Bilirsin Esen, yaşam ve ölüm arasında ince bir çizgi vardır ve sen o çizgi arasında olan kendin için değil, ölüm pençesine düşmesinden korktuğun sevdiklerin için endişelenirsin.
Bu durum en kötü insan için bile geçerlidir, hastalıklı zihinlerden söz etmiyorum.
Sen ve ben gibi, tek düze hayatta kendine yer edinmiş yahut edinmeye çalışan insanlardan bahsediyorum." Öyle sulamaya devam edersen ölürler." Esen sırtı dönük, kalın yaprakları okşar gibi değerken bir yandan da ufacık bitkiye her gün verdiği suları fark etmiyor gibi sulamaya devam eden Cihan'a dayanamadan söylendi.
Aslına bakılırsa, Sukulentler öyle kolayca ölmezdi. Dahası sudan çok korktukları da yoktu. Fakat toprağı kurumadan sürekli ıslanması pek hoşuna gitmezdi.
Öyle okumuştu en azından.
Kışları ayda bir verilen su onun için yeterli bir miktardı. Fazlasın da gözü yoktu. Bir sonraki suyu toprağı kuruyunca istiyordu.
Azla yetinmeyi biliyordu. Kötü mü yapıyordu bilmezdi Esen. Azla yetinen insan iyi miydi misal?
İnsanlar hep azla yetinen kişileri çevresinde tutmayı severdi.Onun için azıcık bir çaba verip, büyük dönütler almak insanların yaradılış doğalarında vardı bir kere.
Herkes ağzına bir lokma verip, her seslendiğinde ona bakan kişileri severdi.
Sukulent gibileri. Az emek, çok yemekti.
Kim sevmezdi ki?
Cihan elinde ki kupa bardağı, kötü bir şey tutuyor gibi camı önüne koyarken, endişe ile bitkiyi; saksı altlığından kaldırdı.
Su olağanca geniş altlıkta dururken saksı altından damlayan çamurlu su Cihanın parçalarına kendilerini atmışlardı. Eh, siyah pantolon tek suçlu gibi ceza almıştı.
Cihan yüzünü buruştursa da endişe ile baktı Esen'e.
" Nasıl ölürler, ölmesinler."Çaresiz sesi, hasta yakını ameliyatta giren doktora seslenir gibiydi.
Esen, bir süre minik sukulentte gezdirdiği bakışları, saksıda oyalandı.Sulu boya ile boyanmış, hoş desenler verilmişti. Ona bu çiçeği verdiği saksı değil gibi, çok değişmişti.
Esen, sabit bakışları, Ciha'nın endişeli tavrını asla rahatlatmıyordu.
" Hemen ölmezler." dedi usulca.
Evet bitki ölmeyecekti, sadece öyle yapmaya devam ederse muhtemel dahilinde olan bir sondan bahsetmişti.Bu kadar hengame olacağını düşünmemişti. Zira birinin ona şaşkınlık ile bakması, pek rast gelmedik bir durumdu ve hengame olarak nitelendirilmeyi hak ediyordu.
"Yani," dedi Cihan bir süre bekleyerek" ölecekler ama hemen değil. "
Esen, Cihan'ın anlaşmasının verdiği rahatlık ile başını sallarken, dosyayı masaya bırakarak tekrar döndü ona.
Cihan, oldukça hüzün dolu bakışları onunla buluşurken haffiçe somurttu." Tahmini ne zaman çürümeye başlayacak o zaman bir hafta? Bir ay ?"
Sukulenti bezgince su dolu altlığı koyduğunda stor perdeye sıçrayan su damlasını görmezden gelmeye çalıştı Esen.
Neye üzülse bilemedi.
" Senin hediyene düzgün sahip çıkamadım." dedi sessizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proletarya
AcakEsen, yirmi dört yaşında iki yıllık bir memurdu. İyi yaptığı tek şey; iki dakikada 120 kelime yazmak ve bulunduğu ortamda görünmez olmaktı. Arkadaşı ve sevgilisi yoktu. Dahası, hayatında hiç öpüşmemişti. • • b x b •• 11.09.20