27.Bölüm

312 24 1
                                    

"Burada biri var." dedim odaya doğru gelerek. Kapıyı ittim. Ama açılmıyordu. Samde kapıyı itmeye çalıştı ama açamamıştı. Pekala, uzun bir süreden sonra melek güçlerini kullanmam gerekiyordu. Elimi kapının üzerine koyup, kapının kırıldığını hayal ettim.. Ve olmuştu. Kapıdan geride kalanları elimle ittim ve içeri girdim. Odanın köşesinde duvara elleri kilitlenmiş, kan gölü içinde yatan bir Dean'i kimse beklemiyordu.

Hani Dean güvendeydi?

Koşarak yanına gittim. Sam'in bir yandan Dean diye bağırdığını duyuyordum. O güvende olmadığı sürece benim güvende olmamın ne anlamı vardı? Önüne çöküp kafasını kaldırdım. Gözleri kan çanağına dönmüştü ve suratında kurumuş kanlar vardı. Elimi çektiğim an kafası tekrar yere düşecek gibiydi. "Kilitleri açın!" diye bağırdım Sam ve Cass'e.

"Ne oldu burada?" diye sordum Dean'e bakarak. Bir şey söyliyecek gücü bulamıyordu belkide.

"Dean güçlerimi yeni kullandım yapabiliceğimi zannetmiyorum dayanmalısın." dedim gözlerine bakarak.

"Mühürü çıkartmak için yaptılar." dedi nefes nefese. Ardından gözlerini kapattı. "Dean!" diye bağırdım. "Hayır şimdi olmaz, lütfen gitme, lütfen beni burada yalnız bırakma!" diye bağırdım. Sam kilitleri açıp yere yatırdı. Cass bana doğru yaklaşıp,

"İrena yapmalısın. Dean ölüyor."

"Yapamam Cass.. O kadar güçlü değilim."

"İrena baban ölüyor." Kafamı olumlu anlamda salladım. Babam ölüyordu. Kahrolası Dean Winchester ölüyordu. Elimi karnının üzerine koydum.

Henüz 4-5 yaşlarımdayken sığınakta babamın yatağına tırmanmaya çalışıyordum. Bir anda gözümün önüne 4-5 yaşlarında bir İrena geliyordu.

"Baba, korkuyorum!"

Yatakta huysuzlanıyordu.

"Baba geliyorlar!"

"Kimler geliyor İrena?"

"Siyah gözlü bir abi baba, beni almaya geliyor!" dediğim sözle beraber yataktan bir anda doğrulmuştu. İlk başta biraz korkmuştum.

"Nerede?" diye sordu tabancasını yastığının altından çıkartarak.

"Rüyamda, şapşal!" diyip kıkırdadım.

"Sadece bir rüya biliyorsun değil mi? Burası gerçekten güvenli bir yer. Kimse seni benden alamaz." deyip yatağa çıkmama destek oluyordu.
"Ama korkuyorum." diye fısıldıyordum.
"Pekala, kocaman bir kız olsanda bu akşamda benimle yatmana izin veriyorum." deyip gülüyordu. Gülüşünü sevdiğim.

Kolunu omzumdan geçirip beni göğsüne yaslıyordu. Kesinlikle hayatımda huzurun doruk noktasına eriştiği yer burasıydı.

Bir süre sonra sığımağın en sevdiğim yerindeydim. Kütüphane-salon. Cass'in elinden tutmuştum, yine küçük yaşlarımdaydım. Babamın kucağına koştum, ardından beni kucağına aldı. Elleriyle burnumu sıktı.

"Baba Cass benimle evlenmiyor."

"Yine mi seni redd etti?" kafamı olumlu anlamda salladım.

Hatırlayınca gülümsedim. Cass her seferinde beni nazikçe redd edip yaşın küçük diyordu. Bende her seferinde onunla evleneceğimi söyleyip duruyordum.

"İrena."

"İrena."

Fısıltıdan daha yüksek sesleri duyunca gözlerimi açtım. Bir elim hala babamın karnının üzerindeydi. Babam gözlerini açmıştı ama hala güçlü bakmıyordu işte.

"Hala iyi değil." dedim tekrar gözlerimi kapatarak. Sanki gözlerimi kapatınca, onun bu denli güçsüz olduğunu görmiyecekmişim gibi.

"Buradan çıkacak kadar iyi, ama sen şuan devam edemessin." dedi Cass. "Edebilirim." deyip gözlerimi kapadım.

"Anne dur." dedi bir ses. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Bu kızım mıydı?

"Ne oldu?" dedi Cass.

"Eğer Dean izin verirse, onun bedenine girip iyileştirmeme izin var." dedi 'kızım'

"İlk iyileştirmenin benim ölümüm olması gerekmiyor mu?" dedim. Şuan kendim umrumda değildim ama melekler böyle bir şeye izin verdilerse...

"O işi ikizim yapacak." dedi. Dean'in ellerinden tuttum.

"Baba.." diye fısıldadım. "Bedenine girmesine izin ver.."

"Ben iyiyim" dedi. "Gerek yok."

"Çok fazla hırpalanmışsın. Dean izin ver."

"Neye izin veriyor?" diye sordu Sam.

"Çocuklardan biri Dean'in bedenine girmek istiyor olabilir." dedi Cass.

"Dean lütfen" diye fısıldadım.

"Tamam." demesiyle beraber, vücudumdan bir mavi ışığın yükselişini izledim. Ardından Dean'in vücudunun içine girip, gözlerinde mavi bir ışık yanıp söndü. Gözlerindeki mavi-yeşil yerini parlak bir mavi ışığa bırakınca endişelenmiştim.

"Larry'e de bakmalıyız." dedi Cass. "O da buradadır."

Ayağa kalkıp elimi Dean'e uzattım. Elimden çekip ayağa kalktı.

"Daha iyi misin?"

"Zaten iyiydim." dedi. Ancak güzel bir hırpalandığı belli oluyordu. Mühürü çıkartmak için ne yapmışlardı böyle?

Tekrar koridora çıkıp kapıları teker teker açmaya başladık. Sonunda Dean,

"Burada" diye seslenince odaya girdik. Bir sandalyeye elleri ve ayakları bağlanmış bir şekilde oturuyordu.

"Bana mesajı bu haliyle mi yazdı? Veya Dean kelepçeliyken mi yazdı?" diye sordum yanımda duran Cass'e.

"Hiçbir fikrim yok İrena." dedi ardından Larry'e doğru gitti. Sam ellerini çözdü. Ardından Larry eğilip ayak bileklerini çözdü. Dean elindeki testiyi Larry'e uzattı. Larry bir süre testiye baktı, ardından alıp bir yudum içti.

"Ben şeytan değilim."

"Test etmem gerekirdi." dedi Dean. Ardından Larry sandalyeden kalktı.

"Bu kadar basit olmasının nedeni ne?"

"Savaşta bana ihtiyacının olması." dedi Larry ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Hayatına boşu boşuna girdiğimi düşündün mü cidden?"

BÖLÜM SONUU, KISA BÖLÜM İÇİN ÖZÜR DİLERİM AMA EN KISA SÜREDE YENİ BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM

Bir Winchester'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin