Tarçınlı Kek

1.8K 177 31
                                    

Medya= Melike Şahin (Hepsi Geçti)

İyi Okumalar

**********

Önünde duran genç doktor beyaz kâğıda bir kez daha göz attı "Gülcihan hanım hamile değil beyefendi, zehirlenmiş" demeden hemen önce adını sır gibi saklayan adama. "Dahası bedeninde çok sayıda ezik ve yara var. Kaza geçirmediğini düşünmeme yetecek kadar benzer yaralarla karşılaştım ne yazık ki. Bu yüzden polise haber vermek zorundayım."

Yıldırım'ın yüzünde tek bir mimik bile hareket etmedi gördüklerinin teyit edilmesiyle. Yine de "Polise haber verdiğinizde ne olacak peki doktor bey?" dedi, bir gerçeği dile getirmek için. "Ben söyleyeyim hemen. Muhtemelen bunu ona kimin yaptığını soracaklar ama o cevap bile vermeyecek. Hadi cevap verdi diyelim, kocam yaptı dediğini farz edelim. O kadının kocasını tanıyorum ve ne yazık ki sadece on dakika sonra elini kolunu sallaya sallaya çekip gidecek karakoldan. Ve belki de daha fazla acı verecek Gülcihan'a."

"Peki ne yapmamı istiyorsunuz? Doktorum ben, böyle bir şeye göz yumamam." Genç adam henüz çiçeği burnunda olduğu belli olan idealist doktorun bir on sene sonrada aynı idealleri taşımasını dileyerek gülümsedi. "Bunun bir daha olmasını ben engelleyeceğim. Gülcihan o adama bir daha yaklaşamayacak."

"Siz nesi oluyorsunuz?" Gri gözlerinde canlanmaya başlayan fırtına ile kıpırdanmaya başlayan kadına çevirdi nazarlarını. "Olası bebeğinin babası, ama kocası değilim." Doktorun kahve gözleri sedyede ki kadına döndü. Güzel ve fettan bir kadına benziyordu da hani baygın kadın.

Ve Yıldırım doktorun yargılar bakışı ile anladı ki idealleri olduğunu düşündüğü bu genç doktorun değil on sene, bir iki seneye kadar tüm ideallerini bir tarafa fırlatacağını anladı. Aynı onun yaptığı gibi doktoru umursamamaya karar vererek "Neden zehirlenmiş peki?" dedi.

"Zehirlenmesine neden düşük dozda bir sakinleştirici. Aslında kan değerlerinde görülen miktar oldukça düşük. Yani bedenin bu verdiği tepkiyi normalde çok ciddi zehirlenmelerde vermesi gerekirdi."

"Yani?" Aklına gelenle doktorun gözlerine baktı "Ahh iki saat kadar önce kusmuştu."

"Hımm anlıyorum. Muhtemelen mide emilimini tam yapmadan kusmuş olmalı ama değerlerinde ki yükseklik normalde böyle şiddetli bir şekilde kendini göstermemesi gerekirdi dediğim gibi. Anlaşılan çok hassas bir bünyesi var. İkinci bir serum takacağım, bitince götürebilirsiniz hastayı." Yıldırım adamın umursamaz bir şekilde yanına çağırdığı hemşireye söylediklerini dinledi. Peşindeki Cemal'e sessizce verdi emrini ve otele döndü. Kızılı o adamla göndermemek için bir yol bulmalıydı. Belki de adama kadının kendisine ait olduğunu ve yanında kalmasını istediğini söylemeliydi.

Otele vardığında ortalığı ayağa kaldıran İbrahim Nasurlu'nun karşısına geçti. "Karım nerede?!" diye bağırmasına alaylı bir gülümseme çakıp "Gülcihan hastanede, zehirlenmiş ama doktoru asıl kızdıran bedeninde ki sayısız yara izleri ve morluklardı" dedi. O an adamın gözlerindeki zalim ışıltı parladı ve söndü.

"Size karımla aramda ki ilişkinin hesabını verecek değilim. Hangi hastane?"

"Önce biz bir konuşalım." Aynı anda telefonu çalan İbrahim, ekrana baktı ve kapadı telefonu hızla. Yine de inatla çalmaya devam eden telefonla usturupsuz bir küfür çıktı ağzından ve "Ne var lan ne var?!" diye haykırdı. Sessizce dinlerken karşı tarafı her saniye yüzünden bir acı söküldü. En sonunda yüreğini saran derin bir acıyla yutkundu ve kapadı telefonu. Bir süre yerdeki karolara baktı, gözleri dolu doluydu şimdi. Belki de Gülcihan'a vurduğu her darbe sevdiği kadında can buluyordu.

Gülcihan (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin