20.Bölüm: "Çok kötüsünüz Hyung!"
-
Güzel bir araba yolculuğunun ardından Bay Kim arabayı park ederek durdurdu. Birlikte kafeye girince çıkan sesten dolayı hem Jimin Hyung'un hem de Yoongi Hyung'un kafaları bize dönmüş ve ağızları 2 metre açılmıştı. Eh, haklılardı da. Bay Kim'i buraya getirmemi beklemiyorlardı.
"Merhaba, Bay Kim'le gezmeye çıkmıştık ve onu buraya getirdim." dedim ikisine açıklama niteliğinde. Jimin Hyung imalı bakışlar atmaya başlarken Yoongi Hyung göz kırpmıştı.
"İyi yapmışsın. Jungkook sizden çok bahsediyordu. Sonunda tanışma fırsatı bulduk." diyen Jimin Hyung'a gözlerimi belerterek baktım. Bunu neden söylemişti? Utançtan ölmemi falan mı istiyordu? Yanımda duran Bay Kim'in şaşkınca bana baktığını hissedebiliyordum.
"Ah, öyle mi? Bu arada resmi olmanıza gerek yok. Taehyung diyebilirsiniz."
"Jimin ben de. Bu da sevgilim Yoongi."
Siktir, bunu şu an söylememeliydi. Bay Kim'in homofobik olmadığını bilsem de kötü bir tepki verebilirdi.
Jimin Hyung'a gözlerimle susmasını işaret ederek Bay Kim'e döndüm ve "Şey, bundan bahsetmedim size. Rahatsız olduysanız üzgünüm." dedim.
"Sorun değil." dediğinde şaşkınca baktım. Eşcinsel olduğumu duyunca bana o kadar şey söyleyen adam karşısındaki çifte hiçbir şey dememişti. Bay Kim her geçen gün beni gerçekten şaşırtıyordu.
"Memnun oldum." diyerek ikisine de gülümsedi.
"Siz şu masaya geçin. Ne istersiniz bu arada?"
Yoongi Hyung'un sorusuyla içecek bir şeyler söyleyerek masaya geçtik. Sessizce otururken birbirimizin gözlerine bakıyorduk ve utandığımı hissetmiştim. Tanrım, çok derin bakıyordu. Sanki, sanki seviyor gibiydi.
Bu düşünce kalp atışlarımın hızlanmasına neden olurken elimi istemsizce kalbime götürmüştüm.
"İyi misin Jeon?"
"Ah, evet evet. Bir an ağrıdı gibi oldu da."
Telaşla cevap verdiğimde kaşları çatılsa da bir şey demedi. Ardından bakışları yüzümde bir yere odaklanınca sorar bir şekilde ona baktım.
"Yüzündeki yara izi nasıl oldu? Çok belirgin duruyor." diyerek elini yanağımdaki yara izine götürmüş, ardından hafifçe okşamıştı. Gözleri de şefkatli bir şekilde bana bakıyordu. Bugün bana bir şey olmazsa iyiydi. Kalp krizi geçirebilirdim.
Tam cevap vereceğim sırada Yoongi Hyung siparişlerimizi masaya bırakmış ve gitmeden önce dediği şeyle utançtan deli gibi kızarmamı sağlamıştı.
"Kusura bakmayın, romantik bakışmanızı bölüyorum ama siparişleri getirmem lazımdı."
Sırıtıp gitmesiyle kızaran yanaklarımı tutarak ofladım. Neden böyle bir şey demişti? Karşımda oturan Bay Kim'e utançla baktığımda dudağını dişlediğini ve dudağındaki hafif kıvrımı fark ettim. Gülüyor muydu o? Ne?
"Şey, o öyle demek istemedi. Yani romantik derken onu kastetmiyordu. Şey dedi as-"
Hayatımda kurduğum en mantıksız cümleleri Bay Kim kahkaha atarak kesti. İstemsizce gülüşünü izlerken birkaç saniyenin ardından kahkahası durmuş ve "Bu kadar telaş yapmana gerek yoktu. Arkadaşın ne de olsa şaka yaptı değil mi?" demişti.
"Ha? Şey yani evet. Çok şakacı bir insandır. İlahi Yoongi Hyung." diyerek ben de yalandan güldüm. Neyse ki anlamamıştı.
Of, keşke buraya getirmeseydim Bay Kim'i. Diken üstünde gibi hissediyordum çünkü ne zaman Yoongi ve Jimin Hyung'a dönsem gözleri bizim üzerimizde oluyordu. İmalı imalı sırıtıp utançtan ölmemi sağlıyorlardı.
Masada bir sessizlik olduğunda içeceğimi alıp içtim ve konu açmak için konuşmaya karar verdim.
"Benden sonra sekreter olarak birini alacak mısınız Bay Kim?"
Sorumla yüzü garip bir hâl alırken birkaç saniye düşünüp kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hayır, öyle bir şey düşünmüyorum şu anda. Muhtemelen Hosoek'tan falan yardım isterim."
"Neden ki? Yani zor olmaz mı?"
"Hayır, senden sonra başka birini almak istemiyorum." dediğinde yüzüm düşerken parmaklarımla oynamaya başladım.
"O kadar mı kötüydüm Bay Kim?" diye üzgünce konuştuğumda şaşkınca kafasını iki yana salladı.
"Saçmalama, o anlamda söylemedim. Yanlış anladın beni. Gayet iyiydin sen. Sadece yeni birini istemiyorum işte." diyerek omuz silktiğinde yüzüne bakmıştım. Düşünceli görünüyordu.
"Anladım Bay Kim."
"Deminki soruma cevap vermedin. Yüzündeki yara nasıl oldu?"
Ah, ona anlatmalı mıydım? Eve geç geldiğim bir gün babamla çok kötü kavga etmiştik. Sinirden etrafa eşyalar fırlatmaya başladığında ise kırık cam parçası yüzüme gelmiş ve kesmişti. Hayatımın en kötü günlerinden biriydi çünkü o gün sonsuza kadar yüzümde taşıyacağım bir yara izi bırakmıştı bana.
"Şey, kavga ederken oldu. Önemsiz bir şey." diyerek geçiştirmeye çalıştığımda kaşları sinirle çatılmış ve "Doğru düzgün anlat şunu." demişti. Oflayarak saçlarımı elimle geriye attım ve umursamaz görünmeye çalışarak cevap verdim.
"Babamla kavga ediyorduk işte. Sonra o etrafa bir şeyler fırlatırken cam parçası yüzümü kesti."
"Tanrım, o adamla o kadar yıl nasıl yaşadın Jeon? İğrenç birisi. Gerçi benimkinin de bir farkı yok ama neyse."
Son cümlesini mırıldanarak söylese de duymuştum. Ne yani onun da mı babası kötüydü? Yoksa onu dövmüş müydü?
"Sonuç olarak şu an kurtuldum Bay Kim. Mutluyum."
"Güzel o zaman. Hep mutlu ol."
"Siz de Bay Kim. Siz de hep mutlu olun."
🐰
1 saat kadar güzel bir sohbet ettikten kalkmaya karar vermiştik. Çıkışa doğru yürürken Jimin ve Yoongi Hyung yanımıza gelmişti.
"Yine gel Taehyung. Jungkook bundan büyük bir zevk duyar. Öyle değil mi Jungkook?"
"Tabi Hyung tabi. Çok zevk duyarım." diyerek sinirle dişlerimin arasından konuştum. Bugün ikisini de yaptığı tek şey be utandırmaktı. Bay Kim bana dönüp gülmüş ve konuşmaya başlamıştı.
"Tabii, gelirim yine.
Memnun oldum tanıştığıma. İyi akşamlar size.""Sana da."
Ardından Bay Kim gitmiş ve rahatlayarak arkama dönmüştüm. İkisi de korkulu yüz ifadeleriyle bana bakıyordu. Anında yüzümde sinirli bir ifade belirirken yüksek sesle bağırmıştım.
"Çok kötüsünüz Hyung!"
-
Yoonmin çifti çok şerefsiz hehehe
Yorumları bekliyorum 😝😝😝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitch Boss | Taekook
Fiksi PenggemarJungkook, aldığı ceza yüzünden Kim Holding'te 2 haftalığına staja başlar.