12.Bölüm: "Tuvalete götürür müsünüz beni Bay Kim?"
-
Gözlerimi zorlanarak açmaya çalışıp etrafıma bakmış ve nerede olduğumu çözmeye çalışmıştım. Hastanedeydim sanırım. Kim getirmişti acaba? Aklıma annemlerin ve Bay Kim'in gelmesiyle "Siktir." diyerek karşımda duran saate baktım. 10 buçuktu. Hızla kolumdaki serumu çıkarmaya çalışırken bir hemşire girmiş ve beni durdumuştu.
"Ne yapıyorsunuz siz? Dinlenmeniz lazım."
"Gitmem gerek. Annem çok merak etmiştir. İşe de geç kaldım." demiştim telaşla. Annem cidden çok endişelenmiş olmalıydı. Bay Kim de şirkete gitmediğim için kızmıştır kesin.
"Annenize haber verildi, merak etmeyin. Hastaneye de geldi ama birkaç saat önce acil bir işi olduğunu ve çıkması gerektiğini söyledi."
Biraz da olsa rahatlayıp kafa sallamıştım. Fakat bunu yaparken acıyla inlemiştim. Her tarafım ağrıyordu beni döven şerefsizler yüzünden.
"Hareket etmeyin lütfen."
"Kim, ne zaman getirdi beni buraya?" diye sordum merakla.
"Yugyeom adında bir genç. Gece geç saatlerde getirdi. Ama acil işi olduğundan numarasını bırakıp çıktı." diyerek numara yazılı bir kağıt verdiğinde almıştım. Bir ara arardım.
Ah, Bay Kim'i de aramam gerekiyordu. Eminim ki bana çok sinirlenmiştir.
"Telefonumu alabilir miyim acaba? Patronuma haber vermem gerek."
"Normalde yasak ama zor durumda olduğun için veriyorum." diyerek çekmeceyi açıp telefonumu vermiş ve odadan çıkmıştı. Ben de teşekkür ederek hızla Bay Kim'i aramıştım. Çok kızmasın lütfen.
"Neredesin sen Jungkook? Saatten haberin var mı?" diye bağırdığında irkilerek telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Al işte, kızdı. Kızmaması saçma olurdu zaten.
"Şey Bay Kim, ben hastanedeyim." demiştim çekingen bir sesle.
"Ne? Bir şey mi oldu?"
Ona söylemeli miydim? Evet. Belki benim için endişelenirdi. Belki bana bakmaya falan gelirdi. Ah, hayaller.
"Ben gece eve giderken sarhoş adamlar tarafından küçük bir saldırıya uğradım da. Bayılmışım. Sonra biri beni hastaneye getirmiş."
"Ne? İyi misin şimdi? Hangi hastane? Söyle geliyorum."
Endişeli sesiyle istemsizce sırıtırken dudağımın acımasıyla sessizce inlemiştim.
"İyi sayılırım Bay Kim. Gelmenize gerek yoktu. İdare ederdim ben."
"Saçmalama Jungkook. Şöyle artık şu hastanenin adını."
"O zaman konum atayım ben size. Hangi hastanede olduğumu bilmiyorum çünkü. Dediğim gibi birisi getirmiş beni buraya."
Onayladığında telefonu kapatmış ve konum atmıştım. Oflayarak kafamı arkaya attığımda boynumun acısıyla "Sikeceğim böyle işi." diye sinirle söylenmiştim. Doğru düzgün hareket edemiyordum resmen şerefsizler yüzünden.
Annem aklıma geldiğinde hızla arayıp açmasını beklemeye başladım.
"Ah Jungkook, uyandın mı oğlum? İyi misin?"
"İyiyim anne. Gelmişsin hastaneye."
"Evet oğlum. Geldiğimde öyle kötü görünüyordun ki. Neyse ki şimdi iyisin. Baban şüphelenmesin diye eve gitmek zorunda kaldım. Bu durumu öğrense seni bir de o döver maalesef."
"Öyle anne. Neyse kapatıyorum ben. Birkaç saate çıkarım herhalde."
"Tamam oğlum, dikkat et kendine. Çıkınca eve gel hemen."
Onaylayıp telefonu kapattığımda ağrıyan gözlerimi kapatıp Bay Kim'i beklemeye başladım. Bir an önce gelse iyi olurdu.
🐰
Birkaç dakika sonra kapı açılıp içeri Bay Kim'in girmesiyle saygısızlık olmasın diye yataktan kalkmaya çalışmış ama acıyla geri yerime yatmıştım.
"Dikkat etsene Jungkook. Kalkmana gerek yok." diyip yanıma gelmiş ve elimi ellerinin arasına almıştı. İstemsizce kalp atışlarım hızlanırken bir de saçımı okşamasıyla hızlı nefesler almaya başlamıştım.
"Çok kötü görünüyorsun. Nasıl oldu bu?"
"Şey, dün şirketten çıktıktan sonra arkadaşımı hastaneye ziyarete gelmiştim. Gece eve giderken uzak olduğu için kestirmeden gitmek istedim. İşte sarhoş adamlar falan vardı. Laf attı bir tanesi. Onu dövdüm ama hepsi birden üzerime gelince bir şey yapamadım. Sonra da bayılmışım. Birisi getirmiş hastaneye."
"Anladım. Gece tek başına çıkma bir yere. Söyleseydin seni almaya gelirdim." demişti beni azarlayarak. Gözlerinde bir duygu vardı fakat anlayamamıştım.
"Dün pek iyi ayrılmamıştık. Sizi çağırmam garip olurdu."
"Haklıydın Jungkook. İyi bir patron değilim ben." dediğinde yüzü düşmüş gibiydi. Tanrım, o böyle yaparsa pişman olurdum söylediklerimden. Aish, cidden.
"Ben bir anlık sinirle söyledim Bay Kim. Dün söylediğiniz şeyler beni hayal kırıklığına uğrattı sadece. Ben de altta kalmak istemedim."
Üzgün yüzüyle kafa salladığında kendime engel olamayıp onu yemekten korkuyordum. Şu an aşırı şirin görünüyordu.
Ne? Ne şirini? Kendine gel Jungkook. O senin patronun ve sen de ona sinir oluyorsun. Bir daha böyle şeyler söyleme.
Tamam.
İç sesimle konuşmam bittiğinde kafamı kaldırıp Bay Kim'e bakmış ve üzgün duran yüzüne dayanamayıp birleşik duran ellerimizi iyice sıkmış ve parmaklarıyla oynamaya başlamıştım.
"Öyle üzgün durmayın Bay Kim. Cidden, çok iyi bir patronunuz. Ama biraz sinir bozucusunuz. Eh, olur o kadar."
Of, ne diyordum ben ya? Saçmaladım sanırım.
Söylediklerimle sonunda gülümserken istemsizce ben de gülmüştüm. Güzel bir gülümsemesi vardı.
"Teşekkür ederim Jungkook. Sinir bozucu olduğumu duyduğuma ne kadar mutlu oldum anlatamam."
İstemsizce kahkaha atarken dikkatli bir şekilde bana baktığını fark ederken gülümsemem yavaş yavaş kaybolmuş ve ortamın içine edecek bir şey söylemiştim.
"Şey, çişim geldi. Tuvalete götürür müsünüz beni Bay Kim?"
Kendimi sikeceğim şimdi. Sıçtın ortama Jungkook.
Gülerek beni onaylamış ve kolumdan tutarak ayağa kaldırmıştı. Tabii bu sırada yüzlerimiz de oldukça yakındı. Zorlanarak kalkabildiğimde belimden tutmasıyla nefesim götüme kaçmıştı. Neden bu kadar yakın davranıyordu? Aklıma Jiwoo'nun dediği şeyler gelip duruyordu.
Hayır Jungkook, ondan hoşlanmıyorsun.
Odanın içindeki tuvaletin önüne getirince "Yanına gelmemi ister misin?" dediğinde garipçe ona bakmıştım. Girip ne yapacaktı?
"Pardon ama girip ne yapacaksınız?"
"Yardımcı olurdum."
"Ha?"
Şaşkınca ve utanarak ona baktığımda oflayarak "Tamam, demedim bir şey. Gir hadi." demişti. Kafa sallayıp tuvalete girmiş ve işimi halledip çıkmıştım. Bay Kim hemen kapının önünde beni bekliyordu. Yatağa kadar gitmeme de yardımcı olduğunda mahçup bir şekilde ona bakmıştım.
"Teşekkür ederim Bay Kim. İsterseniz gidebilirsiniz. Ben de evde hazırlanıp işe öyle gelirim."
"Ne saçmalıyorsun sen? İşi unut. Bugün ben bakıyorum sana." dediğinde şaşkınca mırıldanmıştım.
"Ne?"
-
Biraz sıkıcı ve boş bir bölümdü. Kusura bakmayın lütfen 🙏 🙏 🙏
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfenn sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss | Taekook
FanfictionJungkook, aldığı ceza yüzünden Kim Holding'te 2 haftalığına staja başlar.