"T.C'nizi alabilir miyim ?"
" Tabii 24225- "
" 458912. "
Eda tc'sini ezberlemiş adama dikkatlice baktı. Orta yaşlı kargo elemanı elinde ki paketi uzatırken hiç oralı değilmiş gibi gülümseyerek arkasını dönerek merdivenlerden inmeye başladı. Haftanın dört günü paket teslimi yapmaya gelmesi aralarında ki samimiyeti 'iyi günlerden' ileri götürmese de adam kaleyi içten fetih eder gibi tc'sini ezbere almıştı demek. Tekinsizce başını sallayarak saten sabahlığının önünü bağladı. Elinde ki kutuyu mutfak masasına atarken pişen sabah çorbasını ve yanına hazırladığı haşlanmış yumurtalı salatı ise alaturka ve alafranga çatışması gibi saçma duruyordu.
Kaseye koyduğu çorba hala ısısını dengelemeden daldırdığı kaşığı ağzına götürdü. Gözünün biri telefonuna gelen mesaja kaysa da önemsemeden çatalını salataya batırdı. Sporu bir süredir bıraksa da bugün akşam biraz meditasyon yapması gerekti. Eh içselleşmiş düşüncelerini atması için yardımcı olacağını söylemişti bir iyi gün dostu.
Kasesini son kez kaşıkladığında telefonun sesi masası titretir gibi çalmaya başladığında gözlerini bir süre isim üzerinde gezdirip eli ile burun kemerini sıkıntı ile sıktı.
" Alo ?" Tekdüze sesine hattın ucunda ki kişi alışkınmış gibi tiye almadı.
" Eda, ne yapıyorsun kızım."annesinin her zaman ki ses tonu ona doğru gelirken hafif yutkundu.
" İyim, siz ne yapıyorsunuz?" bu aramanın altından yine ne çıkacak bilmiyordu ama oldukça tedirgin bir şekilde kıpırtısız bekliyordu. Hafif gerilmişti ve çabucak telefonu kapatıp yarım kalan salatasını bitirmek ve yarım kalan dizisini açıp düzgün bir cumartesi keyfi sürmek istiyordu.
" Bizde iyiz yavrum. Dün Yeliz beni aradı da oğlunun sözü varmış aile içinde olacakmış bizi de çağırdı." Eda alayla gülüp eliyle oynadığı kaşığı boş kaseye bıraktı. Sakinliğini korumak için ard arda bir iki nefes alarak yutkundu. " Kendisi demiş işte anne , aile içinde diye. Biz aile içinde değiliz! Dış kapının dış mandalıyız ne işimiz olur orada? "
" Sen ne bilirsin! Sus kaç yıl komşuyuz, aile gibiyiz tabi! Akrabadan çok onlar bilir evde ne döndüğünü." Annesinin hafif şiddeti ses tonu boğuk geldi.
" Bilmem zaten ben, Eda neyi biliyor ki. "
" Bak yine yapıyorsun böyle, gel söze gidelim beraber." hattın diğer ucunda ki ses sabırsız ve ne denirse yapılması gerek gibi itirazlara kapalıydı. Eda yanan gözlerini yumup tekrar açtı.
" Yine bana koca arayışına mı çıkacağız?" acı gerçekler dudaklarından döküldüğü an yine içi kıvrıldı Eda'nın. Geçmişte kalan ama bir türlü geçmeyen on yılının acısı her an onunlaydı , hiç gitmiyordu. " Öyle deme kızım. Adam doktormuş. Karısı şu internet dediğiniz yerden bir adamla tanışınca bununla bir çocuğunu bırakıp kaçmış! Senin gavurla aynı boklar işte. Seni anlatmış adama Yeliz, adam da acılarım bir deyip tanışmayı kabul etmiş."
Eda titreyen elini görmezden gelerek akan göz yaşını sildi. " Neresi bir anne neresi. Benim çocuğum yok diye bıraktı beni! Adamın varmış işte çocuğu. Hem neden benimle aynı acısı olan biri ile olmak zorundayım? Neden beni sırf acımız benzer diye anlıyor? Demek ki karısı gitmese anlamaya çalışmayacaktı bile! " kısaca yutkundu Eda.
" Adam çocuğun olmaz diye dert etmedi! Çocuksuz bir dul mu istiyorsun Eda ? Olmuyor öyle sende biliyorsun."
Eda annesine, kendini anlatamadıkça ve annesinin gözünde daha ne kadar dibe batabileceğini düşündü. Başının ağrısı deli gibi ağrımaya başladığında oturduğu sandalyede geriye iyice yaslandı. Lise'nin daha ilk günü ilk görüşte aşık olduğu adam da, sanki hayat tüm şansı ondan yana oynuyor gibi sevmişti Eda'yı. Deli gibi geçen dört yıl sonun da üniveristeye gitmeden evlenmişlerdi. Elif KPSS hazırlanırken, eski eşi ise kendi işinin adamı olmuştu. İlk başlarda her şey çok güzeldi. İkisi de bir süre çocuk istemeyip hayatlarını düze sokmak istediler. Çok iyi korunduklarını düşünüyorlardı, gerçi korunmasalar da dert olmayacaklarını çok sonra anlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proletarya
RandomEsen, yirmi dört yaşında iki yıllık bir memurdu. İyi yaptığı tek şey; iki dakikada 120 kelime yazmak ve bulunduğu ortamda görünmez olmaktı. Arkadaşı ve sevgilisi yoktu. Dahası, hayatında hiç öpüşmemişti. • • b x b •• 11.09.20