26.Bölüm

458 30 0
                                    

Mesajlara girip Dean'in mesajını açtım,
"Aslında bir kaç kere aradım, ama açmadın. Muhtemelen beni tekrar arayacaksın, arama İrena. Senden uzaktayım, güvendesin. Her an ne yapabiliceğim belli olmuyor. İnan bana bunu geçte olsa farkettim. Nerede veya kiminle olduğum önemli değil. Bir yerlerdeyim işte. Doğum günün kutlu olsun bebeğim. Senden uzakta olmam doğum gününü unutacağım anlamına gelmiyor. Hediyeni de daha önce odamdaki dolabın alt çekmecesine koymuştum. Seni seviyorum."

Mesajı gözlerim dola dola okudum. Ağlamadım. Ağlamayacaktım. En azından kutlamıştı. Yetişememiştim. O aramıştı ama ben görmemiştim duymamıştım bile. Hangi akla doğum günümü unutacağını düşünmüştüm ki zaten? Ama gün gittikçe zaman geçiyordu, ve ben babamı daha çok özlüyordum. Ne kadar bir tarafım gelmemesini istesede, bir tarafım her korktuğumda yanımda olmasını istiyordu.

"Kim?" diye sordu Cass.

"Dean." dedim. Sesimi duyup duymadığını bile bilmiyordum.

"Ne yazmış?" dedi Sam.

"Önemli bir şey değil." deyip sığınaktan çıktım. Impala'yı da almamıştı. Takip edilmek istemiyordu. Hiç bir şekilde. Ne yani kiraladığı bir arabayla mı kayıplara karışmıştı? Kapıyı açıp arka koltuğa oturdum. Çantamı da almamıştım. Cass taşısın.
Telefonla oynamayı bırakıp kilidini açtım. Larry'nin mesajlarına daha bakmamıştım,

"İrena. Konuşmalıyız. Gerçekten önemli."

"İrena şu lanet telefonuna bakar mısın artık! Sana başka türlü ulaşamam. California'dayım. Bana ulaş."

Neydi bu şimdi? Bir başka oyun? Bir başka kaçırma planı?

Ben düşünürken telefonuma yeni bir mesaj geldi.

"İrena, tehlikedeyim ve bilmen gereken şeyler var. Senin hakkında önemli şeyler. California'ya gel. Şehirin girişinde Prensess Bar var. Çevrede şeytan çok fazla. Melek desteğine ihtiyacınız olacak. Olabildiğince çabuk gelmeni istiyorum, sana söz veriyorum bir tuzak veya herhangi bir şey değil."

Telefonu, kapının kapanma sesiyle tuş kilidini kapadım. Sam ve Cass arabaya binmişlerdi.

"California'ya gidiyoruz." dedim Sam'e.

"Olay California'da değil. Neden gidiyoruz?" dedi Sam.

"Larry çağırıyor. Kendinde olduğundan eminim Sam. Benim hakkımda önemli şeyler bildiğini söyledi."

"İrena Larry'nin vücudunu senin mühürlün ele geçirdi. Bunu hepimiz biliyoruz." dedi Cass.

"Ne ima etmeye çalışıyorsun?" dedim Cass'e dönerek.

"Bir zamanlar öptüğün adam diye düşünürsek..." dedi Cass.

"Bana tehlikede olduğunu söylüyor. O hiç bir şey yapmadı, sadece ele geçirildi Cass anlamalısın!" dedim sesimi yükselterek.

"Bana neden hiç tanımadığımız birini savunuyorsun?" dedi. Sakinliği beni çılgına çevirmişti.

"Bence artık ben seni tanıyamıyorum." dedim. Haklıydım da. İnsan olduğundan beri bir farklıydı...

"Ben hala aynıyım. Sen ne zamandır beri seni kaçıran bir şeytana güveniyorsun?" diye sesini yükseltti.

"Haklısın. Çünkü beni kaçıran bir şeytandı. Larry değildi. Ve üzgünüm benim de hala içimde şeytan kanı var."

Derin ve yakıcı bir nefes alarak önüne döndü. Sam bir şey demeyip sadece kalkık kaşlarıyla bizi izliyordu. Arka koltuğa iyice yerleşip telefonumu arka cebime sıkıştırdım. Telefon arka cebimde olmadan olmazdı. Kendimi rahat hissedemezdim.

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin