🖤22.bölüm🖤

102 50 104
                                    

Yukarıda ki şarkıyı açmayı unutmayın, iyi okumalar^^

****

Savaş alanında, düşman askerlerini öldürmüş bir komutan gibi dikiliyorduk odanın ortasında, kimseden ses soluk çıkmadan... 

Savaşlar kapatmak zorunda kalmışlardı, bundan daha fazla konuşmaları mümkün değilmiş.

Aklımdan binlerce düşünce aynı anda geçiyordu, artık savaştığım ölüm değil, bir kurtuluş savaşıydı.

Savaş benim için bir gücünden vazgeçmişti, onun için önemli değilmiş gibi gözüküyordu ama benim için gerçekten çok önemliydi.

10 dakika kadar süren sessizliği bozmaya karar verdim.

"Bunu yapmak zorunda değildin." dedim kısık bir sesle.

"Evet zorundaydım, hem kendim hem de senin için." dedi o da kısık bir sesle.

Ve sonra yine rahatsız edici bir sessizlik. Sanırım o adamların yardım, acı dolu çığlıkları beynimde yankılanıyordu.

"Buradan nasıl çıkacağız?" dedim kafamı odanın bir tarafını kaplamış küllerden kaldırırken.

"Sanırım hayatımız en kötü tecrübelerini yaşayıp, ancak yeterince güçlüysek buradan çıkabiliriz." 

"O da ne demek?" dedim daha da şaşırarak. Cevap vermedi ve sustu, bende üsteledim.

"Buraya beni siz getirdiniz, çıkarmak zorundasın şimdi beni!" 

"Ben... benim gücüm aynı seninki gibi zincirlenmiş durumda, o alevlere attığımız adam olmadan ben hiç bir sihir gücümü kullanamam." dedi kafasını eğerken. Sonra devam etti.

"Elbette ki buradan çıkmanın bir yolu var, ama asla tahmin edemeyeceğin tuzaklar ve yaratıklarla dolular. Hem de en tehlikelisinden." 

"Tamam gidelim, buradan çıkmak zorundayız!" 

"Ben yeterince anlatamadım galiba, bu yol en az 2 gün sürer. Burası tahmin ettiğinden daha derinde."

"Buradan çıkıp beni kopardığınız sevgilim ve ailemin yanına gitmek zorundayız!" dedim sinirli bir sesle.

"Sen istedin, ölürsek benim için fark etmez ama sevgilin cesetlerimizi bile bulamaz, çünkü o yaratıklar cesedimizi bile bırakmazlar." dedi rahat bir ses tonuyla.

"Sen ne kadar rahatsın ya!" diye sinirle çıkıştım.

"Hayat beni hiç bir şeyi umursamamaya itti." dedi ve koltukların birine rahat bir şekilde oturdu.

"Birazdan çıkalım o zaman." dedim ve bende bir koltuğa oturdum.

Bir kaç dakika süren sessizliği kadın bozdu, sürekli kadın kadın dedim de adı neydi acaba?

"Yanımıza yiyecek ve içecek de almalıyız, yolun ne kadar süreceğini bilemiyorum."  kafamı salladım ve adını sormaya karar verdim.

"Adın ne? sonuçta ismini bilmem lazım." diye sordum kafasını kaldırdı ve bana baktı.

"Açelya." dedi gülümserken, benimde yüzümde bir gülümseme belirdi. Anlamsız bir sebepten Açelyaya ısınmıştım, ama bu beni kurtardığı için değildi.

1 Saat Sonra

 "Her şey hazır mı?" dedim gergin bir sesle.

"Tekrar sayıyorum." dedi ve bende kafamı onaylar şekilde salladım.

"Rahat bir şekilde bizi doyurabilecek yiyecek." dedi Açelya elinde ki listede yazanları okurken, bende hazırladığımız çantada ne olup olmadığına bakıyordum.

ASTESYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin