Kerem Kandemir

4.7K 111 3
                                    

Kapıyı kapatıp mutfağa doğru adımladım. Tezgahta bıraktığım bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra ellerimi yıkadım ve sıcak su torbamı yeniledim. Kapıdan gelen kilit sesiyle salondan dönüp hızla kapıya yanaştım. "Kaan?" Kapıyı kapatmadan anahtarı çekti ve arabasının anahtarıyla birlikte komodine fırlattı. Yanına yaklaşırken bir yandan ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Artık ağlamayacaktım. "Bir yerin ağrıyor mu bebeğim?" Dudaklarını alnıma bastırırken ellerimi beline sıkıca sardım. "Ha-yır." Titreyen sesime karşılık sustum ve derin bi nefes aldım. Ağlamamalıydım. "Hadi gel içeri geçelim." Elimi sıkıca kavrarken kapıyı kapattı. "Ağrın olursa söyle tamam mı?" Başımı aşağı yukarı sallayıp koltuğa oturdum. "Aksel nasıldı?" Yanıma oturup yanağıma sulu bi öpücük bıraktı. "Gittikçe büyüyor. 710 gram olmuş bile." İçimde bir şeyler kıpırdanırken gülümsedim. "Şükürler olsun." Gözümden zorlukla akan yaşları sildim. Hayır,sevinçten bile olsa ağlamayacaktım. "Sen yokken bi adam geldi." Kapının yeniden çalınmasıyla tereddütle de olsa ayaklandı. Peşinden kalktım ve saçlarımı geriye attım. Kapıyı açtığında soğuk suratı iyice donmuştu.

Gerçekten çok benziyolardı.

Kaan'ın saçları daha gür ve daha açık renkti. Dudakları daha nazikti ve burnu kesinlikle çok daha güzeldi.

"Burda ne arıyorsun?" Dakikalar sonra Kaan konuşmuştu. "Seni ziyarete geldim. Senin beni ziyaret ettiğin yok,küçük kar-"

"Eşim ve oğlumla meşguldum. Kimseye vakit ayıramam." Korkmaya başlamıştım. Konuşurken direk olarak birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı ve sanki Kaan her an saldıracak gibiydi. "Beni eşinle tanıştırmayacak mısın?" Kaan geriye çekilirken adam çoktan içeri geçmişti. Kendi evi gibi salona girip kanepeye yayıldığında kaşlarımı çattım. Kaan ile birlikte salona girdim ve yanına oturdum. Kimdi bu adam ya? Meraktan ölüyordum. "Hakkında hiçbir şey bilmediğine eminim,yoksa seninle asla evlenmezdi." Kaan'ın yüzü alaycı bir gülümsemeyle kaplanırken dudaklarını ıslattı. "Sence senin bu saçma kelimelerine kulak asacak mıdır abi?" Kan beynime gitmeyi durdurduğunda yutkundum. Abi mi? Şakasına mı diyordu yoksa öz abisi miydi? "Evlendiğim için kıskanmanı anlayabiliyorum. Çocuğumuda kıska...." Sesi sonlara doğru uçarken kaşlarını çattı. "Hastanede kim var?" Adam kaşlarını kaldırdıktan sonra boğazını temizleyerek güldü. Ne oluyor burda? "Yalnızca yiğenimin odasının önün-" Kaan adamın yakasına yapıştığında gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Kaan dur!" Kaan'ın koluna yapışıp çekiştirdim. Adam alay eder gibi gülüyordu. Ve bu sinirlerimi bozuyordu. "Kerem aileme dokunamazsın!" Kerem.. Defterde çok seviyorum diye bahsettiği adam.. "Onlar senin ailen değil!" Kerem tek hamleyle Kaan'ı iterken çığlık attım. "Sen misin ailem ha?! Hiçbir zaman yanımda olmayan abim mi?!" Kalbim güm güm atarken dudağımı ısırdım. Onları yalnız bırakmalıydım. "K-kaan.." Bana döndüğünde yüzündeki sert ifade yok olmuştu. "Ben.. Sizi yalnız bırakmalıyım. Ama lütfen kavga etmeyin. Ya da edin,ama şiddete baş vurmayın."

Kaan

"Onlar senin ailen değil." Dişlerimi sıkmaktan hissetmiyordum ve bu o kadarda umrumda değil. "Onlar benim-"

"Kes sesini!"

"Ben,babamın dediklerini senin gibi harfiyen uygulasaydım bunlar senin olmayacaktı." Ona yumruk atmamak için yumruk yaptığım ellerimi serbest bıraktım. "Ama Dolunay seni hiçbir zaman sevmeyecekti. Çünkü her zaman beni sevdi." Dudaklarını yaladıktan sonra güldü. Şerefsiz. "Ve o seni severken sende başkasını sevdin." Omuz silkip koltuğa oturdum. Aklımı karıştırmaya çalışıyordu. Ama bunu asla yapamayacaktı. "Dolunay şu an lohusa,değil mi?" Dolunay'ın adını ağzına alması sinirlerimi bin kat daha arttırırken yutkundum. "Ona ne dersen inanır değil mi? Bu dönemde kadınlar çok ama çok hassaslardır Kaan. Abinden öğrenecek çok şeyin var." Aldığım derin nefesleri durdurdum. "Neden geldin buraya?"

Gece IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin