"Konuşmalıyız." dedi Raphael. Yataktan doğrulup kalktım. Cass hala uyuyordu. Dünki cadı avından sonra iyi bir duş alıp, güzel bir uyku çekmek için erkenden yatmıştı.
Sığınağın koridoruna çıkıp,
"Ne oldu?" dedim Raphael'e.
"Önemli." dediğinde devam etmesini istercesine kafamı salladım. "Cass'e olan sana oluyor olabilir." dedi Raphael.
"Neyden bahsediyorsun?" dedim endişeyle. "Neler oluyor?"
"Bir insanla berabersin." dedi Raphael. "Cass mühürlün olsun veya olmasın. Ondada aynı şey olmuştu. Bir melekle olduğu için özünü senden daha kolay kaybetmişti. Sıra sende." dedi. Savaşta baş melekler komutanlığı üstlenmişti.
Bende onların komutanlığını.
Garip bir şekilde Raphael bu duruma ısrar etmemişti. Cass'e yaptıkları için ona kızgındım. Ancak o sadece görev aşığı bir melekti.
"Ne demek istiyorsun?" dedim gözlerimi Raphael'inkileri sabitleyerek.
"Ya Cass'den vazgeçeceksin, ya da öleceksin." dedi Raphael.
"Yalan söylüyorsun." dedim alayla gülerek. "Cass ölmedi."
"Çünkü Cass'in bedeni. Sen bu şekilde doğdun." deyip kaşlarını kaldırdı.
"Cass'i bırakmamı isteyemezsin." dedim dişlerimin arasından.
"İstemiyorum." dedi Raphael. "Ölmek istemiyorsan, aşık olma gibi bir lüksün yok." deyip gitti.
Hayatımı mahfettikleri yetmiyormuş gibi, mahfetmeye devam ediyorlardı. Duvara bir yumruk atıp duvarda çıkan izi izledim. Her geçen gün biraz daha güçleniyordum. Kaynağını bilmediğim bir güç kaslarımda birikiyordu.
"Raphael burada ne arıyordu?" dedi Tessa. Sola dönüp ona baktığımda, pembe pijama takımlarıyla beni izliyordu.
"Onu nereden tanıyorsun?" dedim şaşırarak.
"Bize hamileyken onu görmüştüm." dedi. Tabii ya.
"Bir şeyler söylemek için gelmiş." dedim duvara yaslanarak.
"Bunu yaptıracak kadar ne söyledi?" dedi Tessa eliyle duvarı işaret ederek.
"Hiçbirşey." dedim kafa sallayarak. "Kahvaltı hazırlamamda yardım eder misin?"
-
"Bugün beyzbol oynamaya gider miyiz?" dedi Thodorka kafasını kaldırmadan. "Belki İrena'da gelir." diye ekledi.
"Daha önce hiç beyzbol oynamadım." dedim gülümseyerek.
"O zaman sana ben öğreteceğim!" dedi heyecanla yerinde zıplayarak. "Bana da Dean öğretmişti. Sam'den daha iyi olduğu bir gerçek." deyip güldü.
"Ama sen benden iyi değilsin." dedi omuz silkerken Tessa. Tabağımı kaldırıp tezgaha koyduktan sonra onların yemek yiyişlerini izledim. Thodorka şu mısır gevreklerinden yerken, Tessa haşlanmış yumurta yiyiyordu. Kendisi böyle olmasını istemişti.
Şimdi benim buradan böylece çekip gitmem mi gerekiyor? Ölmemek için?
-
Tessa Winchester Novak.
Çok uzun olmayan bir süre sonra gideceğim. Senin büyümeni izleyememişken, genç bir kız olduğunu da göremeyeceğim.
Fakat şimdiden söyleyeyim, henüz 4 yaşındayken bile çok güçlü bir kızsın. Ve çok güzelsin de tabii. Gözlerindeki o yeşili henüz bir iki gündür görmeme rağmen, inan bana Dünya'nın en huzurlu insanı benim. Bana huzur veriyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Winchester'ın Kızı
FanficBir savaş uğruna yaratılmış beden yine bir Winchester'dı. Ancak tarafını seçmekte özgür olan İrena Winchester savaşın tüm kaderini değiştirmekten habersiz, belkide 'yasak aşk'ı yaşamaktadır