🖤20.bölüm🖤

128 58 99
                                    

Hiç keyfim yok bölümü zor yazdım bilesiniz...

Oy ve yorum yapmayı unutmayın, gerçekten.

🖤

Rahatsızca yerimde kıpırdanarak uyandım. Savaş kollarını vücuduma sarmıştı, sanki biraz gevşetse elinden kayıp gidecekmişim gibi... 

Onu uyandırmadan zorlukla yanından kalktım. İçimde anlamsız bir huzursuzluk vardı.

Pencerenin yanına gittim, saatin pek önemi yoktu şuan tek umursadığım yıldızlar, ay ve karanlık gökyüzüydü...

Bazen ayın bile gücü yetmiyordu şu karanlık gökyüzünü aydınlatmaya. 

Pencerenin kenarında öylece durdum, gökyüzüne bakıyormuş gibi gözüksem de aslında gözlerim dalıp gitmiş gibiydi, beynim ise sadece duruyordu...

Sonra üzerimde ki kıyafetlerden rahatsız oldum ve bir duş almaya karar verdim. üzerimi çıkardığımda üzerimdeki kazağın arka tarafı tamamen kan olmuştu. Sırtıma aynadan baktığımda ise ufak bir izden başka bir şey olmadığını fark etim.

Duşa kabine girdim saçımı biraz ıslattım ve avcuma şampuanı döküp saçlarıma sürdüm, kremi ve vücudumu yıkadıktan sonra banyodan çıktım.

Kendimden beklenilmeyecek derece hızlı bir duş almıştım, üzerime gri eşofmanımı ve gri bir kazak giydim. Savaş hala uyuyordu o kadar sesin ardından, saçımı taramak için çekmeceden tarağı alacaktım ki uyandı.

"Sevgilim, gece gece ne yapıyorsun?" dedi bir gözü açık bir gözü kapalı bir şekilde esnerken.

"Üzerim hep kan olmuşta onu temizledim." bir anda yataktan fırladı ve yanıma koştu.

"Ne oldu? İyi misin?" diyerek yanıma geldi ve etrafımı incelemeye başladı.. Sonra durdu ve bana baktı bende ona fark ettirmeden gülüyordum. 

"Ne kadar komik değil mi uykulu biriyle dalga geçmek. Korktum!" dedi ve yatağa oturdu, trip mi yiyordum ben şimdi?

"Yaa sevgilim, ben bozuntuya vermek istemedim seni." dedim yanına otururken.

"Aynen, aynen."

"Sevgilim, beni affeder misin?"

"Hayır."

"Tamam, peki sen istedin. Bende küsüm o zaman sana." dedim ve dudağımı büzdüm. Yüzüme baktı ve gülümsedi.

"Tamam ben affettim sende affet." bende kafamı kaldırdım ve gülümsedim.

"Tamam affettim." dedim ve sarıldım.

"Uyuyalım mı?" 

"Olur." dedim ve yatağa girdik. Ben yattım ve o da gerdanımın üzerine kafasını koydu bende bir eliyle şaçlarını oynamaya başladım yumuşacık ve çok güzel kokuyorlardı...

-30 Dakika sonra-

Ne yapsam da uyuyamamıştım bir türlü. Savaş uyumuştu düzenli nefes alış verişleri bile beni ne kadar huzurlu hissettirse de uykumu getirmemişti...

Yavaşça kafasını yatağa bıraktım biraz kıpırdandı ama tekrar uykuya dalmıştı, yanağına tüy kadar bir öpücük bıraktım ve 2. huzurlu yerim olan pencerenin kenarına gittim, birinci ise Savaşın o sımsıcak ve huzurlu kollarının arasıydı...

Hava daha aydınlanmamıştı en son baktığımda 2:20'ydi erken yattığımız için bu saat uyanmamız benim için idealdi ama benim sevgilim uykucu çıkmıştı.

Biraz daha gökyüzünü izledikten sonra yatağa girmeyi düşünüyordum ki, arkamda birisinin varlığını hissettim. Aceleyle döndüğümde ay ışığının yardımıyla Savaşın tam baş ucunda birini gördüm. Bir elinde bıçak diğer eliyle bana sus işareti yapıyordu. Anladığım kadarıyla bu bir cadıydı. Ben kadına odaklanmış dururken tam zamanı durduracaktım ki arkamdan biri bir zincirle boğazımı sardı, kulağıma fısıldamaya başladı.

ASTESYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin