twenty

1.8K 149 47
                                    

ertesi gün.

Bir ayağım diğerinin önüne atılıp giderken ve bunu sürekli devam ettirirken kulaklarıma dokunan müziği bile duyamayacak kadar sağırlaşmış, önümdeki yaşlı, işe giden amcayı göremeyecek kadar körleşmiştim. Düşüncelerimin karışıklığın tanımlayacak hiçbir şey yoktu şuan, tamamıyla sıçıp batırmıştım.

İntikam alacağımı biliyordum, er ya da geç onu sonsuza dek ısıracaktım, kanatacaktım. Ancak farkında olmadığım bir şey vardı. Dün akşam beynimde şimşeklerin çakmasını sağlayan bir şeydi bu.

Sancak geriye çekilip derin bir bakış attı. "Sevgili misiniz siz Sarp'la?.." Bakışlarımdan anlamış olacak ki kaşları hayretle kalktı. "Yoksa..."

"Takılıyoruz." Sığ bir nefes aldım. "Seks arkadaşıyız."

"Akın!" Sesi şok olsa da yüzü kızarmıştı. Kahveye çalan ela gözleri ve güzel dudakları aralanmıştı.

"Bakma öyle Sancak," Dedim bir çırpıda. "Ben de böyle olmasını istemedim, sadece onun etrafındayken ben çok..." Kafamı eğdim.

"... Farklı oluyorsun." Sancak'a döndüğümde gözleri çalkalanıyordu. "O da öyle dedi. Sanırım senin üzerindeki etkisinin farkında, orospu çocuğu."

Şaşalayarak;"Sana bunu Sarp mı anlattı?"

"Anlatmadı. Daha kurnazca davrandı. Duyacağımı bile bile erkekler tuvaletinde konuştu, Kaya'ya anlattı."

"Kaya'ya mı?" Aklıma gelen ilk şey yazısız koyduğumuz kanunlar gelmişti. Kimseye anlatmayacağımızı söylerken bile bana yalan söylemişti, hiçbir şeye saygısı yoktu gerçekten.

"Akın," Dedi Sancak sessizce. "Sarp'a güveniyor musun?"

"Ben kendime bile güvenmiyorum."

"O halde neden onun eline böyle bir koz veriyorsun? Bir anlık kıskançlık kriziyle gelip bana öttü, ya ertesi gün bir başkasına konuşursa? Bu riski alabiliyor musun? Sarp için?"

Ondan alacağım intikam öncelikli değildi, öncelikli olan tek şey babamdı.

Isırmak zorunda olduğum tek kişi babamdı ve Sarp, ne kadar babama benzese de babam değildi. Şu durumda, babamdan daha tehlikeliydi; bana yakındı ve kalbimi ellerinin arasında tutmayı iyi biliyordu. Bu yüzden Sarp'ı bırakmam, dişlerimi geçirdiğim noktayı kimse görmeden serbest bırakmalıydım.

Sancak haklıydı, pişman olacağım bir şey yapıyordum. Sarp'a dersini verme uğruna kendimi cayır cayır yakmayı göze alamazdım, ben acımasız olabilirdim ve eğer gerçekten istersem Sarp'ın ayağını çok güzel kaydırır, o küçük zavallı kıçını tekmelerdim ama kendimi de onunla birlikte yakamazdım. Dahası intikam alma işi ayağına yine kontrolü çok güzel kaybetmiştim, tabiri caizse iki günlük rüyamdan sonunda uyanmıştım.

Telefon çalınca boğazıma kadar çektiğim yağmurluğumu açıp telefonu çıkarttım. Annem arıyordu, buna ihtiyacım olduğu için aramasını kabul ettim.

"Akın?" Telefonu kulağıma götürmeden önce sosyal medyadan gelen bir mesaj dikkatimi çekti. Hiç fark etmemiştim sabahtan beri.

"Efendim annem?" Derken telefonu hoparlöre alıp uzun kavak ağaçlarıyla çevrili bu parkta bir banka oturdum. Sonbaharın yaza dayanan kısmı geride kalmış, artık günler kısalmıştı. Havalar daha soğuktu artık, kışa girmemize ne kalmıştı?

rolling in the deep |boyslove|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin