Bir Winchester'ın Kızı

19.BÖLÜM

MEDYADA İRENA 💃

Gözlerimi yeniden açtığımda, Cass'in gözleriyle buluştum. Kafamı etrafa çevirip, Sam ve Dean'e baktım. Gitmişlerdi.

"Neredeler?" diye sordum Cass'e dönerek.

"Bir olay üzerinde çalışıyormuşsunuz, çikolata ve hayaletler hakkında bir şeyler söylediler. Sam onun hakkında yeni bir şeyler bulunca oraya gittiler."

"Nereye?" dedim endişe içinde.

"Fabrikaya. Bir çeşit mühür yapılmış, bir cadı. Orada ölen tüm insanların ruhları bir çikolataya bağlanmış." vay canına. Bu etkili bir senaryoydu.

"Bir cadıya onları tek başına mı yolladın?" diye sordum endişeyle.

"Başlarına bir şey gelirse?" dedim ve yataktan kalktım. Üzerime bir şeyler giydim. Cass'te üzerine gömleğini giyiyordu.

"İrena, beni oraya senin götürmen gerekiyor." dedi Cass. Artık insan mıydı yani?

"İnsan değilim, en azından şimdilik. Ama eskisinden daha güçsüzüm." diye ekledi. Pekala, bu kabul edilebilir bir şeydi? değil mi?

"Tamam." deyip üzerimi tamamen değiştirdim ve silah çantasını hızla doldurdum. Ardından Dean'i aradım.

"Dean? Ne diye beni uyandırmıyorsunuz!"

"Merak etme, iyiyiz. Fabrika da bir şeylere bakıyoruz."

"Ondan haberim var, Sam'i ver."

Bir kaç hışırtıdan sonra telefonu Sam almıştı.

"İrena?"

"Mühür nerede?"

"Fabrikada."

Telefonu yüzüne kapattım.

"Mühür hakkında neler biliyorsun? Nasıl kaldırılacak?"

--

Fabrikanın ön demir kapısına geldiğimizde, bir kaç kamyon harekete geçmişti. EMF'imi çıkardığımda, buranın komple hayalet olduğunu düşünebilirdim. EMF hiç susmadan ötüyordu.

Demir kapıdan içeri girdik, kapıdaki güvenliğe FBI kimliklerimizi gösterdikten sonra ana kapıdan da geçtik. İçeri de telefonlar çekmiyordu, mükemmel. Dışarıdan biri bizi arayabilirdi, ama biz içeride birbirimizi arayamazdık. Yaşasın tam bağımsız çekmeyem telefonlar.

"Dean ve Sam'in nerede olduklarına dair bi fikrin var mı?" diye sordum Cass'e aklıma gelen ilk soruyla. Şu an mühür falan umrumda değildi. Onlara bir zarar gelmesin, yeterdi.

"Bodrumda olmalılar." dedi Cass.

"Melek güçleri, veya önsezi?"

"Çalışan bir fabrikada ortalık yere mühür çizeceklerini sanmıyorum İrena. Bir de sunak lazım olduğunu düşünürsek."

Pekala bir cadı var ise, elbette bir sunak olacaktı değil mi?

Beraber bodrum kata doğru ilerlerken, fabrikanın müdürü bize doğru geldi. Adamın kıyafetlerinden müdür olduğunu söylebilirdim, çünkü çalışanların aksine daha bir 'şıktı.'

"Fabrikamıza hoşgeldiniz ajanlar." deyince içimden bir kahkaha attıktan sonra, kafamı olumlu anlamda salladım. Ajanlar? Bana hep komik gelmişti.

"Sizden önce gelen diğer gurup, buralarda bir yerde olsa gerek. Bir zehirlenmeye 2 gurup FBI biraz fazla değil mi?" deyip tekrar gülümsedi. Bahse girerim, cadı buydu.