Bölüm 44

231 15 7
                                    

Geçen bölüme gelen yorumlar beni çok mutlu etti, o yüzden bu bölüm birazcık erken gelmiş olabilir :)

Dean Winchester ağzıyla-


Impalayı sığınağın garajına park edip, uyuyan Sam'i dürtükledikten sonra arabadan çıktım. Zor bir av değildi ancak av boyunca Todd hakkında endişelenip ona göz kulak olmaya çalışmaktan kendimi alamamıştım. Sam arka kapıya yönelip Todd'u uyandırırken bir süre ikisini izleyip yüzüme bir gülümseme yerleşmesine izin vermek zorunda kalmıştım. 

Bagajdan çantayı çıkarmalı mıyım çıkarmamalıyım diye düşünürken, alt kattan gelen gürültüler ile beraber Sam'e kısa bir bakış attıktan sonra merdivenleri hızlıca inip kütüphaneye gittiğimde gördüğüm manzara olduğum yerde kalmama neden olmuştu.

Ergen bir meleği sığınakta yalnız bırakmak doğru muydu Cass?

"Tess! Kes şunu!" 

"Dean?" Tess kafasını bana doğru çevirdiğinde sanki beni gördüğüne sevinmiş gibiydi. Bunun olmasına ihtimal dahi veremiyordum çünkü Tess herkesin hayal edebileceğinden daha inatçı biriydi. Daha kavga edeli ne kadar olmuştu ki? Bir hafta, iki belki? Belki o kadar bile olmamıştır.

Tess kitaplarla olan samimiyetini bırakıp bana doğru hızlı adımlarla gelmeye başlayınca bir an için içimi korku saplamıştı ancak yüzündeki ifade bir süre sonra ruhumu siyaha boyayacak cinstendi.

Tess'in cılız kolları bedenimi sararken bir an tereddüt içinde kalsamda, ellerimi bende onun beline doladım. Hıçkırıkları bedenimi delip geçecek cinstendi. Tessa'nın genelde yaptıklarından biri ağlamaktı, ancak bu çok farklıydı. Bu sefer gerçekten farklıydı.

Yerdeki abajur, etraftaki kitaplar, ve her yerdeki cam parçaları burada bir düellonun döndüğünü işaret ediyordu ancak buraya kimse giremezdi. 

"Sorun ne Tess?" 

Kollarımı çekip omuzlarından yavaşça geriye itip yüzünü görmemi sağladım. 

"Dean, Tess? Burada neler oldu böyle?" Todd'un sesi tüm kütüphanede yankılanmıştı. Arkamı dönüp şimdi değil demeye çalışsamda onun anladığını pek sanmıyordum. Nihayet Sam onu kolundan tutup çektikten sonra odalara doğru yürümeye başladılar. Hala Todd'un söylentilerini duyabiliyorduk.

"Oturmak ister misin?" 

Kafasını olumlu anlamda salladığında sandalyelerden birini çekip onun oturmasını izledikten sonra bir sandalyeyi de karşısına gelecek şekilde çektim. 

"Babamla kavga ettik."

"Onu anlayabiliyorum." deyip etrafa tekrar göz gezdirdikten sonra bir sonraki işimin Tessa'ya burayı toplattırmak olduğunu derinlere bir yerlere kazıdım. "Merak ettiğim, neden? En son nefret ettiğin ben gibi duruyordum."

"Senden nefret etmiyorum, Dean. Ne senden ne babamdan ne Todd'dan ne de Sam'den."

"Her ne kadar tombul ve değnekli bir dede olmasamda, bir dede sayılırım. Beni sevmene o kadar şaşırmıyorum."

Yüzündeki ifade silindiğinde, "Boşver. Cass nerede? 1 saat önce konuştuk ama ben alevin bu denli büyük olduğunu bilmiyordum." 

"Nerede olduğunu bilmiyorum. Ben bittim dedi ve gitti."

Ve Tess bu haldeyse "Ben bittim" den çok daha fazlaları vardı. 

İRENA WİNCHESTER- 

"Babamla aranız eskisi kadar iyi değil ha, Cass?"

Mavi gözleri bana döndüğünde birden bire kendimi yere yıkılacakmış gibi hissetmiştim. Bakışlarındaki duygu değişimleri ruhumu çekip alıyordu sanki. Şaşkınlık ve ardından hemen şaşkınlığın yerini alan kızgınlık. 

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin