Cass ve Dean karşımda duruyorlardı. Ancak Dean'in pek iyi durumda olmadığını söyleyebilirdim. Yüzünde çeşitli yaralar vardı, kıyafetleri parçalanmıştı. Ayakta duracak hali yoktu, bunu yükünü Cass'e vermesinden anlıyordum. Masadan yavaşça kalkıp inanamayan gözlerle onları seyrettim. Ben sadece onları seyrederken, Sam Dean'in koltuk altına girmiş Cass'e yardım etmeye çalışıyordu. Onlar Dean'in yatak odasına doğru giderlerken, bende onların peşinden gittim. Hiç bir şey söyleyemiyordum. Sanki herşey geri gelmişti. Alisa'nın ölümünde çektiğim acı, Cass'i görünce tazelenmişti sanki. Cass'i de özlemiştim, fazlasıyla özlemiştim. Ancak şuan babama olan özlemim ağır basıyordu. Babamı yatağa yatırdıklarında, amcamla yatağın baş ucunda duruyorduk. Cass'de bizim karşımızdaydı.
Cass'le bir an göz göze geldik. 'Tanrım, lütfen gitmesin' diye geçirdim içimden.
Sanki düşüncelerimi duymuşcasına, "Şey.. ben gitsem iyi olacak" dedi. Gözlerini kaçırdığında gideceğini anladım."Cass, gitme" dedim. Tek umudum, beni duymasıydı. Gözlerini tekrar benimkilere sabitledi ve daha sonra odadaki koltuğa oturdu. Babamın gözleri açıktı, ancak her an kapanabiliceğini biliyordum.
"İyi misin?" dedim babama bakarak. Tamam bu çok yersiz bir soruydu.
"Harikayım." dedi ve gülümsemeye çalıştı. -I'm awesome.-
"Cass onu iyileştiremez misin?" diye sordum Cass'e. O benden beter bir haldeydi.
"Bu daha iyi hali. Kan kaybından ölmek üzereydi. Onu toparlamak için fazla güç harcadım." dedi Cass.
"Pekala, onu ben iyileştirebilir miyim?" dedim Cass'e.
"Bak İrena, 1 hafta gibi bir süredir benden uzaktasın. Bu ruhunu ne kadar zayıf düşürüyor bilemezsin. Ve aç olduğunu, uykun olduğunu da görbiliyorum. Bu da fiziksel olarak ne kadar düşmüş olduğunu gösteriyor. Bunu denemen sadece seni daha fazla yorgun düşürecek. 1-2 güne kendimi toplarlarım, o zaman Dean tamamen iyileşir. Tamam mı?" dedi Cass.
"Pekala." dedim tüm soğukkanlılığımla.
Cass bir süre bana baktı. Ardından bakışlarını tekrar Dean'e çevirdi.
"Şimdi.. beni.. yanlız bırakın." dedi Dean. "Uyumak istiyorum." diye açıkladı.
Dolabından kıyafet, iç çamaşırı vs çıkardım. Ayrıca yaralarını temizlemek için, alkol ve bez de çıkardım. Yatağın kenarına oturup babamın boynundan tutup kaldırdım. Sam de bana yardım ediyordu. Eğer 1 hafta boyunca, onun gelip bir şeyler söylemese, delireceğimi biliyordum. Babamın parçalar halinde kalmış tişörtünü yaralarına deydirmemeye çalışarak çıkarttım. Sam'de ilk başta suyla yaralarını temizledi, ardından pamukla alkol sürdü. Arada bir Dean'in inlediğini duyuyordum.
"Yüzünü ekşitme İrena, bundan daha kötüleride oldu. " dedi Dean. Cass'e baktığımda elleri tekli koltuğun yanındaydı, kafasınıda omzuna yatırmıştı. O uyuyor muydu? Gözlerimi devirip, Dean'e geri döndüm. Cass'e bakarken beni görmüş olmalıydı. Oda bana bakıyordu.
"O da kötü durumda, İrena." dedi Dean. Dean'in gözlerine bakıp, yaralarını sarmaya geri döndüm. Sam,
"Ben yiyecek bir şeyler getireceğim." dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bir süre daha yaralarını sardım, babam elimden tutup yakaladı."Benim bilmediğim bir şey mi var?" diye sordu.
"İrena ve Lisa nasıl? Ayrıca sana bunu yapanların kim olduğunu buldunuz mu? Cass seni nerede buldu?" diye sorularımı sıralandırdım. Alisa'yı düşümdükçe boğazım düğümleniyordu çünkü.
"İrena ve Lisa iyi. Bize bunu yapanlar, şeytanlar. Crowley. Cass beni bir depoda bulduğunu söyledi. Sürekli yer değiştiriyorlardı. Ancak ilk gün, bir şekilde mühürleri sildiler. Beni bulmanızı istiyor gibiydiler. Cass'e dua ettim, ama gelmedi." diye özetledi Dean.
![](https://img.wattpad.com/cover/30648954-288-k486353.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Winchester'ın Kızı
FanfictionBir savaş uğruna yaratılmış beden yine bir Winchester'dı. Ancak tarafını seçmekte özgür olan İrena Winchester savaşın tüm kaderini değiştirmekten habersiz, belkide 'yasak aşk'ı yaşamaktadır