Bütün vücudumu süzdü. Daha sonra gözleri gözlerimden başka bir yere bakamadı, ve hâlâ dışarıya çıkmamıştı. Bu beni öldürüyordu; özellikle şu an ne kadar üşüsemde utancımdan terlemiştim.
"Çok güzelsin."
"Teşekkür ederim ama çıkabilir misin?"
"Pek niyetim-"
"Louis çık dışarı."
"Peki." dedi ve çıktı.
Ben utancımdan yerin dibine girmiştim. Ve şu an hem yerin dibindeki alevlerden, hem de utancımdan bu halimde bile terleyebiliyordum. Louis'in çıktığından emin olduğumda üstümdekileri de çıkardım ve banyoya girdim. Sıcak suyun üzerime deymesi beni çok rahatlatıyordu. Sanırım tüm dertlerim ve sıkıntılarım bu sıcak sular ile birlikte bir akarsu gibi akıp, gidiyordu. Ben ise sadece oturmuş, sıcak suyun vücudumda dolaşmasını seyrederken bir yandan da gördüğüm rüyayı ve Louis'in beni çıplak gördüğü zaman ne düşündüğünü düşünmeye çalışıyordum. Bu şekilde kesinlikle daha rahat düşünebilme oranım çok yüksekti.
Başımı da yıkadıktan sonra duş kabininden hızlıca çıktım ve bornozuma sarılıp dışarıya çıktım. Çıktım diyemeyeceğim çünkü Louis kapının önümde beni durdurdu ve saçlarımı koklamaya başladı.
"Çok güzel kokuyorsun." diye fısıldadı.
"Sana bir ipucu bereyim. Eğer sen de duş alırsan sen de güzel kokarsın." dedim ve önünden geçip odama doğru ilerledim. Tüm evi krep kokusu sarmıştı ve bu krepi Louis'in yapması beni gerçekten ciddi anlamda şaşırtıyordu.
Odama çıktığımda doğruca kapıyı kilitlemek için kapı anahtarına baktım ama yerinde değildi. Dışarıya baktım ve Louis elinde kapımın anahtarını sallarken gördüm. Bu çocuk gerçekten aptal ve sapık.
"Ver şu anahtarı Louis."
"Hayır, eğer bunları verirsem kapıyı kilitleyeceksin ve benim o muhteşem vücudunu görmene izin vermeyeceğinden dolayı bu anahtarları sana vermeyeceğim."
"Ne yani, ben giyinirken pat diye odama mı dalacaksın?"
"Ne beklemiştin?"
"Louis, sen tam bir aptal ve sapıksın."
"Birinci şıkkı pek beğenmedim ama ikinci şık belki doğru olabilir."
"Hayır, sen hem sapık, hem aptalsın. Ve hemen ver şu anahtarları." dedim ve üzerine doğru yürümeye başladım. Her ona doğru attığım adımda bir kere geriliyordu. En sonunda dış kapının olduğu yere kadar geldiğimizde Louis hızlı adımlar ile dışarıya çıktı. Ben bu çocuğun aptal olduğunu söylememiş miydim? Hemen dış kapıyı kapattığına emin olduğumda odama doğru yürümeye başladım. Bir yandan da kahkahalarımı dindirmeye çalıştım. Louis tam anlamıyla kapıyı tekmeliyordu ama umrumda bile değildi.
Odama ulaştığımda üzerimdeki bornozu çıkardım ve rahat bir şekilde giyinmeye başladım. Tekrar bikinili bir şekilde kaldığımda aynanın karşısına geçtim ve kendime hareketler yapmaya başladım. Hâlâ gülüyordum. O kadar rahattım ki kapıyı bile açık bırakmıştım. Gülmemi şu sesle bıraktım.
"Bence kendine şov yapmayı bırak ve biraz daha hızlı giyin. Yoksa kendimi tutamayabilirim bebeğim."
Nasıl ya? Ya sen, sen nasıl girdin ki içeri? Sen dışarıya çıktığın zaman tam bir aptala dönüşmüştün. Daha sonra içeri girdin ve ben giyinirken tekrar beni izleyerek sapıklaşmış oldun, kim bilir 2 dakika sonra nasıl bir hâl alacaktı Louis?
"Gerçekten benim seni izlememden hoşlandın mı?"
"Ha-hayır tabii ki! Ve bunu nereden çıkardın?"
![](https://img.wattpad.com/cover/29946968-288-k550782.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For Reality (Louis Tomlinson)
Fiksi PenggemarGözlerini açtı ve benim gözlerime kenetledi. O mavi gözleri... Beni öldürüyordu. Sadece bana bakmasıyla içimde büyük bir huzur oluşuyordu ve bu çok güzel bir histi. Kendimi onun kollarına bırakmak istedim ama bunu yapmayacaktım. Ondan olabildiğince...