Tatlı Mucizeler

1.4K 184 48
                                    

İYİ OKUMALAR... =D

Gülcihan ve Yıldırım sonunda bir yere varabilmenin keyfinde, mutlulardı belki de, yani en azından şimdilik öyle görünüyordu. Lakin bu yolda önlerinde sadece Yıldırım'ın ait olduğu dünya değil babası Afra'da büyük bir kaya olarak dikiliyordu. Günlerdir iki nişanlı olarak akıllarına estiğince geziyorlar, birbirlerine mesajlar atıyorlardı. Kardeşleri ve annesi de böyle olduğu için mutluydu çevrelerinde ki diğer insanlar gibi ama iki kişi vardı ki hâlâ Yıldırım'a karşıydılar.

Hacer ve Afran!

Hacer, babasından farklı görmediği adamı ne zaman Gülcihan'ın yakınlarında görse dişlerini kenetleyerek uzaklaşıyordu ortamdan. Afran ise daha beteri adamın üzerine yürüyor, fırsatını yakaladığı her yerde bir yumrukla deviriyordu damadını. Tabii ki zor zamanında Yıldırım'ın yanında olmasının tek sebebinin kızının mutluluğu olduğunu kabul edebilirdi ama o adamı damat olarak kabul etmeyecekti! Etmeyecekti işte!

"Asla olmaz! Asla kızımı bu adama vermem!" diye yine yere serdiği Yıldırım'ın bacağına bir tekme savurdu karısı ve oğullarının gözlerine bakarak. Yeniden taze damadına döndü. "Defol git evimden piç herif! O kızı ben yeni bulmuşum sana mı yem edeceğim lan?!" Damla kocasının önüne geçtiğinde gözlerindeki tehditle baksa da biricik aşkına, Afran son gaz "Öldürürüm lan seni, yeminle gebertirim kızımdan uzak dur!" diye tısladı usulca. Gülcihan duysun istemiyordu sesini.

Yıldırım yüzünü buruşturarak ayağa kalktığında Kerim ve Kerem tam arkasında pusuya yatmış gibi bekliyorlardı herhangi bir hamlesinde adamı durdurmak için. Genç adam dudağının kenarından sızan kan damlasını sildi ve "Bu günde baba dayağımı yediğime göre gelinlik bakmaya gidebilirim müstakbel karımla değil mi babacığım!" dedi sinsice gülerek. Ahh bu adamı sevmiyordu doğruya doğru ama kim elinden Gülcihan'ı almak istese kendisinin tepkisi de böyle olurdu, en azından bunun için haklı buluyordu Afran'ı. Yine de haklı bulması hayatının kadınından vazgeçmesine yetmezdi. Aslında hiçbir şey yetmezdi bir daha böyle bir aptallık yapması için.

Damla adamın 'babacığım' demesinin ardından hızla arkasını dönerken Yıldırım'a kocaman açılmış gözleriyle bakıyordu. Bu adam düğününden önce cenazesine gitmeye niyetliydi galiba. "Yıldırım!" diye uyaracak iken kocasının son ses "ULAAAANNN!!!" diyen nidasını duydu. Aha şimdi Yıldırım'ı vuracaktı ve hem kendisi kocasından olacaktı hem kızı kocası ve babasından!

Afran havaya kaldırdığı yumruğunu "Yıldırım hadi çıkalım!" diye bağıran kızı ile indirmek zorunda kaldı. Yıldırım'a karşı durabilse de kızına karşı güçsüzdü ne yazık ki Afran. Yine de adamın kapıya topallayarak gittiğini görünce kendiyle gurur duydu. "Öldüreceğim ben bunu Damla, bak görürsün öldüreceğim bu iti!"

"Tamam kocam, tamam sakinleş artık. Bir aydır alışamadın ama o artık kızımızın seçtiği adam."

"Benim kızım delirmiş! Bu adamdan koca mı olur?!" derken hayret içinde giden adamı gösteriyordu. Damla arkasını dönerken adamın öfkeden kızarmış yüzüne, oğullarına dışarı çıkmalarını emretti gözleriyle. Kerem kardeşinin ensesine yapışırken "Hadi bakalım pislik herif annem babamı öpecek biz çıkalım" dedi.

"Öğğğkkk annem babamı öpecek" diyen oğlunun ensesine bir tokat indiren adam "Tabii beni öpecek it oğlu it. Başkasını mı öpsün anan? Onumu istiyorsun?!" Kerim ensesine inen tokat kadar babasının sözlerine de şaşırmıştı. "Ya ben öyle mi..."

"Sus lan! Defolun gidin çabuk!" Afran koltuğa çökerken elini uzattığı kadını dizlerine oturttu. Ağlamaklıydı sesi. "Damla olmaz, ben kızımı vermem o herife!"

Gülcihan (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin