🖤32.bölüm🖤

72 33 80
                                    

Sizlere bundan sonra papatyalarım diye hitap edeceğim. Onlar gibi saf, masum ve güzelsiniz çünkü <3

Yorumlar gerçekten çok çok çoookkk az lütfen okuyan herkes oy verse ve yorum yapsa çok yüksek yerlere gelirdik, bu kadar mı kötü kitabım?

****

(Açelya'nın anlatımıyla)

Kendimi bir anda o soğuk, ürpertici hücreden, evimizin önünde bulmuştum. Ne olmuştu ki şimdi, ben bir anda buraya gelmiştim? Bir kaç dakika donakalışımdan sonra, zile bastım. Zil tüm evde yankılanmıştı.

İçimde ki her duygu birbirine girmişti, hüzün, mutluluk, sevinç...

Ama daha fazla beklemeyecek ve Uraz'a içimde ki duyguları söyleyecektim. Kaçırılmadan önce de ona karşı bir şeyler hissettiğimi biliyordum ama kendime itiraf edememiştim. Ama emindim, ben aşık olmuştum.

Çok kısa bir bekleyişin ardından evde konuşma sesleri yükseldi ve birkaç odanın ışığı yandı. Kapı açıldı hızlıca nefes nefese Uraz açtı kapıyı, arkasında da ev sakinleri vardı. Birkaç saniyelik şokun ardından Uraz kollarını boynuma sardı ve sıkıca sarıldı. Biraz öylece kaldık, bende ona sarılıyordum. Uraz gözleri şiş bir şekilde benden ayrıldı, çok fazla ağladığı belliydi. 

"Açelya!" diyerek Alçin hanım sarıldı, o da ağlıyordu. Herkesle selamlaşıp, içeri girdim.

"Kızım, seni çok yormayacaksak neler olduğunu anlatır mısın?" dedi Efsun hanım. Kafamı salladım, çok uykusuz olsam da onları merakta bırakmak istemiyordum.

Salonda ki koltuğa oturdum, Uraz'da hemen yanıma oturmuştu. Alçin hanım yüzüme umutla bakıyordu.

Alçin hanım dayanamayıp konuştu, "Açelya, Sahra nerede?" Sakin bir sesle. Umutsuzca kafamı eğdim.

"Nerede  gerçekten bilmiyorum, ben onu hiç görmedim, üzgünüm." dedim umutsuzca, gerçekten benim yerime onun gelmesini isterdim.

Alçin hanım, elini ağzına kapattı ve sessizce ağlamaya başladı. Kısa bir sessizliğin ardından Efsun hanım konuşmaya başladı, "Tamam canım, sen neredeydin, neler yaşadın onları anlat bize, eminim anlattıklarından Sahra'ya ulaşmak için bir ipucu çıkacaktır." Savaşa kaydı gözlerim istemsizce, onunda gözleri şiş şişti, Sahra'nın adı anılınca gözleri dolmuştu, çok belliydi herkes yıkılmıştı.

"Nerede olduğumu gerçekten bilmiyorum, beni kaçırdıkları zaman bayıltmışlardı. Gözlerimi açtığımda karanlık bir hücredeydim. Orada ne kadar öyle kaldım bilmiyorum, sonra kalktım ve bağırmaya başladım. İri yarı bir adam seslendi kapının ardından, yanlış hatırlamıyorsam  "Şu emir olmasa almıştım canını" Demişti ama gerçekten bir şey anlamamıştım, hala da anlamıyorum. Ama bana gerçekten kimse zarar vermedi ve öylece kendimi kapının önünde buldum." dedim ama kelimeleri bir araya  getirmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum, sanki beklenen ben değil de Sahra'ymış gibi geldi. Sanki kimse beni umursamıyordu. Ama onlara da hak vermek lazımdı, ben bile yerimde Sahra'nın olmasını istemiştim.

Bir süre kimse konuşmadı, Alçin hanım biraz daha iyiydi. "Kızım, hadi yat istersen sen yorulmuşsundur. Neler yaşadın kim bilir? Yarın daha detaylı konuşuruz." dedi Alçin hanım ayağa kalkarken, bende peşi sıra kalktım. İyi geceler dileyip odama çekildim. Kafamda her şey birbirine girmişti. Saat bire geliyordu. Banyo yapmak istiyordum, kokmuştum kaç gündür.

Elbiselerimi çıkardım ve çok hızlı bir duş aldım. Üzerime siyah eşofmanımı ve siyah kapüşonlumu giydim, hızlıca saçımı taradım. Uraz'a şimdi söylemek istiyordum, yanılmıyorsam o da bana karşı bir şeyler hissediyordu. Bir cesaret odadan çıktım ve Uraz'ın odasının yolunu tuttum. Kapının önüne gelince kendimi cesaretlendirdim ve kapıyı  çaldım, kalbim yerinden çıkmak üzereydi. İçerden "Gel!" dedi. Kapıyı araladım, kim olduğuma bakmadan yatağına oturmuş ve gökyüzünü izliyordu. Hafifçe öksürdüm, mavi gözleri beni buldu. 

ASTESYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin