"Anlatacağım, fakat bir şartla." Söyleyeceği şeyden her ne kadar korksam da 'Ne?' anlamında salladım başımı. "Ben," gözlerini kapattı. Ve bir süre sonra tekrar açtı ve o yemyeşil gözlerini benim gözlerime kenetledi. "senin Bethnay'den özür dilemeni istiyorum."
Bunu dediğini duyduğum gibi ağzımın açılmasına engel olamadım. "İşte bunu asla yapmayacağım."
"O zaman Louis'in sana yapacaklarından habersiz, sadece neler olacağını beklersin. Sen bilirsin."
"Harold bunu bana yapma. Lütfen!"
"Siz de bana bunu yapmayın. İkinizin arasında kalmaktan nefret ediyorum!"
"Neden ben ondan özür diliyormuşum pekala?"
"Çünkü bu daha kolay. Lütfen anla beni."
"Sen de beni anla! Aşkın ne kadar güçlü bir şey olduğunu çok iyi biliyorum. Fakat arkadaşlığımızın da çok kuvvetli olduğunu sanıyordum. Ta ki bu saniyeye kadar."
"Diana! Böyle konuşma!" Gözleri dolmuştu.
"Nasıl konuşayım?"
"Lütfen kabul et! Lütfen! Tek şansım bu!"
"Bu iyiliğimi sakın unutma Harold. Sakın." dedim ve telefonumu elime aldım. Telefon mu? Louis!
"Teşekkür ederim Diana!" dedi ve bana kuvvetlice sarıldı. Onu Louis olduğunu düşününce içimde büyük bir sevinç oluşmuştu, Harold olduğunu bildiğim halde bunu yapabildiğime şaşırmıştım. Tabii Harold'un da olması beni çok mutlu ediyordu.
"Önemli değil." dedim ve Bethany'i aradım. Şu saniyeye kadar ne yaptığımın farkında değildim. Bir dakika? Ben şu an sırf Bethany'den özür dilemek için onu mu arıyorum? Tam açtı ki refelks olarak telefonu kapattım. Harold'un yüzünde hayal kırıklığı vardı. "Ben bunu yapamam."
Telefonu elimden aldı. "Yapabilirsin." Telefonda bir şeyler yaptı. "Sadece şunları oku tamam mı?" Telefonu masaya bırakıp bir kağıt aldı ve bir şeyler yazdı. Daha sonra ikisini de bana uzattı. Ben de reddedemeyeceğimi anladığım için inkâr etmeden Bethany'i aradım.
"Ne var Diana?"
"Bethany lafı uzatmayacağım. Senden özür diliyorum." dedim ve telefonu yüzüne kapatıp yüzümü yastığa gömdüm. "Artık anlat şu lanet olayı!"
"Tamamen kâğıttakileri okuduğun için seni tebrik ediyorum." dedi.
"Anlatacak mısın artık?"
"Pekâlâ." dedi ve boğazını temizledi. "Evet, kısaca alacağım. Bethnay'nin nedenini biliyorduk zaten. Bethany ile benim aramı yaptı ki beni senden uzaklaştırsın. Zayn... O da sırf senin yaptıklarını gözetlemek için. Yani Louis'in küçük kuşlarından birisi. Her şeyi nasıl öğrendiğini sanıyordun? Ama, beni en çok üzen şey Bethany'nin sırf Louis için benimle olmasıydı. Ama ondan ayrılamayacak kadar çok seviyorum."
Yanağından bir damla göz yaşı aktı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Dayanamadım ve ona sarıldım. Ayrılmadan konuştum. "Bu oyun sadece bir süreliğine. Eminim ki Bethany seni tamamen sevecektir. Eminim." Ayrıldıktan sonra fısıldadı.
"Teşekkür ederim Diana."
"Önemli değil."
Ayağa kalktı ve lavaboya ilerledi. Yüzünü yıkayacaktı. Masanın üzerinde bir zarfın olduğunu farkettim. Bu sefer kimdendi ki? Zarfa baktım ve üzerinde yazan o iki kelimeye bakakaldım. Louis Tomlinson.
Sevgili Diana,
Bu bir oyun ve bu oyun sürecinde ikimizin de kalbi kırılabilir. Sana söyledim. Burada bunları söylemeyeceğim. Bak Diana, ben seni gerçekten deliler gibi seviyorum. Nedenini bilmiyorum ama çok seviyorum işte. Çok. Hemde çok. Bu notu unutma. Ve seni sevdiğimi. Asla.
Sevgilerimle, Louis Tomlinson...
*Çok kısa oldu ama yazmaya üşendim. Yeni bir kitaba başladım bu arda.
Whattsap #Harry Styles#
Pls okuyun.
Sizi seviyorummmmmm! 🍥🍥🍥🍥
![](https://img.wattpad.com/cover/29946968-288-k550782.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For Reality (Louis Tomlinson)
FanficGözlerini açtı ve benim gözlerime kenetledi. O mavi gözleri... Beni öldürüyordu. Sadece bana bakmasıyla içimde büyük bir huzur oluşuyordu ve bu çok güzel bir histi. Kendimi onun kollarına bırakmak istedim ama bunu yapmayacaktım. Ondan olabildiğince...