12.Bölüm

442 38 8
                                    

Ne yani Alisa gitmişmiydi? Gözlerim istemsizce doldu.

"Onu ben öldürdüm. Babam gibi, oda benim yüzümden öldü."

Şeytan kapanından çıktım ve yatak ile dolabın arasına girdim.

"Herkes benim yüzümdem ölüyor! Alisa öldü! Alisa... öldü!" diye bağırmaya başladım.

Amcam karşımda dikildi. Ardından yere oturup boylarımızı elinden geldiğince eşitledi. Gözlerim hala ıslaktı, ve ağlamaktan gözlerimin kızardığını tahmin edebiliyordum.

"İrena, ağlama." dedi Sam. Gerçekten çok faydası olmuştu. Teşekkür ederim amca.

"Bak biliyorum zor, ama Dean hala hayatta. Onu bulmalıyız, bunu da sen olmadan yapamayız. Biliyorsun."

Kafamı olumlu anlamla salladım. Amcam ayağa kalkıp elini bana uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. Cass hala ayakta duruyordu. Bir süre ona boş boş baktım ve ardından elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.

"Şey, İrena... Alisa.. öldüğü için.... savaş geç başlayacak" bunu kekeleyerek söylemişti. Cidden şuan önemsediği bu muydu?

"Bizim kızımız ölüyör, ve senin tek söylediğin bu mu? Burada sıkışıp kaldık, Dean gitti Lisa gitti Küçük İrena gitti Alisa gitti. Sen sadece bana bunu mu söylüyorsun? Sen sadece bana savaş geç başlayacak mı diyorsun? Bir melek de olsan, benimle mühürlendiğinden beri insan olmaya yaklaştığını söylemiştin? Cass lütfen git, nereye gideceğin umrumda değil. Git ve Dean'i bul. Ondan sonra da gözüme gözükme. Anlıyor musun?" kızgındım. Ancak sesim.. yükselmiyordu.

"Semboller, silindi. Dean'i almaya gidiyorum."

dedi ve gitti.

O da gitti, diye geçirdim içimden.

Amcam gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım. 'Tanrım, lütfen babama bişey olmasın' diye geçirdim içimden. 'Lütfen kızımdan sonra, onu da alma benden.'

--

Aradan bir hafta geçmişti. Ne Cass nede Dean vardı ortalıkta. Birde Alisa gitmişti. Bazen, onun benim düşüncelerime kızan sesini duymayı bile özlüyordum. Ancak ölmüştü, ve geri gelmeyecekti. Bir haftadır olduğu gibi, bugünde sığınaktakş yatağımdan çıkmadım. O gece sığınağa geldikten sonra kimse Impala'ya dokunmamıştı. Anahtarlar Dean'de olduğu için, ona kısa devre yaptırmıştık. Bunun için bize kızacağını biliyordum. Ancak, o gelsin yeter. Kızsın, bağırsın, turta yesin, benimle dalga geçsin. Umrumda değildi. Ben babamı özlemiştim. Ne kadar belli etmesede, beni koruduğunu hissettiğim babamı özlemiştim. Şimdi onun nerede olduğundan bile habersiz elim kolum bağlı yatmaktan başka yaptığım bir şey yoktu. Günde 5-6 kere amcam geliyordu, belki yerim diye koyduğum yemekleri değiştirip geri gidiyordu. Arada benimle de konuşmaya çalışmıştı. Ancak bir haftadır yemek yememin verdiği halsizlik, ve sürekli bölünen uykularım beni yeterince yorgun düşürmüştü.

'Alisa gitti ve bir daha gelmeyecek' diye geçirdim içimden. O öldü. Onun bir daha gelmesine olanak yok. Ancak Dean'in var. Şimdi kalk, ve biraz araştır İrena. Baban için bunu yap, diye geçirdim içimden. Yorganı üstümden kaldırdım ve her zamankş gibi tepsiden suyu içtim. Günde 2-3 bardak su içiyordum. Bazen de tuvalete gidiyordum hepsi bu. Ancak bugün, babam için ayakta kalacakım. Amcamın kahvaltı için getirdiği tostu ve portakal suyunu içtim. Ardından yatağımı topladım ve yatağıma bir kere daha baktım. Tepsi de alıp mutfağa gittim. Amcam masanın üzerinde laptopuyla bir şeyler araştırıyordu. Onun bu 1 hafta içinde benden tek farkı yemesiydi. Onunda çok uyuduğu söylenemezdi. Bunu gözaltlarına bakınca anlıyordum, ve geceleri beni bir kaç kere kontrole geliyordu.

"Günaydın." dedim çıkarabildiğim en sevecen tonumla. Ardından amcamın yanına oturdum . Bana anlamayan bakışlarla bakıyordu.

"Günaydın" dedi, o da gülümsemişti.

"Cass'dan veya babamdan bir haber var mı?" diye sordum.

"Henüz bir şey yok, araştırmaya devam ediyorum." dedi ve elindeki kalemi bir deftere vurdu.

"Belkide bir kesişen yollar şeytanını yakalamalıyız, bilirsin onlar çabuk öter."

"İrena, alınma ama, bir sürü acı yaşadın. Bu tür şeytanlar senin şu andaki halindeki insanları sever..."

"Beni kandıramazlar, Sam. Biliyorsun."

"Yinede, denemeyelim derim. Başka bir şeytan bulabiliriz.Biliyorsun."

"O kadar bekleyemeyiz. Zaman geçtikte Dean daha çok zarar görüyo olabilir."

"Cass'e ulaşmayı hiç denedin mi?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Peki sen denedin mi?"

"Milyonlarca defa. Belkide sen denemelisin?"

"Sanmıyorum, Sam.. Cass beni-"

Masanın karşısında gördüğüm iki bedenle sözüm yarıda kesilmişti. Gözlerimi kırpmadan Cass ve Dean'e baktım. Yaklaşık 5 dakika, belki.

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin