzündeki komik ifadeyle konuştuğunda kendimi tutamayıp ben de gülerken "Saçmalama." demiştim. Ve o an kafama dank eden şeyle kaşlarımı çatıp hızla ona dönmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss | Taekook
FanfictionJungkook, aldığı ceza yüzünden Kim Holding'te 2 haftalığına staja başlar.