İyi değilim, iyi değilsin, iyi değiliz

1.9K 203 46
                                    

Sonsuzluk ve onunla gelen dakikalar.

Zaman ve umutsuzluk, bir bir ardına gelen tüm her şey...Hayat ve bizi sürüklediği her bir nokta.

Şekiller ve renkler, derin ve ilmek ilmek işlenmiş bir örümcek ağı.

Anlamsızlık ve iç içe geçmiş anlamlar.

Derin tutkular ve yalancı mutluluklar.

Bir gün bir film de  bir grup arkadaş bir soru hakkında tam bir gece boyunca düşündüler.

Bir sonsuzluk kadar süren gece boyunca. 

" Bir ilişki içindeyken, gördüğün anda onun için yaratıldığını düşündüğün insan için, ilişki de olduğun kişiyi aldatır mısın ?" 

İlk başta cevap çok basitti; HAYIR! Çoğu kafadan anlık çıkan cevaplar iç içe geçip bir karmaşayı oluşturdu.

Daha sonra bir fısıltı duyuldu, zayıf ama zihinlerde ki duvarı yıkacak kadar güçlü bir ses.

Basitti , dört harflik, günlük hayatta çokça kullanılan bir kelime ; EVET!

Şaşkın bakışlar ve derin sessizlik ile tüm odak o kişiye döndü. Genç, bakışları bir süre tartarak hafif bir tebessüm etmişti. Sonra ise zihinlerde asla kapanmayacak o kapıyı aralamıştı.

" Bir ömür kendimi aldatmak benim için daha kötü."

Basit bir cevaptı. Peki ya ne kadar yanlıştı ? 

Yanlış bir durum, bencilce ve kötü. Hatta belki de mide bulandıracak kadar iğrenç. Fakat, fakat basit bir gönül eğlendirmesi değil, yaradılıştan bu yana oluşan evrimsel süreç ve karışmış genler sonucu yıllar içinde aynı zamanda doğup, aynı ihtimal içinde bir araya geldiğin ve ona baktığın anda sonsuz bir zamandır onu tanıdığını hissettiğin o kişi ile birbiri içinde girmen ne kadar yanlıştı ?

Cihan, oturduğu koltuktan biraz geriye yaslanıp gözlerini yumdu.  Kulağına gelen hafif kısık ve tanıdık tedirgin sesin sadece bir kapı arkasında olduğu hissi öyle huzur doluydu ki! Kasları gevşedi ve görme isteğini bastırarak gülümsedi.

İçini anlık olarak kaplayan endişe ile gözlerini açarak cama değen bahar yağmurunu izledi. Eğer o gün, Yade ile her şey yolunda gitseydi ne olacaktı ? 

Belki de, Esen'i gördüğü an yolunda giden her şey'den nefret edecekti, belki de Esen'in farkında olmayacaktı. İsteksiz bir baş sallaması ile yutkundu. 

Esen'in farkında olmamak...

Utangaç suratı, al al olan yanakları, heyecandan birbirine giren kelimeleri ve sürekli yanlış anlaşılmaktan korkan tedirginliği.  

Cihan parmağı ile bir süre anlına dokunarak derin bir nefes aldı. O gün Esen, ne yaptığını bilmez gibi, hiç görmediği rahat bir tavırla anlını silişi...

" ahh..." derin bir inleme ile elini çekerek bir yumruk haline getirerek sol göğsü üzerine iki sefer vurdu. Ufak bir dokunuşu bile her hücresini harekete geçiriyorken onu fark etmeme ihtimali cehennem gibiydi.

Esen'i gördüğü ilk an hissetmişti, kapılma duygusunu. Tam o an anlamıştı, bir şeyler olacaktı ve onun önüne asla geçemeyecekti hayır, geçmek istemeyecekti.  Derin nefesleri hırıltılı bir hal alırken  anlına dokunan o hissi yanaklarından kayarken ki hissiyatı hayal ederek yumdu gözlerini.

ProletaryaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin