BÖLÜM 23 - 'SAHNE - III'

3.6K 279 263
                                    


🎶 Emily Jane White - Hands 🎶

Hislerinizi, düşüncelerinizi yorumlara bırakmayı unutmayın olur mu? Karşılıklı etkileşim çok önemli çünkü benim için. Hatta yaşadığımız yorum sorununun inadına bu bölümde yorum rekoru kırsak çok güzel olur. İyi okumalar. 🤗❤️

🦋 SAHNE III - GÖRÜLER 🦋

Mayıs 1815

Mete'nin, Arthur'un düşmanıyla bir nevi tanışmasının ardından, ikili sessiz sedasız kutlamayı terk edip, Marla'ya geri döndüler. Öyle sessiz ve sinsi bir adımdı ki bu, henüz Theodor'un kendisine yönelmiş bu nefretten ve hatta ikisinin varlığından haberi bile yoktu.

Ama olacaktı; yakın veya uzak bir gelecekte... ama illa ki olacaktı!

Marla, daldığı uykudan kapı tokmağının çıkardığı tok sesle uyandı. Arthur ve Mete'yi beklerken bir an için içi geçmişti. Hatta irkilerek uyandığında, buna kendisi bile şaşırdı.

Sürgülü kapıyı aralarken, dudaklarını kemiriyordu. Çünkü Arthur'un muhtemel öfkesini tahmin edebiliyordu. "Hoş geldiniz Bay Arthur" deyip boynunu bükerek yana çekildi.

Arthur içeriye bir hışımla girdi. Mete de arkasından yavaş adımlarla ilerledi ve Marla ile aralarında endişeli bir bakışma yaşandı. Kadın sessizce, "Onu gördün mü?" diye sordu.

"Evet. Onu da, ona olan nefretini de gördüm."

"Anladım" dedi başını sallarken. "Çok kızgın olmalı. Böyle anlarda söylediklerine fazla itiraz etme olur mu?" dedi Marla.

Mete başını salladı ama zaten bu konuda pek asi biri değildi, söylenilenleri can kulağıyla dinler ve genelde de pek itiraz etmezdi.

Birlikte içeriye geçtiklerinde, Arthur fötr şapkasını bir köşeye fırlatmış, pelerinini de çekiştirerek boynundan çıkarmaya çalışıyordu ama öfkesinden bunu beceremiyordu.

Marla hızlı adımlarla ona yaklaştı, "Bırakın ben yapayım efendim" dedi.

Arthur çenesini öfkeyle gererken, "Yırtmadan önce çıkar şu şeyi üzerimden!" dedi öfkeyle. Her ne kadar bağırmasa da, sesindeki sertlik azarlar gibiydi.

Marla boynundaki bağı titrek ellerle çözmeye çalışırken, eli ayağına dolaşıyordu. "Lütfen biraz sakin olun Bay Arthur," dedi. "Sizi uzun zamandır böyle görmemiştim."

"Ben de uzun zamandır onu görmemiştim, Marla" dedi Arthur.

Gözleri boşlukta bir noktaya nefret ve öfkeyle bakıyordu. Daha Theodor karşısında değilken bile bu kadar nefret dolu olması, Mete'nin bu işin arkasındaki tüm gerçekleri daha da merak etmesine sebep oluyordu. Adamın sakin bir anında her şeyi öğrenmeye kararlıydı.

"O kadar kötü müydü?" dedi Marla. Bağı çözdükten sonra pelerini omuzlarından çekip aldı ve koluna attı.

"Kötü ne kelime..." dedi Arthur nihayet kadının gözlerine bakarken. "Berbat bir andı! Bana yaşattıklarının aksine onu bu kadar umarsız görmek... Daha kötü ne olabilir ki?"

ÖNSEZİ #2: ALBATROSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin