seventeen

2.2K 161 45
                                    

*attığım ikinci bölüm diğerini atlamayın.

**cinsellik bölümüdür. yaşınız küçükse, hoşlanmıyorsanız diğer bölüme atlayabilirsiniz.

Hamle yapmak ölümcül olabilirdi, attığım her bir adım beni ona daha çok bağlayabilir ve ona kapılabilirdim. Eğer kalbimi bu derece kırmasa, beni parçalarıma ayırdığını görmesine rağmen susmasaydı belki de ona kapılabilirdim. Ayrıca tüm riskleri göz önüne alıyordum; kendime, ona ihtiyacım olmadığını kanıtlamak için, onun bana yaptıklarını ödetmek için bunu yapmak zorundaydım, bunu unutmamalıydım. Onu geri ısırmalı, ona benim de en az onun kadar acımasız olabileceğimi göstermeliydim.

"Bir ilişki istemiyorum." Dedim tam da bu sebepten. "Senin de istemediğini biliyorum."

Gülümsedim, bunu yaparken hiç zorlanmadım. İçim kan falan ağlamadı, sadece zevk aldım. Gözümün önünde bedeni önce hafifçe titredi; gözlerimde ne gördüyse dudağının bir kenarı yukarı kalktı.

"Nerede yaşadığımızı unutmamalıyız." Dedi yavaşça.

Ellerini bıraktıktan sonra, "Evet, haklısın. Türkiye şartları..." Masanın çevresini dolaşırken bir şövaleyi de kıvrandım. Masanın bir ucunda durdum, ona küçümseyen bir bakış attım. "...Ama sonuç olarak, birbirimizi sevmiyoruz. Ve olay Türkiye'nin ne kadar zor şartları olduğu değil, senin ve benim birbirimizi o anlamda sevmememiz."

"Bence ikimizde farklı şeylere ilgi duyuyoruz, Sarp." Tişörtümü başımdan çıkarıp masanın üzerine bıraktım, ona doğru kışkırtıcı bir yol çizdim. Benim çıplak bedenim ve onun kasılmış bedeni arasında bir mesafe kalmayana dek yaklaştım. Başımı boynuna doğru eğerken kalbim iki avcumun arasında atıyormuş gibi hızlıydı ama dedim ya, artık görmezden gelmek çok kolaydı.

"Değil mi?" Hiçbir şey demedi, gözlerimiz birbirine dokunurken ruhumun derinliklerinde o gözlerde kaybolmayı ne kadar istediğimi hatırladım.

Bir an gerçekten de yolu buldum sanmıştım ancak bunun sadece Amerikan rüyası olduğunu çok çabuk anlamıştım. Sancak bir şalteri kapatmış, birisini indirmişti. Beni seven birilerinin olduğuna inancım, bilincimi geri getirmişti. Artık bir akıntının içinde debelenmeme, Sarp'ın beni sevmesine ihtiyacım yoktu. Mantığım tekrar devredeydi ve bu sefer o kadar kolay mahvolmayacaktım.

Gururumu ayaklar altına aldıysa, aynısını ona yapmama da hazır olmalıydı.

"Bence..." Elim kısa kollu tişörtünün üzerinden dirseğini yakaladı, yukarıya doğru tırmanırken nefesimi çenesine doğru verdim. "Bu kaşımamız gereken bir yara ve sen de benim gibi hissediyorsun, hissetmesen şuan burada böyle durmazdım değil mi?"

Bana söylediklerini birer birer yedirecektim ona. Elim eşofmanın beline dolanarak içeriye girdi, soğuk elim yüzünden mi yoksa ondan asla ayırmadığım bakışlarım yüzünden mi titriyordu. Her iki ihtimalde içimi ısıtıyor, onu bu derece etkileyecek kadar içine sızdığım için mutlu hissediyordum.

"Bunun doğal ve geçici..." Elim boxerının üstünden aletini yavaşça okşadığında göz bebekleri büyüdü, düşmemek için kollarıma tutundu. "Bir şey olduğunu sen söylemiştin, bebeğim." Dedim ve hızlıca elimi çekip tişörtünü eteklerinden tutup başından savurdum.

Duygular yok, Akın. Duygular yok.

Elleri hemen yanaklarımdan beni dudaklarına çektiğinde iki adım geri çekildim. Bakışları ne olduğunu anlayamadığını açıkça ortaya döküyordu ama nefes nefese bir şekilde masaya dayanmadan edemedim.

rolling in the deep |boyslove|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin