Telefon Konuşması

6.9K 165 5
                                    

Önceki bölüme yaptığınız yorumlar için tek tek teşekkür ederim, sırf yapılan yorumlar için bu bölümü erkenden yazdım :) İyi okumalar ♥♥♥ 

Gözlerimi aralayıp sonlandırmak istemediğim uykumu sonlandırdım. Kaan benden önce uyanmış saçlarımla oynuyordu ve aynı zamanda alnıma minik minik öpücükler bırakıyordu.

Gözlerimi Kaan ile açmayı özlemiştim.

"Günaydın uykucu." diye mırıldandı ve gülümsedi. "Sesini duymayınca kendimi eksik hissediyorum." Hafifçe doğrulup yataktan kalkmaya çalıştım ama Kaan'ın güçlü kolları bunu engellemişti. "Kaan bırak kalkayım kablolar zaten hareketlerini zorluyorlar birde benimle yatağa sıkışırsan-" Cümlemi yarıda bırakan dudaklarına tutkulu bi öpücük bıraktım. "Hep böyle mi yapıcaksın? Bir an önce konağa gidip seninle başbaşa kalmak istiyorum. Zaten sen uyurken odaya bir sürü kişi girdi." Gözlerimi kocaman açıp doğruldum. "Yani ziyarete gelen herkes beni bu yatakta uyurken gördü ve sen hiç bir şey yapmadın öyle mi?" Ofladıktan sonra hızla yataktan kalktım. Son anda beni tutmaya çalışmıştı ama ani hareketlerle kolumu kendime çekebilmiştim. Havada kalan eliyle başını sıkarken dişlerinin arasından hafifçe bağırdı. "Kaan?" Yüzünü ellerimin arasına aldığımda acıyla gözlerini yumdu. "Başım." Ayağa kalkıp doktora seslenmeye başladım ve kapıya doğru gittim. Canı yanıyordu, belki de benim yüzümden olmuştu ve bu aptal doktorlar nerdeler! "Dolunay?" Kaan'ın pürüzsüz sesinden sonra kapıyı kapattım ve ona döndüm. Yüzüme bakıp kahkaha atmaya başlamıştı. "Hani başın ağrıyordu?!" Korkudan hızla inip kalkan göğsüme bakıp bi kahkaha daha kopardı. Ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama korkudan dilim tutulmuştu. Yere oturup yüzümü kapattım ve nefes almaya çalıştım. Ağzımdan kaçan hıçkırıkları tutmaya çalıştıkça nefessiz kalıyordum ve bu yüzden hıçkırıklarımı tutamıyordum. "Dolunay, neden ağlıyorsun?" Pürüzsüz sesi kulağıma dolarken bir kez daha hıçkırdım. "Ne kadar korktuğumdan haberin var mı!" Sinirlerim bozulmuştu ve daha fazla dayanamıyordum. "Seni kaybetmekten ne kadar korkuyorum sen biliyor musun? Uyurken bile içimin rahat olmadığını, günlerce uyumadığımı biliyor musun? Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun?"

En ufak şakaya bile tahammülüm kalmamıştı. Birine patlayacaktım ama bu kişinin kesinlikle Kaan olmaması gerekliydi.

"Gel buraya." diye fısıldadı ve doğrularak elini uzattı. Zayıflamıştı, ama yinede kasları yerindeydi. Derin bi nefes alıp ayağa kalktım ve elini tutup sımsıkı sarıldım Kaan'a. Konuşmak istemiyordum. Sadece bu anın tadını çıkarmak istiyordum. Aklıma gelen soruyla yavaşça geri çekildim. "Sen yemek yedin mi?" Uyandığında yalnızca su içmişti ve ağzına bir lokma bi şey girmemişti. "Iı, bana yemek yasak. Bi süreliğine. İlaçlarla besleniyorum." Elimi alnıma vurup ofladım. Doktorlarla konuşmamıştım ve hiçbir şeyden haberim yoktu. "Zaten canım istemiyor, bu iğrenç ilaçlar tüm iştahımı kapatıyor." Gözümden akan yaşı silip gülümsemeye çalıştım. Yemek bile yiyemiyordu ve ben az önce ona bağırmıştım. "Bir daha olmayacak, söz veriyorum." Başımı sallayıp elini tuttum. "Ayrıca ziyarete gelenlerin arasında erkek yoktu, yani Hamza hariç. Sence benden başka bi erkeğin sana bakmasına izin verir miyim?" Hepsi bayan mıydı yani? "Hamza'da zaten sürekli burdaydı, ona bi özür borcum vardı ve bunu uzun uzun konuştuk." Isırdığım dudağımı serbest bırakıp Kaan'a döndüm. "Kimler geldi?" Başını kaşıdıktan sonra gözlerime baktı. "Teyzem, halam, yade falan filan işte. Ha bi de Sare, ama o annesiyle geldi." Sare mi? Sare mi! O ne diye geldi ki şimdi? "O neden gelmiş? Hem Sare bi yardımcı, üstelik bizim konağın yardımcısı." diyerek kaşlarımı çattım. Aslında beni Kaan'ın yanında uyuyor görmesi hoşuma gitmişti. "Annesi ben küçükken bana bakıcıklık yapmıştı bi süre, Sare ile ordan tanışıyoruz." Kaşlarımı kaldırıp yanağımı ısırdım. Sare'nin ona olan hayranlığı -yada sevgisi- küçüklükten mi vardı acaba? Off ne düşünüyorum ki ben. Kaan benim yanımda ve beni seviyor, başkasını değil. 

Gece IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin