Bölüm 35 (2.kitap 2.bölüm)

261 15 2
                                    

İlk başta siz okumaya başlamadan önce bir kaç şey söylemek istiyorum. Ben bu hikayeye, sadece SPN ara verdiğinde yapacak bir şey bulamadığım ve o dünyadan kopamadığım için yazmaya başladım. Hatta bir ara Deniz Winchester ismiyle bir kurguya da başladım, ancak bir türlü bu kitaptan kopamadım. Nedenini bilmiyorum ancak, bazen nedenini bilmediğim bir şekilde İrena bana iyi hissettiriyor. Açıkca söylemek gerekirse, çok eski hunterlardan sayılmam. Maalesef -yaşımdan dolayı muhtemelen- diziyi 9.sezonda yakalayabildim.

-9.sezonu izlemeyenler için spoiler.-
Dean'in şeytan olduğunda ne yapacağını, neler yapabiliceği... Aklımdan bir sürü şey geçti. Ve yine aynı durumdayım.

-10.sezonu izlemeyenler için spoiler-
Ve şimdi karanlık Dean ve Sam'in dünyasında. Bu daha bir derin bilmece. Leviathan gibi. Ne olduğu? Bedene ihtiyacı olup olmadığı, nasıl ayırt edildiği, neyle öldürüldüğü? Bunların hiç birini bilmiyoruz. Bir beden mi? Bir kız mı?

Aslında etrafta bir kız olduğuna dair dedikodular var. Bilemiyorum ne kadar gerçek, ama Jeremy Carver sezon için 'Geçmişinden kaçamazsın.' demiş. Bu benim aklıma hiç bir şey getirmiyor. Lisa bile geldi, ancak hiç mantıklı değil. Şimdi sizden yardım istiyorum, vote veya yorum değil. Çünkü çoktan öylesine başladığım kitabım 3K oldu.

Sadece yardım, bilgi... Bunlara açım. 11.sezonda neler olabilir? Sadece biraz hayal gücünüzü zorlayıp, benimde beynime bir şeyler sokmanızı istiyorum.

Okuyan veya okumayan herkese teşekkür ederim. 3K okuma olduğu için çok mutluyum, beni çok mutlu ettiniz.

Bu arada benimde üyesi olduğum Supernatural Türkiye ismiyle bir platform var. İnternette her platformda bulabilirsiniz. Tumblr, Facebook, Twitter, Web. Amacım reklam değil, ancak Abaddon ve Kevin ile röportaj bile yapmış insanlar bunlar. Her türlü bilgi burada mevcut. Dediğim gibi, bende bir üyesiyim ve amacım kesinlikle reklam yapmak değil.

Tekrar teşekkürler •.•

"Bende sizi bekliyordum." dedi Todd. Büyümüştü. Üç yıl ona çok fazla şey katmıştı.

Bitmişti.

Ellerini önünde birleştirmiş, gözlerini Cass'in gözlerine dikmişti. Hava da kesinlikle özlemden başka şeyler de vardı. Kırgınlık, kızgınlık, acı, nefret? Her türlü duyduğu barındırabilicek bir havaydı bu. Üç yılı içinde tutmuştu, ve artık bırakma zamanı gelmişti.

-

"Üç yıl boyunca bize ne yaptığından bahsetmeyecek misin, Todd?" dedi Dean. Masaya oturmuş, gözlerini bir an için ondan ayırmıyordu.

"Sadece yalnız kalmam gerekiyordu, ve siz bunu biliyordunuz. Beni yargılamayın."

"Beni yargılamayın ne demek!? Ben senin babanım, Todd! Neler yaptığını bilmeye hakkım var."

"Avlandım." dedi. Gözlerini bana çevirip baktıktan sonra,

"Kafamı ancak bu şekilde toplayabilirdim, kusura bakmayın."

Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini bir an için tavana dikti. Onun gözleri mi sulanmıştı, yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Yardımınıza ihtiyacım olmazsa, bana ulaşmanız imkansız olurdu. Size ihtiyacım var."

"Neler oluyor, Thodorka?" dedi Sam. Kaşları hafiften yukarı kalkmış, ve çenesi kasılmıştı. Bir şeylerin ters gittiğini tek ben hissetmiyordum, sanırım.

"Kız arkadaşım. Sarah. 2 haftadır kayıp, ve hiç bir şey yok. Çıldıracağım, lütfen yardım edin."

Ellerini saçlarından geçirdiğinde, bir an için panodaki tüm raptiyeler göğsüme saplanmıştı.

"Ne avlıyordunuz?" dedi Dean. Todd yüzüne bakıp bir şey söylemeyince, "Sarah'ı bulmak için ne avladığınızı bilmem gerek, evlat. Söyle şimdi, ne avlıyordunuz?"

"Buraya annem için bilgi toplamaya geldim. Geldikten bir süre sonra Sarah kayboldu."

"Kamera kayıtları, sülfür, EMF" dediğimde Todd dolmuş gözleriyle bana baktı.

"Bende bir avcıyım. Baktığım ilk şeyler bunlar oldu."

Derin bir nefes alıp arkamı yaslandım. Annem bir melekti, ancak onu kaçırmazdı.

-

DEAN'İN AĞZIYLA-

"Sarah, ailesi kim?" dedim. Kız hakkında bir şeyler bilmem gerekiyordu, ve bu eğer ailesini tanıyorsam mümkün olabilirdi.

"Babasının seninle çekilmiş bir fotoğrafı var. Garth...Öyle bir şey olması lazım." dedi Todd. Gözlerinden bile ne kadar berbat bir halde olduğu belli oluyordu. Sevdiği birini kaybetmek... İnsanı kesinlikle derinlerden sarsıp, iyileşmeyecek yaralar bırakıyordu. Özellikle bizim dünyamızda, veda diye bir şey yoktu. Ve bu da yaraların iyileşmemesinin en büyük nedeniydi.
Yaraların iyileşmemesi yetmezmiş gibi, yeniden hasar alıyorlardı. Yeniden acı çekiyorduk, aynı yaradan ötürü. Hayat bizi tekrar tekrar savuruyordu.

Ve bu dünyadan oldukça uzakta olmak isterken, şuan kızımın oğluyla onunla aramda 20 yaş varken konuşuyordum. Fiziksel olarak. Nedenini bilmesemde, diğer taraf bizi bir türlü sindiremeyip, Dünya'ya geri yolluyordu. Yeni yaralar almaya.

"Garth.... En son onunla konuştuğumuzda bir kızı yoktu."

"En son onunla ne zaman konuştunuz?" dedi Todd.

"Aman tanrım, kız bir kurtkız mı?" dedi Sam. Tabii ya, Garth'ı en son 2014'te görmüştüm... Tabii Mr.Fizzles'ı da öyle.*

"Hayır, sadece insan." dedi Todd. "Nasıl bilmiyorum, ama öyle. Babasının kurtadam olduğundan haberim vardı."

"Ben olsam, 3 yıl boyunca çoktan onlardan vazgeçmiş bir anne aramak yerine, başka bir davaya koyulurdum. Ve bunu Sarah'ın da yapacağına adım kadar eminim." deyip masadan kalktı Tess. Yatağın altına eğilip baktı, ardından ayağa kalktı.

"Odayı biraz karıştırmam da sakınca var mı?"

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin