"Sam, şuna bak" diye Sam'e seslendi İrena. Sam elinde bir bira şişesiyle geldi. İrena gazeteyi Sam'e verdi ve Sam'in masanın üzerine koyduğu birayı alıp, Sam'e çaktırmadan içmeye başladı.
"4 ceset, farklı kişiler öldürmüş? Bunun neresi bizim işimiz?"
"Hepsinin ifadesinde bir adamı içeri aldıkları yazıyor. Kendilerine geldiklerinde adamı ve kurbanları ölü buluyorlar. Tahmin et? Hiç bir şey hatırlamıyorlar. Bana ele geçirilme gibi geldi. Sana?"
"Haklı olabilirsin, Dean gelince gideriz. Ve ımmm... Sen gelmiyorsun" bira şişesini aldı ve boş olduğunu fark etti.
"Gerçekten mi İrena? Bu sonuncusuydu?"
"Gidip alabilirim?"
"Ne istiyorsun?"
"Hiç bir şey istemiyorum. Sadece çok sıkıldım burda. Biraz dışarıda gezerim belki."
"Bende seninle geleceğim."
"Biraz yalnız kalmak istiyorum, birazcık? 1 saat olmadan dönerim"
"Bak eğer...."
"Evet evet biliyorum, eğer takip edildiğimi hissedersem, sülfür kokusu duyarsam, herhangi bir tehditle karşılaşırsam tek yapmam gereken Cass'e seslenmek, biliyorum"
"Aferin benim kızıma" diye sırıttı Sam. "Ve unutmadan, şu bıçağı da al." Diye ekledi.
İrena bıçağı alıp pantolonuna sıkıştırırken tenine değdi. Acıyla ciyakladı,"Şu şeyin beni de etkilediğine hala inanamıyorum"
--
Yarım saat yürüdükten sonra, markete gelmiştim. Sam ve babam için bira, birkaç dergi, turta gibi klasik şeyleri aldıktan sonra mutfakta olması gereken şeylerden aldım, klasik yemek erzakları. Onlar ava gidince, onlar için yemek yapacaktım. Sanırım Sam'i bilgisayarı burada bırakması için ikna etmem gerekecekti.
Arkamdan gelen hafif esintiyle bıçağı çıkartıp hemen arkama döndüm. Cass ellerini havaya kaldırmış, bana bakıyordu.
"Sadece benim, sakin ol.." Onu özlemiştim. Ne kadar benden gerçekleri saklasada, hatta babam ve Sam'i de sürüklesede onu özlemiştim.
"İşin bittikten sonra biraz konuşabilir miyiz?"
Aslında onu ne kadar sevsemde, onu ne kadar özlesemde, şuan midemde kelebekler uçuşsada kalbim kırılmıştı.
"Cass..."
"Sadece konuşacağız, İrena. Sen ne zaman istersen istersen şimdi, 2 saat sonra, belki yarın. Sen ne zaman istiyorsan beni çağır, ben gelirim"
"Şey, o zaman bekle. Bunları taşımak zor olacak"
Gülümsedim. Gülümsedi. Onun gözleri böyle mavi iken benim hiç şansım olmazdı ki.
Alışverişten sonra elimdekiler çok ağır olduğundan, Cass parmaklarını alnıma koyup sığınağa getirmişti. Oysa benim hayalimdeki, poşetleri onun taşımasıydı ama olsun. Bu da onun için birşeydi sonuçta. Geldiğimiz yer, masanın yan tarafıydı. Babam yine bu olaydan korkmuş, hemen silahını çıkarmıştı.
"Sizi orospu çocukları!"
Dean'in verdiği bu tepkiye karşı, Sam oldukça sessizdi. Onun yanına oturdum. Poşetten birayı çıkarıp verdim. Bana döndü,
"Bir sorun yok, değil mi?" diye sordu.
"Hayır, her şey yolunda"
"Bir sorun olursa Cass'i çağıracaktın?'
Daha çok soru sorar gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Winchester'ın Kızı
FanficBir savaş uğruna yaratılmış beden yine bir Winchester'dı. Ancak tarafını seçmekte özgür olan İrena Winchester savaşın tüm kaderini değiştirmekten habersiz, belkide 'yasak aşk'ı yaşamaktadır