Bebek Olabilir

7K 177 6
                                    

Yaptığımız minik kaçamak Kaan'a biraz kötü sonuç versede yüzündeki o manasız gülümseme gitmiyordu. "Neye gülüyorsun?" Pelin lafı ağzımdan aldığında somurttum. Kaan'ın yalnızca burnu kanamıştı o kadar. Kötü bir şey olmadığını hepimiz biliyorduk. Doktor içeri girdiğinde Kaan'ın gülümseyişi kahkahaya dönmüştü. "Kaan Bey, size tavsiye etmediğimizi söylemiştik. Ama merak etmeyin yalnızca biraz tansiyonunuz arttığı için olmuş o kadar. İlaçların bi kısmını da azaltmamız gerekli, fazla oldukları içinde kanama olmuş olabilir." Yüzümü gizlemeye çalışırken Pelin doktorlara doğru bi adım attı. "Tavsiye etmediğiniz şey nedir?" Kaan kahkahasını tutamadığında öksürdüm. Buna bi son verse iyi olurdu. "Ihm, yani cinsel ilişki." Pelin'in suratı donduğunda koltuğa biraz daha sindim.

Odada yalnız kaldığımızda Kaan'ın alnına vurdum ve kaşlarımı çattım. "Neden kahkaha atıyorsun be? Önce haline bak sen. Burnun kan dolu." Yüzü düştüğünde bi kahkaha da ben atmıştım. "Seninle birlikte olunca burnum bu hale geliyor bide kalbimi düşün." Gözlerimi gözlerinden çekip gülümsedim. "Romantikliğinizi sonlandırsanız iyi olur. Dolunay amcan gelmiş seni bekliyor." Başımı kaldırıp Pelin'e baktım. Yine başımıza üşüşmüştü sarı sinek.

Kaan

Dolunay odadan çıktıktan bi süre sonra doğruldum ve Pelin'in bileğini sertçe tuttum. "Rüzgar'a seni almasını söyledim Pelin. Bizi rahat bırak!" Kolunu kendine çektikten sonra Dolunay'ın yerine oturdu ve geriye yaslandı. "Rüzgar şu an burada, Dolunay'ı onun yanına yolladım. Tabi Rüzgar'da onu Ogün'e teslim eder. Eğer durdurmamı istiyorsan yapacağın tek bir şey var Kaan. Sizinle birlikte yaşayacağım."

Beynimden vurulmuşa dönerken telefonumu elime aldım. "Dolunay'ın telefonu burda." Elinde çevirdiği telefona baktıktan sonra ofladım. "Ara şu Rüzgar'ı." Başını iki yana salladığında nefesim kesilmişti. Dolunay'ı bi çukura sürüklüyordu ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Pelin'i konağa alırsam babam anlardı ve belki de yade onu severdi. Yade onu severse kuma olarak almaktan çekinmezdi.

Ekg makinesinden gelen garip sesler ve ışıklardan sonra başımı geriye atarak ağzımdan nefes almaya çalıştım. Pelin baş ucumdaki düğmeye sertçe bastıktan sonra yüzümü kavrayıp konuşmaya başlamıştı ama onu duymuyordum bile. Dolunay'ın oraya gitmemesi lazımdı. Bu halimle onu koruyamazdım ki!

Dolunay

Asansörü beklerken bir yandanda ofluyordum. 5 kat aşağıya inecek gücü kendimde bulamıyordum. Nihayet kapılar açıldığında beklemeden aşağıya indim ve 1. Kata bastım. Bence her kata bi kafeterya koymaları gerekliydi.

2. Katta durduğumuzda yeniden düğmeye bastım. Kapı açıldığında içeriye Kaan'ın doktoru ve hemşireler girmişti. "Dolunay Hanım, Kaan Bey'in yanında kim var?" 5.kata yeniden bastıklarında kaşlarımı kaldırdım. "Bi arkadaşımız. Bi sorun mu var?" Soruma cevap alamadığımda peşlerinden Kaan'ın odasına daldım. Amcam biraz daha bekleyebilirdi. "Kaan!" Tavana doğru tuttuğu kısık gözlerinin ardından hemşireler beni dışarıya çıkardılar. "Pelin ne oldu! Neden dışarıdayız!" Hıçkırıklar içinde pencereden odaya baktığında başımı çevirdim. Ellerindeki neşterle boynunda kocaman bi yarık açmışlardı. Manzara şoka girmemi tetiklerken ellerindeki kocaman -abartısız kocaman- boruyu Kaan'ın yardıkları boğazına soktuklarında ellerimle ağzımı kapattım. Boru Kaan'ın boğazını zorlarken çıkartıp daha minik bi boruyu sokmuşlardı. Makine sakinleşirken Kaan'ın kısık gözleri de yavaşça kapanmıştı..

-

"Ani duygu değişikliği, üzüntü, ve kavga krizini tetiklemiş. Burun kanamasını basit tutmuştuk ama malesef krizin başlangıcına sebep oldu. Vücudunun dinlenmesi için bugünlük uyuttuk. Uyandığı zaman çok dikkatli olmanız gerekli. 1 hafta içinde taburcu edebiliriz." Hamza doktorlara teşekkür ettikten sonra kolumu tutmuştu. "Yanına gitmek ister misin?" Diye fısıldadığında yutkundum.

Kendimi berbat hissediyordum. Sanki.. Hastaneye ilk geldiğimiz güne dönmüş gibiydik. "Pelin'i götür burdan." Diye fısıldadım. Ağlamam an meselesiydi ve Pelin'in yanında ağlamak istemiyordum. Kim bilir Kaan'a ne demişti de Kaan yeniden kriz geçirmişti.

Hamza Pelin'e döndüğünde Kaan'ın odasına girdim. O günleri yeniden yaşıyormuş gibiydim, bir nevi deja vu belkide..

Boynundaki büyük boru, ağzına çapraz bantlarla yapıştırılmış garip bi alet.. Bunları görmek bana ağır geliyordu. Dizlerimin üzerine çöküp elini ellerimin arasına aldım. Parmağının ucuna bir şey bağlamışlardı ve elinin üstünde minik iğnelerden biri vardı. Alnımı dikkatlice eline yasladıktan sonra kendimi sıktım. Ağlarsam duyardı. Hiç olmadı hissederdi..

"Seni seviyorum Kaan. Seni çok seviyorum." Başımı kaldırmaya çalışıyordum ama sanki birisi enseme baskı uyguluyordu. "Dolunay, gel hadi." Hamza'nın sesi sonlara doğru yok olurken inledim. Birisi enseme mi basıyordu bilmiyorum ama canım fazla yanıyordu. Zorlanarak başımı kaldırdım ve gözlerimi kırpıştırdım. Midemde hissettiğim minik hareketlenmeyle ağzımı tuttum ve odadan çıktım. Koridorun sonundaki lavaboya koşarken bi yandanda gözlerimi aralamaya çalışıyordum. Klozetin birine dalarken peşimde duyduğum ayak seslerinden dolayı kapımı kilitleyip midemi boşaltmaya başladım.

Her öğürdüğümde boğazımda berbat bi ağrı oluşuyordu ve kusmamak için kendimi kasıyordum. Çok uzun süredir regl olmadığım beynime ok gibi saplanırken sifonu çektim. Kapının kilidini açıp lavaboya ilerledim ve ağzımı iyice yıkamaya başladım. "Dolunay gel bi doktora görün." Koluma dokunan Hamza'yı ittirip ellerimi kuruladım. "Kaan uyandığında giderim." Peçeteyi çöpe attıktan sonra nemli saçlarımı çekiştirdim. "Saçların neden ıslak?" Kaşlarımı kaldırıp midemi sıkıca tuttum. Canım inanılmaz derecede kızartma çekiyordu. "Çünkü, uzun süredir güzelce banyo yapmamıştım." Tabi ki ona Kaan ile birlikte olduk hemde hastanede diyemezdim. Lavabodan çıktığımızda Rüzgar'ı görmemle dona kalmıştım.

Pelin ile hızlı hızlı bir şeyler konuşurken bana baktığında bir adım gerilemiştim. Kaan yanımda yoktu ve kendimi korumasız hissediyordum..

-

Dolunay duvara tutunduğunda Rüzgar'ın ona yaklaştığını fark etmişti. Geriye gitmek Hamza'ya seslenmek istiyordu ama beyin fonksiyonlarını yitirmiş gibiydi. Midesinin yeniden bulandığını hissettiğinde yavaşça yutkundu. Tüm sesler kulağına uğultu şeklinde gelirken yere düşmüştü..

Dolunay

Beynimin içinde tepişen fillere rağmen gözlerimi zorlukla araladım. Bulunduğum odaya bakınarak görüş alanımı netleştirdim. "Kaan?" Fısıltıyla çıkan sesimden sonra yüzünü kapattığı ellerini indirdi ve yanıma yaklaştı. Neden ayağa kalkmıştı ki? "Ödümü koparttın." Hüzünlü bakışlarının ardından elimi boğazındaki ize götürdüm. Kızarıktı ve ona baktıkça içim eziliyordu. "Bir dahakine kendine çok dikkat ediyorsun tamam mı? Önemli olan ben değilim sensin." Parmağımı yarasına değdirdiğimde hafifçe başını geri çekmişti.

Bayan bi doktor odaya girdiğinde Hamza Kaan'ı odasına götürmek zorunda kalmıştı. Birde o hasta haliyle buraya kadar geliyordu. Hem ben ne zamandır uyuyordum ki? "iyiyim ben, sadece yemek yemediğim için bayılmışımdır." Doktorun konuşmalarına izin vermeden ayaklanmaya çalıştığımda kolumdaki serumu fark ettim.

"Dolunay Hanım, olay basit bi şey değil. Hamile olabilirsiniz." Olduğum yerde kalırken yutkundum. Hamile olamazdım. "Hayır ben hamile ola-" Hemşire beni yatağa geri yatırdığında doktor gözlerime bakarak konuşmaya başladı. "Kaan Bey'de sperm zayıflığı olduğunu biliyoruz. Fakat üst üste korunmadan yaptığınız için bebek her seferinde oluşmaya çalışmış. Ne kadar süredir regl olmuyorsunuz?" Doktorun bayan olmasının verdiği avantajla utanmadan konuşmuştum. "Yaklaşık 4-5 ay." Dudaklarını birbirlerine bastırdığında koltuğa oturmuştu. "Sizinle uzun uzun ve açık açık konuşacağım. Bebek şu an oluşma sürecinde. Eğer isteğinizi ve azminizi kaybetmezseniz belki bi bebeğiniz olabilir. Ama eğer daha kesin sonuç istiyorsanız Kaan Bey'in tedavi olmasını tavsiye ederim." Kalbim son derece hızlı atarken doktorun tek cümlesi beynimde yankılanıyordu.

"Bebek oluşum sürecinde."

"Bebek oluşum sürecinde."

"Bebek oluşum sürecinde."

Yani nihayet Kaan'ın çocuğunu kucağıma alabilecek miydim?

---

Heyooo neredeyse 10K olduk ama halaa vote az :( Sonra benimde yazasım gelmiyo. Zaten yorum yok :'( Bu bölümden sonra umuyorum ki okuyan çoğu kişi vote verir :D Sizi seviyorummmm bi dahaki bölümde görüşmek üzere.

Gece IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin