16.Bölüm

566 27 2
                                    

Dean'in anlatımıyla-

John ve İrena tartışırken, bir şeytanın İrena'ya doğru koştuğunu gördüm. Elinde bir bıçak vardı. İrenaya koşuyordu. Sanki bir an herşey durmuş gibi hissettim. Ardından bende o şeytana doğru koşmaya başladım. Sırtından tutacakken, İrena'nın üstüne atladı, ve bende onun üstüne düştüm. Kendime gelip ayağa kalkıp, şeytanı fırlattım. İrena.. bıçaklanmıştı? Cass'in geldiğini gördüm. Sanki herşey durmuş gibiydi. Kızım yerde yatıyordu. Bense sadece.. ona bakıyordum? Ölenin hayatı film şeridi gibi geçmez miydi gözlerinin önünden? Peki ya ben niye İrena ile yaşadıklarımızı teker teker görüyordum? Odadan soyutlanmış, sadece.. düşünüyordum? doğru kelime bu muydu? Düşünemiyordum! Doğru olan sadece buydu. Gözlerim açıktı, görüyordum ama görmüyordum işte. Kollarımın tutulup iki güçlü kol tarafından çekildiğini görünce, itiraz etmeye kalksamda.. güçlülerdi işte. Daha fazla direnemedim. İrena ölmüşmüydü? Ölmemişti. Winchesterlar ölmezdi işte. Lanet olası babamda dönmüştü. İrena ölmemeliydi. Ölmemişti değil mi? Ardından bir koltuğa oturtulmuştum. İrena hala yerde hareketsiz yatıyordu. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp, tekrar ayağa kalktım. Cass onun yanında iyileştirmeye çalışıyordu, ama olmuyordu. Melek sembolleri vardı, aptal.

"Melek sembolleri!" diye bağırdım John'a.

"Bunları silmem saatler sürer, İrena'yı California dışına götürelim! Hemen!" diye bağırdı. İrena'yı kucağıma alıp kapıya hareketlendiğimde John, Bobby ve Sam' de gelmişlerdi. Ama Cass hala İrena'nın yattığı, şuan boş olan yere bakıyordu. Sam 'ben hallederim, siz gidin.' dedi. Kapının önüne geldiğimizde,

"Baba, anahtarlar cebimde." dedim ve babam cebimden anahtarları aldı. İrena'yla Impala'nın arka koltuğuna geçtik. Ardından Sam ve Cass' de Cass'in kendi kiraladığı arabaya bindiler. Araba önümüzdeydi. Impala'nın çalışma sesiyle, İrena'yı biraz daha düzelttim.

"Baba...." sesi fısıltıdan daha alçak çıkmıştı.

"Burdayım, güzelim. Burdayım. Konuşup yorma kendini."

Babamın kaçla gittiğine baktım. 90'la mı? Cidden mi? İrena'yı öldürmek mi istiyordu?

"Kaplumbağa mı sürüyorsun? Bu araba 140'lara kadar çıkabiliyor!" diye bağırmamla Bobby bana baktı. Ardından John gaza yüklendi. Bir kaç dakika sonra California dışındaydık. İrena'yı arabadan indirip yere yatırdım. Cass yanıma geldi. Elini İrena'nın karnının üzerine yerleştirdi. Beyaz bir ışık yandı. Daha tam iyileşmeden, Cass elini çekti.

"Daha tam iyileşmedi." diye bağırdım Cass'e. Cass zaten İrena'ya yakın olmak için diz çökmüştü. Ardından yere tam olarak 'düştü'

"Uyanabiliceği kadar iyileştirdim.. Devamını ben yapamayacağım....." dedi Cass.

"Lanet olası melek güçlerini kullan da kızımı iyileştir!" diye bağırdım. Sam yanıma geldi,

"Oda kötü durumda. İrena kendine gelince, tedavisine kendi devam edebilir."

Gözlerimi Cass'den ayırmıyordum. O da bana bakıyordu.

"Cass..." bu İrena'nın sesiydi.

"Burdayım, İrena." dedi ve İrena'nın elini tuttu. Yine bir ışık çıkmıştı. Fakat bu her zamankinden daha güçsüzdü.

"Neler oluyor?" dedim aklıma gelen ilk soruyla.

"İrena yorgun. Fazlasıyla. Ve benim melekliğimden fazla birşey kalmadığı için ışık güçsüz. İrena kendine geldiğinde ışık artacaktır." Kafasını tekrar İrena'ya döndürdü. Diğer elini de tuttu, ve yarasının üzerine getirdi.

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin