İyi okumalar dilerim., yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim :)
***
"Planın ne, Albatros?"
"İhanet..." dedi ve sustu.
Topluluktaki herkes sorgulayan bakışlarla ona baktılar. Yine aklından nelerin geçtiği, planlarının nereye uzanacağını kestiremedikleri bir andı bu. Zaten onu anlamak ne mümkündü; çoğu zaman planın içindeki adımların sadece yarısından bahseder, geriye kalanı kendisi hallederdi. Herkes bunu, kendi dışında kimseye güvenmediği için yaptığını bilirdi. Ama İnferno, ne koşulda olursa olsun ona ve onun liderliğine sonsuz bir güven duyuyordu.
"Bize yapmamız gerekeni söyle, gerisini hallederiz" dedi 25.
"Söyledim zaten," dedi Mete.
"Anlamadık," dedi 7.
"Her fırsatta bana olan sadakatinizi kanıtlamak istemiyor musunuz? Size bir fırsat tanıyorum. Bana, efendiye ve dolayısıyla İnferno'ya ihanet edeceksiniz," dedi.
O an çıt çıkmayan ortamda birden kaos hakim oldu. Herkes bir şeyler söylüyor, kimileri bir diğerini sakinleştirmeye çalışırken, kimileri de Mete'ye itiraz ediyordu. Bir süre sonra kimin ne dediğini anlamak imkansız hale geldi. Mete ise kıpırdamadan, öylece onları izliyor ve gözlemliyordu. Kimin nasıl ve neye tepki verdiğini inceliyordu.
Nihayet birbirlerini yatıştırmayı başardıklarında, "Bizim öyle bir şey yapmayacağımızı biliyorsun! Yoksa bizi yine mi test ediyorsun?" dedi içlerinden biri sözcülük yaparak.
"Siz o testi aylar önce geçtiniz dostlarım ama bu defa sadakatinizi kanıtlamanız için bana ihanet etmeniz gerekecek." Tekrar kaos olmasın diye iki elini de kaldırıp onların susmasını sağladı. "İnferno'yu kurarken temelini sadakatin üzerine ördüm. Ben efendiye, sizler bana, ben de sizlere hep sadık oldum ama işler artık durdurulamaz bir hale geldi." Sol kolunu tekrar odak noktası haline getirmek için kaldırdı. "Artık bu savaşın durmasına imkan yok, anlıyorsunuz değil mi?"
"Evet," dediler.
"Bu defa oyunu ben başlatıyorum ve ilk elde size bahşettiğim hayatları ortaya koyuyorum. Kayıplarımız mutlaka olacaktır ama sonuçta biz bir aileyiz ve İnferno'da kayıplar, daha büyük kazançlarla telafi edilir."
Hande sahnenin gerisinde onu izliyor ve dinliyordu. Ama savaş kelimesini duyunca dayanamayıp öne atıldı. "Dur bir dakika! Ne savaşından, ne kaybından bahsediyorsun?" diye sordu.
Topluluktaki çoğu üye ona küçümseyen bir ifadeyle baktı. Hiçbir şeyden habersiz ve yeni bir üye olarak, bir süre bu tarz dışlanmalarla karşı karşıya kalacaktı. Hepsi aynı safhalardan geçmişti ama yine de buna tahammülleri yoktu.
"Albatros, henüz o sadakatini kanıtlamadı bile. Onu toplantının dışına almanı istiyoruz."
Mete bunu söyleyen adama baktı ve sonra bakışlarını Hande'de sabitledi. "Bunun için burada zaten" dedi. "Henüz İnferno'ya olan sadakatini kanıtlamadı, evet. İşte tam da bu yüzden, bana ihanet edecek olan kişi de o!" dedi gözlerini kısarak.
Topluluk bu defa daha sakin olsa da, yine de dakikalar içinde ortama uğultu hakim oldu, herkes kendi arasında fısıldaşıyor ve ona sevimsiz bakışlar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #2: ALBATROS
Vampiros"Beni özgür bırakan sendin, Duru. Kanatlandığım için beni suçlayamazsın." Albatros kafesin dışındaki özgürlüğü yeniden tattı. Acıları peşine takarak, kanatlarını kanlı günlere doğru açtı. Ama zihnine çöken karanlık pusun altında hiç kimsenin göreme...