seven

2.7K 179 43
                                    

bir hafta sonra

Bir ailem olduğunu hatırladığım nadir zamanlardan birisi de aynaya bakarkendi. Yüzümde bir zamanlar hep gördüğüm yaralar artık yoktu, annem benim için babamın kemerinin altına girmiyordu, babamın her daim öfkeyle bakan gözleri yoktu, sinirli sözlerinden yargılayıcı bakışlarından korkmama da gerek yoktu. Ama yüzüme baktığımda gördüğüm geçmiş bana hepsini daha demin yaşamış ve bitirmişim gibi hissettiriyordu. Kaşımın altındaki küçük dikiş izi dikkatli bakılmadığı sürece görünmezdi ama ben hissettiğim sürece ilk günkü acısıyla benimle olacaktı.

"Tamam, en yakışıklı sensin," Sancak alaycı sesiyle omzuma patpatladı. "Şimdi gidelim." Cümlesi bitince özgüvenli bir gülüş attım ona.

"Biliyorum dost, sağol." Bu kez ben onun evine gelmiştim, küçük erkek kardeşi beni görünce çok sevinmişti ve annesinin işe gitmeden önce yaptığı dolmadan vermeye çalışmıştı ama yememiştim. Uzun zamandır anne yemeği yemiyordum, yemek istemiyordum.

"Talha biz çıkıyoruz abiciğim, kendine dikkat et. Ocağı falan açma, ağzına sıçarım senin." Kardeşi ortaokula gidiyordu, küçük tatlı bir çocuktu. Sancak gibi kıvır kıvırdı.

"Tamam abi ya," Dedi çocuk. "Siz ne zaman dönersiniz? Annem erken gelirse ne diyeyim?" Sancak yakasını aynaya bakarak düzeltip ayakkabılarını giyerken kardeşini cevapladı.

"Erken gelmez. Gelirse Akın abilerde film izlemeye gitmiş dersin." Sonra duraksadı. "Dur lan, o zaman annem seni yalnız bıraktığım için kızacak." Beyni boşluğa düşmüş Sancak'a onaylamaz bir bakış attım. Sonra Talha'ya döndüm, saçlarını karıştırdım.

"Sen bu beyinsiz abini boşver, annene de edebiyat öğretmenimizin verdiği bir araştırma ödevi için kitapçıları gezmeye gittiğimizi söyle." Yalan konusunda uzmanlaşmış olmam böyle zamanlarda işe yarıyordu işte. Aslında her yerde işe yarıyordu, yalan mükemmel bir şeydi.

"Tamam." Cici cici gülen çocuk abisinden gözlerini ayırmıyordu. Bu bakışın altından bir şey çıkacaktı.

"Abi," Dediğinde aha dedim. Sancak bağcıklarını bağlamaya çalışıyordu hâlâ. "Bilgisayara girebilir miyim?"

"Bu da soru mu abiciğim." Dedi Sancak sakin sakin. "Tabii ki giremezsin." Çocuk hızla konuştu.

"İyi, ben de anneme sizin partiye gittiğinizi söylerim." Sancak bağırdı. "Lan! Küçük marul getirme beni oraya bak!" Biz artık ayakkabılarımızı giydiğimiz için Sancak şimdi içeri girse vakit kaybederdik, Talha'da tam bu anı kollamıştı.

"Bana ne. Oyun oynayacağım ya!" Dedi çocuk.

"Ver n'olacak?" Dedim Sancak'a. Çocuğa acımıştım, ben de kardeş olandım sonuçta. Acısını anlayabiliyordum.

"İyi tamam, girsin." Dedi Sancak sonra gitmek için arkasını dönüp kapıyı açtı ama çocuk asla ikna olmadı.

"Şifreyi söylersen hani!?" Dedi avaz avaz. Sancak sinirle kardeşine baktı.

"Talha sen dua et bak, Akın Abin burada yoksa–"

"Şifre!?" Sancak burnundan derin bir nefes aldı, sabır diledi. Bu abi kardeş savaşı kan davasına dönmeden Sancak'a doğru konuştum.

"Ver hadi, geç kalıyoruz."

"Tamam be aman, şifre de Akingerizekali123." Şokla karışık bir sinirle Sancak'a döndüm, bana bakmıyordu.

"Neden şifren benim ismim?!" Sancak ehehe şeklinde gülüp şeker şeker beni ittirdi.

"Öyle aklıma geldin de ondan canım benim." Talha kollarını kavuşturup abisine baktı.

rolling in the deep |boyslove|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin