Rakamsal anlamda takvimdeki bir değişiklikten çok da bir şey bekleyecek kadar hayalperest değilsem bile, umarım bu yıl hepimiz daha iyi, daha sağlıklı ve daha mutlu oluruz. ❤️
Normalde bu tarz bölüm dışı şeyler yayınlamaktan hiç haz etmesem de, sanırım bazı şeyleri net olarak dile getirmenin zamanı geldi.
Öncelikle hitap ettiğim kitleden ve sayısından zerre kadar şikayetim yok. Az ve öz olmayı hep daha çok sevmişimdir fakat beni rahatsız eden bir şeyler var.
Şu 27. Bölümü yazarken kaç günüm gitmiştir? 2 hafta mı? Sanırım. Düzenlemeler, çıkarmalar, eklemeler derken tam 2 haftadır taslakla uğraştım. Bu sürece aile üyelerim bile kısmen dahil oldular. Heyecanıma (zira hikayenin bel kemiğini anlatıyordum, boş bir şey değildi benim için) ama... Amaa...
Bu heyecana sizlerden destek görememek üzdü. (çoğunluktan bahsediyorum) 2 haftalık uğraşın karşılığında 2 dakikalık bir cümle bekledim oysa...
Ama, bilmiyorum içinizde nedensizce sessiz kalmayı seçen, ricalarıma kulak asmayan, ancak bölüm geç kaldığında iki satır (sitem veya isyan) yazan birileri var ve onlar hakkında gerçekten ben de sitemkarım.
Ben inanın yazarken hep sizin gözünüzle düşünerek yazıyorum ama genelde... Nasıl desem, siz bazen kendinizi hissettirmeyince eksik hissediyorum ve İNANIN ABARTMIYORUM, ne kadar az tepki, yorum alırsam, o kadar modum düşüyor ve yeni bir bölüm yazmıyorum....
Yazamıyorum diyeyim, olmuyor çünkü. zira tek derdim bu, siz ne düşündünüz?
Ben ortaya bir şey koydum tamam ama, sizin fikriniz ne?
Ne hissettiniz?
O satır size ne düşündürdü?
Ama nedense çoğunluğu baz alırsam yorum yazmıyorsunuz. Desteğinizi hissetmek yüzümde minik bir gülümsemeye ve kalbimde kitaba olan bağlılığı arttırken, aksine bunu görememek beni üzüyor ve kabuğuma çekilip, kurguyu zihnimde yaşatmayı tercih ediyorum. Sonra da isyanlar arka arkaya geliyor bölüm nerede diye...
Sanırım bölümler arası neden o kadar zaman geçtiğini anlamışsınızdır.
İlhamı bir periden değil, hep sizlerden aldım! Hep! Bunu öyle süslü bir cümle olarak algılamayın, sahiden sizden aldım bugüne kadar...
Ama...
Ama her neyse, bir şey demiyorum. Akışına bıraktım.
Umarım bir gün sahiden sadece sizlerin düşüncelerinizi önemsediğimi anlarsınız. Hiçbir zaman hedefim rakamlar olmadı zira...Ve bir noktada pes edecek gibi hissettiğim anlarda, bir şekilde oradan bir kaç şey yazıp beni kendime getiren herkese kucak dolusu sevgiler...
Öyle veya böyle seviliyorsunuz. İyi geceler, iyi seneler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #2: ALBATROS
Vampire"Beni özgür bırakan sendin, Duru. Kanatlandığım için beni suçlayamazsın." Albatros kafesin dışındaki özgürlüğü yeniden tattı. Acıları peşine takarak, kanatlarını kanlı günlere doğru açtı. Ama zihnine çöken karanlık pusun altında hiç kimsenin göreme...