🖤11.bölüm🖤

183 88 115
                                    

🖤


Sabah Okyanusun kaldırmasıyla uyanmıştım. Çok uykum vardı hala çünkü ne kadar çabalasam da hemen uyumayı başaramamıştım. Aklım dün kafamın içinde yankılanan ses de kalmıştı.

"Bugün güç ölçme sınavı var heyecanlı mısın?" dedi Okyanus

"Hayır değilim. Yapacak bir şeyimiz yok artık her şey kadere bağlı."

"Hiç mi heyecanlı değilsin ya? Sonuçta 2. gücümüz açığa çıkabilir." 

"Çıkacak olsaydı zaten şimdiye çıkardı. Hem en fazla ne olabilir ki?" 

"Dur ben söyleyeyim sen hiç zahmet etme. En fazla ölürüz ve bu hapishaneden kurtuluruz." diye ekledim. Ve banyoya girdim, Sanki Okyanusun üzerine fazla gitmiştim sonuçta onun bir suçu yoktu. Banyodan sonra ondan özür dilemeye karar verdim  kendi kendime. Sonuçta benim buradaki her şeyimin kalbini kırmaya lüzum yoktu. Kısa bir duş alıp, üzerime bol bir uzun kollu, altıma ise siyah bir kot giymiştim. Saçımı hemencecik kurutup serbest bırakmıştım. Banyodan çıktım ve Okyanusun yanına gittim. 

"Kuzum, özür dilerim sadece biraz gergin ve meraklanmıştım. Kesinlikle senin kalbini kırmak istemedim. Ağzımdan sözler benim isteğim dışında çıktı. Üzgünüm." dedim en üzgün suratımı yaparken ama sahiden de çok üzülmüştüm.

"Önemli değil, hem ben unutmuştum bile senin isteyerek kalbimi kırmayacağını biliyorum." dedi Okyanus gülerken. 

"Hadi hazırsan çıkalım." dedim bugün okul yoktu. Tüm günümüzü bu testlere ayırmışlardı. Okyanus bugün mutsuzdu sanırım çünkü kendine hiç özenmemiş ve siyahlara bürünmüştü. normalde pek sık siyah giyinen biri değildi, benim aksime ben hep siyah giyinmeyi seviyordum. Okyanus siyah bir kot, üstüne siyah askılı giymiş üzerine deri siyah bir ceket giymişti. Hiç özenmese bile benden her zaman daha güzeldi ve ben bunu çok seviyordum. 

Yavaş adımlarla Okyanusla beraber yemekhaneye doğru yola koyulmuşlardı. Yemekhanede boş masa ararken Burak ve Savaşın yanında boş yer gördük ve oraya gitmeye karar verdik.

"Selam, nasılsınız?" dedi Okyanus gülerek.

"İyiyiz siz nasılsınız? Var mı heyecan ?" dedi Burak sırıtarak. 

"Aslında var ama," sesimi biraz kıstım çünkü kimsenin bunu duymaması gerekiyordu. 

"Heyecanım şu güç olayından değil de Okyanusla benim gücümüz tehlikeli seviyesine çok yaklaştı. O yüzden biraz gerginiz sadece" 

"Aslında bizde gerginiz, çünkü bizde aynı durumdayız" dedi Savaş aslında şaşırmamıştım çünkü hepimizin iki gücü varsa hepimizin aynı seviyede olması lazım.

*****

Tahmin ettiğim gibi yine o üniformalı kişiler gelmişti. Sanki bu sefer yanlarında başka insanlarda vardı. Merdivenlerden yukarı çıkmaya başlamışlardı biz bahçedeki çardakta dördümüz oturuyorduk. 

Yanlarında gelen daha önce görmediğimiz kişiler bize öyle bir bakıyorlardı ki sanırsınız içimizi okuyorlardı. Yanlarında çok genç görünen bizim yaşlarımızda olduğunu tahmin ettiğim, Sarı saçlarını yukarıya doğru taramış, uzun boyu ve dışardan bile fark edilen kaslı bir vücuda sahipti ve o da gözlerini ayırmadan bize bakıyordu. Hepimiz şaşırmış bir biçimde onların bakışlarına karşılık veriyorduk. 

Onlar gittikten çok kısa bir süre sonra yanımıza bizden yaşça küçük bir kız çocuğu koşarak gelmişti. 

"Öğretmenler sizi çağırıyor acele etmeniz gerekiyormuş. Hadi çabuk olun!" dedi çocuk nefes nefese. Bizde aceleyle öğretmenlerin toplantı yaptığı yere gittik. Nereye çağırdıklarını bize çocuk söylemişti. 

ASTESYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin