Benim sevdiklerimin canını asla yakamazsın ASLA diye bağırdı adam ya da kadın bir anda şimdi korkma sırası sende tam yanındaki çöp kutusunun yanına bak ve kendinle beraber daha kaç kişinin hayatını zindana çevireceğine bir kanıt olsun
Başımı yavaşça oraya çevirdim. Bir anahtarlık vardı. Peluş küçük bir ahtapot. Deniz'in anahtarlığı...
Tik tak, tik tak şimdi tam sırası kaçmanın
Tik tak, tik tak ödeyeceksin bedelini yaptıklarının
-NE YAPMIŞIM BEN NEEE diye bağırdım kendi etrafımda dönüyordum anonimi bulmak için. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Belki de Denizin hayatı tehlikedeydi benim yüzümden.-NEYİN BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDAYIM HA? NEYİN?
Korkuyordum hem de çok ama ayakta kalmalıydım. Deniz'in anahtarını kaşla göz arası hemen alıp cebime attım.
-KİMSİN SEN? KİMSİN SÖYLE YİYORSA? sesimin şiddeti artmıştı. Ve ağlamamı durduramıyordum.
-BENDEN VE ARKADAŞLARIMDAN NE İSTİYORSUN? YETER YETER YETER!
Deniz'i aramalıydım hem de hemen. Ama en az 10 kere aramama rağmen açmıyordu telefonumu
Dizlerimin üzerine yığıldım. Benim yüzümden zarar gördüyse ben ne yapardım?
Yeni bir sesli mesaj vardı telefonumda anonimden hemen ona tıkladım.
Sadece kahkaha atıyordu. Rahatsız edici bir biçimde sadece kahkaha.
O sırada sokağın sadece sokak lambalarının aydınlattığı kısımdan bir ses geldi. Hemen başımı kaldırıp oraya doğru baktım.
Bana koşan kapüşonlu bir erkek...
Ayağa kalktığım gibi koşmaya başladım. O da arkamdan beni takip ediyordu.
Çok korkuyordum ve ne yapacağımı bilemiyordum. O sırada sesler kesildi ve ben de koşmamı yavaşlattım. Bu mahalleye ilk geldiğimde bulduğum gizli yerimi gözüme kestirdim. Orada beni kimse bulamazdı.
Bu sayede bizim mahalleye geldiğim gibi koca koca çöp kutularının arkasında olan yerime girdim hemen ve ağzımı kenetledim.
Ayak sesleri geliyordu.
Tak, tak, tak, tak, tak
Kalp atışlarım giderek hızlanıyordu ve çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum.
İlk başta diğer kısma doğru gidiyordu ayak sesleri ama sonradan benim olduğum yere doğru gelmeye başladılar yavaş yavaş.
Tak, TAk, TAK, TAK TAK
Ve birisi çöp kutusunu kenara itti.
Başka bir seçeneğim kalmamıştı kendimi savunmak zorundaydım bu yüzden pozisyon alarak gelen kişinin yüzüne bir yumruk savurdum ve çöplerin üzerinden atlayıp kaçmaya çalıştım ama ayağım çöp kutusuna takılmıştı.
Yumruk attığım kişi geriye doğru yalpalarken ben de çaaat diye yere yapıştım. İşte şimdi işim bitmişti.
Kafamı koruyordum vr hemen cenin pozisyonu almıştım o kişiye karşı gözlerimden yaşlar dökülüyordu.
-Ahh Hümeyra ne yapıyorsun? Diye sordu tanıdık bir ses.
Hemen başımı kaldırdım göz yaşlarımın arasından.
Efe Ertik...
Onu gördüğüm gibi hıçkırarak ağlamaya başladım. O kadar rahatlamıştım ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌵ÇÖL ÇİÇEĞİ🌵~Çeyrek Texting
Hài hước"Belki de bazı şeylerin en güzel hali ile gerçekleşmesi için zamana ihtiyacı vardır" 🌵🌵🌵 -Şimdi gerçekten bazı insanlar sana kaktüs mü diyorlar? -Aynen oluyor öyle şeyler arada -Aslında çok da yanlış bir tabir değil senin için ama ben o "bazı" in...