Evlilik Anlaşmamız

12.3K 319 5
                                    

"Bir daha benim olana el kaldırırsan Mustafa seni Güçlükonak'tan atarım, anladın mı?" Amcam korkuyla Kaan'dan kurtulmaya çalışırken Kaan bir kez daha onu sarstı. "Anladın mı?" Amcam kafasını aşağı yukarı salladığında Kaan onu iterek yanıma geldi. "Bu herkes için geçerli, Mehmet Ağa. Yapabileceğimi biliyorsunuz. Bir daha ona karışan, karşı çıkan, el kaldıran olursa buraya adımını atamaz." Herkes başını eğdiğinde göz yaşlarım ve hıçkırıklarım durmuştu. Kaan'ın elini belimde hissetmemle ona biraz daha yaslandım. Kendimi öncekine göre daha iyi hissediyordum.

Herkes yeniden odalarına çekilirken Kaan nescafesini yudumladı. "Bu sefer tuz atmamışsın." Kıkırdayıp yanına oturdum.

"Teşekkür ederim."

"Neden?"

"Çünkü sen amcamın gözünü korkuttun, ve eğer ona öyle yapmasaydın hırpalamaya devam ederdi." Kupayı sehpaya bırakıp hafifçe bana döndü.

"Amcan seni neden sevmiyor?" Ellerimi gevşetip alnımı ovaladım.

"Sanırım, okuduğum için. Aramızda çok az bi yaş farkı var ve okumadığı için kızgın bana." Başını anlamışçasına salladı. "sen diclede ne yapıyordun?"

"Sen ne yapıyorsan onu." Oda sakinleşmek için gitmişti yani. Herneyse. "Hamzayla bu kadar yakın olmanızın sebebi var mı?"

"Imm, bilmem." Kahvesini içerken gözlerini gözlerime dikmesiyle tavana baktım. Anlatmamı istiyordu. "Tamam. Şey ben lisedeyken Hamza beni korumak için 3-4 kişiyi dövdü ve onlarda intikam için babama Hamza'nın beni sevdiğini söylemişler. Tabi, Hamza babamdan amcamdan dayımlardan herkesten dayak yedi. Sonuçta para kazandığı evin kızını seviyordu, ve bu bir suçtu. Evden kovdular ama ben kendimi suçlu hissettim. Bir şekilde ikna ettim ve olayın yalan olduğunu ispatladım. Ama gel gör ki Hamza, bana karşı bir şeyler hissediyor."

"Sen ona karşı-"

"Hayır. Ben hayatım boyunca aşık olmadım. Sevgi ne demek onu bile bilmiyorum. Zaten böyle bi duyguyu hissetsem bile babamın beni öldüreceğini biliyorsun. Bu da aptal kurallara göre suç." Tekrardan kafasını salladı. Derin bi nefes alırken ayağımı salladım. Acaba sorsam mı Pelin'i? "Şey Kaan, uçaktayken beni Pelin sanmıştın. Pelin kim?"

"Pelin hakkında bir şey sorma ve bir daha Pelin deme Dolunay." Sert sesinden sonra şaşırsamda kafamı salladım. Çok değişken bi ruh hali vardı yanında çıldırabilirdim. "Ben gideyim çok geç oldu. Kahve için sağol." Ayağa kalkıp arabasının anahtarlarını aldı ve yüzüme bile bakmadan evden çıktı. Allahım sen akıl fikir ver şu Kaan'a. Daha yarım saat önce benim için babamı karşısına alırken şimdi Pelin yüzünden kızıyordu. Kupayı almadan odama çıktığımda gördüğüm manzarayla şok oldum. Kalbim atmıyordu resmen. Özenerek seçtiğim tüm kıyafetlerim yerde paramparçaydı. Şimdi yapılmış olması imkansızdı, çünkü ses gelmemişti. Sare odama girerken hızla ona döndüm.

"Ne oldu burda?"

"Hanımağam siz gittikten sonra amcanız odanıza girdi." Hanımağam mı, bi dakika? Gülmek istiyordum ama sinirlerim çok bozulmuştu.

"Tamam çık." Kapımı kapattıktan sonra yere oturup tüm kıyafetlerimi topladım ve kucağıma bıraktım. Allahın belası. Ben hepsini kendimden çok seviyordum ve hepsine verdiğim parayla ev alınırdı. Hangisine yanayım şimdi?

...

Dakikalardır çalan telefonumu elime alıp açtım.

"Ne var sabahın köründe?"

"Sabahın körü mü? Çüş Dolunay. Saat 10'a geliyor." Kaan'ın sesini duymamla doğruldum. Numaramı nerden almıştı ki?

"Bana sabahın körü."

Gece IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin