19.Bölüm: "Nasıl bir ceza olduğuna bağlı Bay Kim."

15.8K 1.3K 1.7K
                                    

19.Bölüm: "Nasıl bir ceza olduğuna bağlı Bay Kim."

-

Bir çarşamba günü yine şirkette işimi yaparken olanları hatırlayıp kendi kendime kıkırdayıp duruyor, sonra da kızarmış yanaklarımı ellerimle serinletmeye çalışıyordum. Tanrım, fazla mutluydum. Yani çok bir şey olmamıştı, sadece Bay Kim eskiye göre bana biraz daha samimi davranmıştı ama yine de çok mutluydum işte. O kadar kavganın üstüne bu durumda olmak iyi gelmişti ve tam olarak homofobik olmadığını da bu şekilde anlamış olmuştum. Eğer öyle olsaydı benimle asla bu şekilde konuşmazdı.

Düşüncelere dalmışken Bay Kim'in odasından çıkmasıyla heyecanla ona döndüm. Yüzünde hoş bir gülümsemeyle masanın önüne gelip ellerini oraya koydu ve bana doğru eğildi. Yaptığı hareketle gözlerim kocaman açılırken nefesimi tuttum. Fazla şey bir hareketti. Şey işte. Anladınız siz.

"Selam Jeon."

"Selam Bay Kim. Bir şey mi oldu?" dedim hafifçe gülümseyerek. Odasından pek çıkmazdı bazı durumların dışında. Kafasını iki yana olumsuz anlamda sallayarak "Hayır." dedi. "Sadece odada çok fazla sıkıldım. Yapacak iş yok. Ben de düşündüm ki seninle dışarı çıkabiliriz. Çıkışa az bir vakit kaldı zaten"

Kalbim depar atarken yüzümdeki gülümsemeyi engellemeye çalıştım. Canı sıkılmış ve benimle dışarı çıkmak istemişti. Bundan daha güzel bir şey olabilir miydi? Tanrım..

"Tabii Bay Kim, çıkabiliriz. Nereye gideceğiz ki?" diye merakla sorduğumda omuz silkti. "Özel bir yer düşünmedim. Senin istediğin bir yer varsa gidebiliriz."

"Hmm, yolda düşünürüm. Çıkalım o zaman!" diye heyecanlı bir şekilde bağırdığımda tebessüm etmiş ve kafa sallayarak "Çıkalım." demişti. "Yani dışarıya."

Sonradan yaptığı düzeltmeye içten içe sırıtsam da bunu ona belli etmeyerek yanda asılı olan kabanımı üzerime geçirdim ve telefonumu da cebime atarak ayağa kalktım. Birlikte asansöre yürüyüp bindik ve aşağı inince çıkışa doğru yürümeye başladık. Şirlettekilerin gözleri merakla üstümüzde gezinse de pek umursamadım. Karşıdan bize merakla ve gülerek bakan Jiwoo'yu görünce dudaklarımı oynatarak 'Sonra anlatırım.' dedim. Ardından sessiz bir şekilde arabaya yürüdük ve yola çıktık.

Radyoda çalan şarkıya sessiz bir mırıltıyla eşlik ederken Bay Kim'in bana baktığını hissetmiştim. "Sesin güzelmiş Jeon."

Sırıtarak "Teşekkür ederim Bay Kim. Sizin de öyle." dediğimde kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. "Benim sesim güzel değil ki. Fazla kalın. Şarkılara uymuyor."

Şaşkınca ona dönüp itiraz ettim. "Saçmalamayın isterseniz. Çok derin bir sesiniz var ve bu çok güzel. Eminim ki şarkı söyleseniz muhteşem bir şey olur."

"Sen öyle diyorsan." diyip önüne dönmüş ve arabayı sürmeye devam etmişti. "Ee karar verdin mi nereye gideceğimize?"

"Imm, aklıma gelmedi pek. Aslında sinemaya gidebiliriz. Ya da alışveriş merkezini falan gezebiliriz."

"Pekala, o zaman ilk önce bilet alalım. Vakit gelene kadar gezeriz. Uygun mudur senin için de?"

"Tabii, çok uygun."

Onaylayarak arabayı alışveriş merkezine doğru sürerken sırıtarak parmaklarımla oynuyordum. Aşırı mutluydum ve bu mutluluğumu birileriyle paylaşmazsam patlayacaktım. Tuvalet bahanesiyle Jiwoo'yu ya da Jimin Hyung'u falan aramalıydım. Derken telefonum çalmış ve annemin aradığını fark etmiştim. Bay Kim bana dönerken ona bakmayarak telefonu açtım.

Bitch Boss | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin