❤4. bölüm❤

202 113 47
                                    



Sınıftan kovulurcasına çıktıktan sonra yavaş adımlarla bodrum kata inmeye başladık. Galiba bende biraz haksız sayılırdım. Kafamı yere eğerek "Özür dilerim." dedim ikimizde aynı anda demiştik kafamı  kaldırır kaldırmaz bir çift ela gözle karşılaşmıştım, gözleri, gözleri bana fazla yakındı sanki. Uzun olmama rağmen ona yine de kafamı kaldırarak bakmak zorunda kalıyordum. "Özrün kabul edilmiştir." dedim ufak bir tebessümle.

"Aynısı senin içinde geçerli." kısa ama sanki çok uzunmuşçasına süren bir bakışmanın ardından gözlerimi ondan zorlukla ayırabilmiştim. Bir daha da bodruma inen merdivenlere gelene kadar konuşmamıştık.

"Of şu merdivenlerden nefret ediyorum niye ışık yaptırmazlar ki anlamıyorum bide merdivenler aşırı uzun sanırsın öbürkü dünyaya açılıyor sonu." dedim biraz mızmızlanarak.

"Hadi ama merak etme yanında ben varım." dedi ve göz kırptı. Bu kalbimin atışı da neydi böyle?

"Ben karanlıktan korkuyorum gücünü mü kullanacaksın ne yaparsan yap ama ışık bul yoksa hayatta inmem aşağıya, tek başına alır gelirsin." dedim ve Savaşa baktım gülmesini saklamaya çalışıyordu ama pekte başarılı olmuş sayılmazdı. Gülümsemesine baktım bir süre ama sonra hemen gözlerimi çekmiştim.

Savaşın bir anda elinden ateş çıkmıştı. Minnettarca baktım yüzüne.

"Hadi gel bak artık karanlık değil." onu takip etmeye başlamıştım her ne kadar eskisi gibi çok karanlık olmasa da hala karanlıktı ve ben hala korkuyordum Savaş benden öndeydi bir koşuda Savaşın yanına gidip koluna tabiri caizse eğer yapışmıştım, belki daha yeni tanıdığım birine bu kadar yakın durmak hoş karşılanmazdı ama kimin umurundaydı ki kokusu beni evimde hissettiriyordu, şaşkın bakışlarla yüzüme bakıyordu ama yüzünde belli belirsiz gülümsemeyi görmüştüm artık bir kere. 

"Bu kadar karanlıktan korkacağını tahmin edememiştim doğrusu." hadi ama o kadarda kötü değildi durumum.

"Hem ben bir kere karanlıktan değil karanlığın barındırdığı şeylerden korkuyorum. Görmediğin bir şeyden korkmak kadar normal bir şey yoktur. "

Sanırım cevabım onu memnun etmiş olacak ki bir daha bir şey dememişti. Ve yavaş adımlarla bodruma inmeye başlamıştık, temizlik malzemelerinin olduğu yer küçük ve dar bir yerdi neden bu kadar aşağılara yapmışlar anlamıyordum, zaten garip bir okuldu neresi normaldi ki? İçindekileri saymıyordum bile, hala aşağı inmeye devam ediyorduk. Buraya 1 yada 2 kere Okyanusla birlikte gelmiş ve süpürge alıp gitmiştik çokta incelememiştim. Sonunda kapıya ulaşıp içeriye girdik gerçekten de küçüktü ufak bir dolap ve dolabın hemen yanında süpürge, vilada falan vardı. Kapı içeriye doğru açıldığı için kapıyı kapatmıştık alacağımız şeyleri aldıktan sonra süpürgeyi almak için eğildiğim sırada cebimdeki anahtar dolabın arkasına düşmüştü. Kendi kendime söylendim neden hep benim başıma geliyordu ki böyle şeyler? Savaş'a seslenip  dolabı çekmeme yardım etmesini istemiştim. Birlikte dolabı çekerken arkasındaki şeyle dona kalmıştım. Arkasında bir kapı vardı Savaşla göz göze geldik o da en az benim kadar şaşkındı. 

"Bence bu kapıyı açmalıyız sonuçta açmazsak çatlarım." dedim merakla, fazla merak bazen iyi sonuçlar doğurmazdı ama sonuçta meraktı yani.

"Sana katılıyorum bunu açmalıyız. " Savaş'la ortak düşüncemiz olmasına şaşırmıştım aslında karşı çıkmasını beklerdim.

"Ama nasıl?" işte aklımdaki soruyu bana sormuştu. 

"Tel tokam var. " dedim saçımı işaret ederek.

"Hadi ama film çekmiyoruz burada, onların hepsi sahte." dedi küçümseyerek.

"Bana güven fazla boş vaktim oldu ve ben işsiz bir insanım." güldüm, kapıya doğru eğilip saçımdaki tel tokayı çıkardım ve kapının deliğine soktum bir kaç döndürme ve hareketten sonra kapıyı açmıştım Savaşa bak nasıl açtım bakışı attım yüzünde bariz bir şaşırma görmüştüm ve bu beni memnun etmişti.

"Bravo, senden beklenmeyecek hareketler değil bunlar, artık senden her şeyi beklerim." dedi gülerek, aslında o kadar da gıcık bir tip değildi. 

"Teşekkürler, teşekkürler sizlerin sayesinde demek isterdim ama hepsini kendim yaptım." dedim gülerek ve önüme doğru eğilmiştim. Savaş bana ayıplarcasına bakıyordu ve burnunu kıvırmıştı gerçekten çok komik görünüyordu.

"Egonu çekte seni görelim." ona burun kıvırma sırası bendeydi şimdi.  

" Seninle uğraşmak isterdim ama daha önemli işlerim var. İlk sen mi? Ben mi?"

"Tabi ki de ben, ben açtım sonuçta." dedim ve normal kapıların yarısı gibi olan kapıdan eğilerek içeri yürümeye başladım. 

Bakalım bizi içerde neler bekliyordu? Acaba bu okul bizden neler saklıyordu? Aklımdaki soruları kenara bıraktım çünkü birazdan öğreneceğimi biliyordum belki de fazladan yapılan ve boş bırakılan bir odaydı, ama içimden bir ses böyle olmadığını söylüyordu.




                                                                                                 ❤bölüm sonu❤

ASTESYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin