Mezuniyet (+18)

20K 277 4
                                    

Kadınlığını kullan.

Kadınlığını kullan.

Kadınlığını kullan.

3 gündür bu cümle beynimi yiyiyordu.

"Dolunay, iyi misin?" Kafamı sallayıp aynaya baktım. Yalnızca tatlıydı, seksi değil. Ve ben partide elimden geldiğinde seksi olmalıydım. "Şey, bu nasıl?" Boydan boya süzüp kaşlarını kaldırdı. "Fena değil." Kabine geri girip başka bi kıyafet çıkardım. Yeniden kabinden çıkıp Kaan'ın yanına gittim. "Bu olmaz." Etrafa bakınıp elimi tuttu. Şimdide diğer erkekleri mi kıskanıyordu? "Neden, ben çok beğendim." Kaşları kalkarken elimi cimcikledi. "Dolunay bacaklarının hepsi ortada, sırtı desen dikmeyi unutmuşlar, bide göğüs dekoltesi var. Daha ben o güzel göğüslerinin tadına varamamışken başkalarının bakmasını istemiyorum." Kaşlarım çatılırken gülümsedi. Bende yavaşça gülümsemeye başladığımda ikimizde kahkahalara boğulmuştuk. Kaan'ın arkasında beliren kızla dona kaldım.

Allahım, Pelin! Şimdi ne yapacağım? Kaan onu görürse her şey biter. Peki ya o Kaan'ı tanırsa? Hem neden burda? İstanbula geri mi döndü?

Buldum, Kaan'ı öpersem onu göremez. Ama Kaan'ı nasıl öpeceğim?

Kaan hala gülerken yanaklarını kavrayıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Nefesi yavaşlarken belimi kavradı, boşta kalan eliylede yanağımı tutuyordu. Bende ellerimden birini ensesine diğerinide göğsüne indirip alt dudağını emmeye başladım. Tadı.. Harikaydı. Az önce içtiğimiz çilekli karamelli milkshakein tadını alabiliyordum ve bu tat Kaan'ın dudaklarıyla birleştiğinde tapılası olmuştu.

Bu sefer Kaan alt dudağımı esiri altına aldığında kendimi biraz daha ona bastırdım. Ayrılmak istemiyordum. Tadını çıkarmak, ve sonsuza dek böyle kalmak istiyordum. Nazik eliyle sırtımı okşarken birinin öksürmesiyle yavaşça ayrıldık. Gözlerimi korkuyla açtığımda karşımda görevliyi gördüm. Pelin gitmişti. "Efendim, etrafta çocuklar var. Bunu burda yapmanız hoş olmayabilir." Kaan kafasını sallarken saçlarını düzeltti. Bense hala öylece dikilmiş Kaan'a bakıyordum.

Az önce Pelin sayesinde öpüşmüştük.

Biz öpüştük.

Gerçi ilk gece beni öpecekti ama dudağını ısırdığım için her şey berbat olmuştu.

"Şey.. Ben diğerini deneyeyim." Yanından ayrılıp kabine girdim. Hızla üzerimi giyinip çantamı aldım ve dışarı çıktım. "Giyinmemişsin?" Kafamı salladım. "Başka mağazalara bakalım." Önden yürürken ellerini cebine soktu. Ya burda Pelin'le karşılaşırsak? Allahım koru. "Şey Kaan ben sonra Rüya ile gelirim, şimdi gidelim mi eve?" Bana dönüp şaşkınca kaşlarını kaldırdı. "Dolunay sen iyi misin?" Kafamı salladığımda omuz silkti. "Sen bilirsin, ben kendime aldım nede olsa." Derin bi nefes alıp gülümsedim. Pelin'i görme olasılığımız kalmamıştı, nihayet.

Eve girdiğim gibi yatak odasına gittim. Kaan geldiğimiz gibi dolabın üzerindeki tüm fotoğrafları yakmıştı, Pelin ile çekindiği tüm fotoğrafları hemde. Üzerimi çıkartıp gecelik giyindim. Zaten hava kararmıştı ve yemeği yediğimiz için sorun yoktu. Valizi kapatıp yavaşça dolabı açtım. İçi o kadar güzel kokuyordu ki.. Kıyafetlere bakıp iç geçirdim. Kaan bunları diğer evlerinden buraya taşımış olmalıydı, hepside birbirinden güzeldi. Gözüme çarpan kırmızı elbiseyi elime alıp parmağımı üzerinde gezdirdim. Çok güzeldi.. Etiketi hala üzerindeyken kendime çevirip fiyatına baktım.

Oha.

12.750 tl mi?

Biraz daha pahalı olsaymış.

"Dolunay." Kaan'ın seslenmesiyle elbiseyi dolaba bırakıp Kaan'ın yanına koştum. "Efendim?" Yanını işaret ettiğinde yanına oturdum. Cebinden çıkardığı yüzüğü bana çevirip gülümsedi. Elimi nazikçe tutup yüzüğü parmağımdan geçirirken gülümsemeden edemiyordum. Çok güzel bi yüzüktü. "Bu senin." Elimi yüzüğe dokundurup incelemeye başladım. Kesinlikle harikaydı. Harika yanında az kalırdı. Elini elimin üzerine koyduğunda kafamı kaldırdım. "Şu.. Çocuk meselesini kafana takma. Yani.. Bunu yapmak zorunda değilsin." Dudaklarımı dudaklarına kapatırken gözlerimi yumdum. Onunla birlikte olacaktım.

Gece IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin