Bölüm Müziği: ♪Lick x Cubed - 11PM♪
!!.Bu bölümde, bu kitaptaki 9. ve 17. bölüme dair birkaç referans var. Dilerseniz o bölümleri üstünkörü okuyup buraya tekrar gelin.!!
Instagramı aktif kullanmaya çalışıyorum artık, takipleyebilirsiniz: solnotasii ❤️
.AYNI SAATLERDE.
KORBA ŞATOSUGece olmak üzereydi, gökyüzünü kaplayan lacivert tabaka gitgide yerini siyaha bırakıyordu. Şatoya doğru attığı adımlar ne hızlı, ne yavaştı... Her adımın arasında birkaç saniyelik düşünme payı vardı adeta. Etrafı kaplayan ormanı aşarken epey zorlanmıştı. Korba Topluluğunun üyeleri ormanı çember içine almışlar ve gelebilecek tehlikelere karşı şatoyu ve liderlerini koruyorlardı.
Teknik açıdan, Hande de o tehlikelerden biriydi aslında ama onu durduran adamı zorla da olsa yatıştırmış ve Korba'yla konuşması gerektiğini söylemişti.
Bu pek ikna edici olmayan sebep yüzünden, peşine takılan Korba üyesi ile birlikte şatoya doğru ilerliyordu. Bir vampirden daha yavaş, bir insandan daha hızlı olan adımları şatoya yaklaştıkça gerginliğinin yansıması olarak biraz yavaşladı, bir an için geri dönmek istedi ama artık böyle bir ihtimal yoktu.
Bunu yapmalıydı, o adamla yüz yüze görüşmeliydi.
"Ters bir hareketinde başına gelecek şeyleri tahmin bile edemezsin," dedi bir adım gerisinde ona eşlik eden adam. Dakikalardır bu ve buna benzer bir sürü tehdit sıralıyordu.
"Onunla sadece konuşmak istiyorum."
"Hah," dedi adam küçümseyerek. "Dışarısı bunu yapmak isteyen onlarca vampirle dolu..."
"Ama hiçbiri benim bildiklerimi bilmiyor," dedi Hande diklenir gibi... Korkudan mı yoksa heyecandan mı, pek anlaşılmıyordu ama ses tonu oldukça yumuşaktı.
"Söyleyeceğin şey her neyse, önce ben duysam iyi olur o zaman," dedi adam. Hande adamın sözünü duymazdan gelip yürümeye devam ederken, adam onu kolundan yakalayarak durdurdu ve canını yakmak isteyerek kolunu sıktı. Bu sahiden de acıtmıştı. "Ne söyleyeceksin?" diye tekrar sordu.
"Onunla konuşacağım dedim," dedi Hande.
"Seni şuracıkta öldürsem kimsenin ruhu bile duymaz," dedi adam sinsice gülerken. "Korba'yı aptal meselelerinle meşgul etmene izin veremem. Onu korumak dışında, bu da görevim sayılır. O yüzden şimdi söyle."
"İyi o halde, beni öldür. Ama Albatros'tan haber getirdiğimi ve senin bunu öğrenmesine engel olduğunu duyunca, kim bilir sana nasıl bir ceza verecektir," dedi Hande tek kaşını kaldırıp.
Adamın bam teline dokunmuş olacak ki, kaşlarını çatmasına ve parmaklarını gevşetmesine sebep oldu. "Yürü!" dedi sırtından itekleyerek.
Hande arkasındaki adamın varlığını hiçe sayıp, adımlarını bir vampirinkine eşitledi ve şatonun verandasına kadar hızla koştu. Devasa kapının her iki yanındaki muhafız ona tuhaf bir ifadeyle bakarken, arkasından yetişen Korba üyesini görünce dik bir pozisyona geçip onu başlarıyla selamladılar.
"Hoş geldiniz, Efendim!" dediler aynı anda.
Adam muhafızlara küçük bir baş hareketiyle karşılık verdi. "Korba ile görüşmek istiyorum," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖNSEZİ #2: ALBATROS
Vampiro"Beni özgür bırakan sendin, Duru. Kanatlandığım için beni suçlayamazsın." Albatros kafesin dışındaki özgürlüğü yeniden tattı. Acıları peşine takarak, kanatlarını kanlı günlere doğru açtı. Ama zihnine çöken karanlık pusun altında hiç kimsenin göreme...