Filmin ortasındaydık ve ben gerçekten çok korkuyordum. "Louis, ben çok korkuyorum." dedim yanına sokularak. O da beni daha çok kendine sardı. "İyiki yanımdasın Louis." dedim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Eminim şu an Bella yandan bana öldürücü bakışlar atıyordur. Ama hiç umrumda değildi. Bir kaç dakika sonra dudaklarımı ayırdım ve filmi izlemeye devam ettim.
Az sonra gözüm Harry ile Bella'ya kaydı. Ara sıra gözleri filme kaysada çoğunlukla bana bakıyordu kıskançlıkla. Ah, Tanrım! Neden beni öldürecek kişi şu an evimde film izliyor?
Filmin sonuna yakınken Louis'in üzerine yatmış, uyuyordum. Daha sonra film sesi kesildi ve ışıklar yandı. Kendimi birisinin kucağında hissettim. Evet, Louis beni kucağına almıştı. Az sonra kapı açıldı ve birileri çıktı. Zaten bunlar Harry ve Bella idi. Kapı kapandıktan sonra yukarıya doğru çıktık ve odama girdik. Az sonra Louis dolabımdan bir eşofmanımı aldı. Daha sonra altımdaki pantolonun çıkarıp eşofmanımı giydirdi. Şu an utanamayacak kadar çok uykuluydum.
Az sonra beni tekrar kucağına aldı ve yatağımın üzerindeki yorganı açıp beni içine soktu. Bir kaç dakika sonra kendisi de girdi ve tatlı bir uykuya daldık.
***
Sabah kalktığımda Louis'nin hâlâ uyanmamış olduğunu farkedince sessiz olmaya çalıştım. Hemen ayağa kalktım ve kısa bir duş için üzerimdekileri çıkarıp bornozumu giydim. Daha sonra banyoya girdim ve sıcak su ile birlikte güzel ve rahatlatıcı bir duş aldım. Ardından banyodan çıktım ve üzerime bornozumu takıp odama girdim.
Louis hâlâ uyanamamıştı. Ya da sadece rol yapıyordu. En iyisi uyandırmak yoksa ben giyinirken her an her şeyi yapabilirdi.
"Louis! Louis hadi kalk!" dedim ve sarstım.
"Hı?" diye söylendi.
"Kalk diyorum! Giyincem şimdi."
"Sen giyin, ben daha sonra kalkarım."
"Pis sapık!" diye ciyakladım.
"Tamam, tamam. Kalkıyorum işte." deyip kalktı ve doğruca odadan çıktı. Ben de gittiğinden emin olduğumda üzerimi değiştirdim ve makyajımı yaptım. Bugün saçlarıma hiç bir şey yapmayacaktım. Serbest durmaları daha iyi.
Aşağıya indiğimde banyodan duş sesi geliyordu. Belli ki Louis duş alıyor. Hmmmm! Bu benim için iyi bir fırsattı. Banyoya girip kovayı elime kaptığım gibi soğuk suyu açıp içini doldurdum. Ardından klozetin kapağının üzerine çıktım ve elimdeki kovanın içindeki suyu kabinin içine doğru döktüm. Ve ardından kahkahalar atarak dışarıya çıktım.
"Ah, bu su çok soğuk!!" diye bağırdı. Ben kahkahalarıma engel olamıyordum. Kahkahalarım dinince mutfağa geçip kahvaltıyı hazırladım. Çok geçmeden Louis geldi.
"Çok komik bir şakaydı. dedi alaycı bir ses tonu ile.
"Evet, bence de öyleydi." dedim. Daha sonra kahvaltıya başladık. Çok geçmeden bitirdik ve doğruca odama çıktım ve çantamı hazırladım. Hmm, bugün biyoloji ile fizik varmış. Acaba Louis'in dersleri ile Aynı dersler var mıdır?
"Louis, bugünkü derslerin neler?" die bağırdım.
"Hmm, kimya ve geometri var."
"Ummm, istersen evine gideceğine ben kendi kitaplarımdan vereyim." dedim. Bunu bağırarak söylememiştim; çünkü Louis buraya gelmişti.
"Peki." dedi ve ben kitaplarımı başka bir çantaya koyup Louis'e uzattım. İkimiz de çantalarımızı alıp dışarıya çıktık. Üzerimde ince bir kazak, altımda ise siyah dar pantolonum vardı. Hava güneşliydi, bu nedenle güneş gözlüğümü takmayı ihmal etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For Reality (Louis Tomlinson)
Hayran KurguGözlerini açtı ve benim gözlerime kenetledi. O mavi gözleri... Beni öldürüyordu. Sadece bana bakmasıyla içimde büyük bir huzur oluşuyordu ve bu çok güzel bir histi. Kendimi onun kollarına bırakmak istedim ama bunu yapmayacaktım. Ondan olabildiğince...
