sanırım biraz üzgünüm çünkü şu sıralama sürekli değişiyor ve bir yükseliyor, bir düşüyorum anlamadım ve bu beni üzüyor çünkü kimse okumuyor okuyanlarda oy bile vermiyorlar -lütfen okuyan herkes oy verebilir mi ?- yine çok konuştum iyi okumalar minnoşlarım 🎈
🖤
SAHRADAN
Yerimde rahatsızca kıpırdanarak uyandım. gözlerimi açmaya çalışıyorum ama açamıyorum kendimi çok halsiz ve bitkin hissediyorum. Gözlerimi zorlukla aralayabilmiştim hava hala karanlık gün yavaşan kendini göstermeye başlamıştı. Başımda inanılmaz bir ağrı vardı elimi yavaşca başıma koydum, sanırım ateşimde çıkmaya başlamıştı. Yerimden kalktım ve pencerenin kenarına gitmeye başladım. Küçükkenden beri her zaman gökyüzüne karşı bir ilgim vardı. Yıldızları, ay'ı hatta sadece karanlık gökyüzünü izlemeyi bile çok sevmişimdir. Güneş yavaştan kendini göstermeye başlamıştı, ama hala yıldızlar mevcuttu gökyüzünü izlemeye devam ederken gözüme kocaman parıl parıl parlayan bir yıldız takılmıştı. Her ne kadar gökyüzüne bir ilgim olsa da asla yıldızların isimlerini veya yerlerini öğrenememiştim. Belki de sadece kutup yıldızını görmüşümdür. gökyüzünü izlemeyi hala sürdürürken bunun ismini kendim vermeye karar verdim. Artık onun da bir ismi vardı, onun adı Dilek perimdi artık. Onu her gördüğümde bir dilek dileyecek ve o dilek gerçekleşeseye kadar başka dilek dilemeyecektim. Başımın dönmesi ve gözlerimin kararması bir olmuştu ama neyse ki pencerenin pervazına tutunmuştum son anda. Ayaklarımın beni taşıyacak dermanı kalmadığında yatağıma güç bela ulaşabilmiştim. Uzun zamandır hasta olmuyordum ve olduğum zamanlarda da 2,3 gün mutlaka hiç kalkmadan yatıyor olurdum. Hastalık kendini iyiden iyiye göstermeye başlamıştı bile. Midem bulanıyor ve yutkundukça boğazımdan testere geçiyormuş gibi acıyordu. Kendimi uyuyunca geçiceği için telkinler veriyordum, ama geçmeyeceğini de biliyordum zorlukla gözlerimi kapadım ve uyumayı bekledim.
*****************
Gözlerimi zorlukla açabilmiştim başım zonkluyordu ama boğazımda birşey yoktu galiba düşündüğüm gibi kötü hasta olmamıştım ama başımın ağrısı bu mutluluğun bile önüne geçiyordu yataktan zorlanarak ayağa kalktım. Ayağa kalkar kalmaz gözlerim karardı ve başım dönmeye başladı. Ayakta zorlukla kalabilmiştim hasta olmasam da bu baş ağrısının bana çektireceği vardı. banyoya doğru ilerlemeye başladım yüzümü defalarca soğuk suyla yıkamama rağmen kendime gelememiştim. Yüzümü durulayıp tekrar yatağıma ağır adımlarla ilerlemeye başlamıştım. Hiç birşey yapasım yoktu ama proje ödevi vardı ve onu yapmak zorundaydık. Daha saat 6'ydı erkenden revire gitmeye karar verdim onlar çok kısa bir sürede iyileştirebilirlerdi çünkü sihir kullanıyorlardı. Okyanusa haber vermeye gerek duymadan üstüme dolabımda ilk bulduğum kot, sweatshirtü giyip çıkmıştım. Revir 7/24 açık oluyordu o yüzden saati fazla umursamadım. Hızımı arttırdım çünkü bu acıya daha fazla katlanmaya tahammülüm yoktu. Sonunda revire ulaşmıştım. Kapıyı tıklattım;
"Gel!" içeriye girdim bu ilk revir maceram değildi daha önce birçok kez gelmiştim ama bu kadar şiddetli bir baş ağrısıyla ilk defa geliyordum.
"Hoşgeldin kızım, geç otur şuraya bir bakalım sana" dedi bende gösterdiği yere oturdum ve onu beklemeye başladım. Yanıma geldi ve ellerini başımın iki yanına koydu. Beynimin içine birşeylerin aktığını hissetim. Hemşire ellerini çekince ona bakma isteği doğdu içimde kafamı yavaşca kaldırdım. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı ve bunu yorumlayamıyordum. Hemşire;
"Kızım, bu baş ağrısı başladığından beri hiç gücünü kullandın mı?"
"Hayır efendim" sorusuna anlam verememiştim ama cevapladım. Sesini biraz alçaltarak