5.Bölüm

1.8K 132 51
                                    


Selamun aleyküm efeniiiim merhabaaalaar

Nasıl geçti haftasonunuz?

Haydi geçelim o zaman bölümümüze

Haydi bismillah

🌵🌵🌵

-Sen hırsız ol ben polis olayım sonra da seni yakalayıp bu iple bağlayayım olur mu?

Veletin elindeki ipi hızlıca çektim.

-Bu ip insanları bağlamak için değil. İp atlamak için ve ben de ip atlamayı sevmiyorum. O yüzden hayır hırsız polisçilik oynayamam. Çünkü futbol oynamak zor.

Çocuğun aklı karışmışa benziyordu. O elindeki ipe doğru dalgın dalgın bakarak benim ne söylediğimi anlamaya çalışırken ben de oradan yavaş yavaş sıvıştım.

Tavsiye : Eğer bir çocuk sizden asla yapmak istemeyeceğiniz şeyler istiyorsa akıllarını karıştıracak birbirinden alakasız cümleleri art arda sıralayın. Ve çocuğun kafa karışıklığından yararlanarak ikileyin, sıvışın, uzayın artık hangi kelimeyi kullanmak isterseniz.

Annemin zoruyla gittiğim anne veliler gününde daha 2 çarpı 2nin sonucunu karıştıran,küçük boylu ve garip fantazileri olan 27 insanla arkadaşlık kurmak zorunda kalmıştım.

Ve misafirliğimizin daha 1 buçukuncu saatinde çıldırmamak ve gerçek dünyayla bağımı koparmamak için kendimi zorluyordum. (Bir kere daha bizi yetiştiren öğretmenlerimize minnet duyuyoruz 🙏)

Geldiğimiz ev 2 katlı bayaaaa büyük bir evdi. Annemin dediği gibi bahçesi de vardı. Açıkçası hayatımda hep apartman dairelerinde yaşadığım için ev ilgimi çekmişti.

Ama sahibini sorun bir de siz. Hayatınızda Evrim "Hanım" kadar (kendisine böyle seslenilmesini istiyordu) burnu havada ve diğer insanları küçümseyen bir insan daha görmemişsinizdir . Kadını ilk gördüğümüz andan beri bütün annelerle arasında olan çekişme dışarıdaki bir insan tarafından çok kolay gözlemlenebilirdi.

İlk olarak evin üst katına ya da salondan başka diğer odalara girmemizi yasaklamıştı. Annem gibi diğer kadınlarda bu yasaklama olayına çok sinirlense de belli etmemişlerdi sinirlerini. Dar ve diz kapaklarına kadar uzanan bir kalem etek ve üzerine de beyaz renkli bir gömlekle aklı sıra kombin yaptığını düşünüyordu.

Bir kum saatinden çok hormonlu kocaman bir armuta benziyordu.

Günah kızım günah!

Neeeyse yani demek istiyorum ki kadından hiç hoşlanmamıştım. Oğluda yaramazın tekiydi. Kanepelerden kanepelere zıplıyor istediği şey yapılmayınca çıldırıyordu.

Ben bu kadar çocukla aynı ortamda kalmaya artık dayanamayordum. Dışarısına çıkmak istesem de çok soğuktu. O yüzden o küçük yasakcıkları çiğnemeye karar verdim.

Oldum olası meraklı bir insanımdır zaten. Ahh bu merakk vahh bu merak. Bundan dolayı başıma gelmeyen kalmadı. Depolarda kilitli mi kalmadıııım yanlışlıkla okulun elektriğini mi kesmediiiim.(bu arada bunların hepsi gerçek hikaye ndlsksşaoxkdl).

Hep şu merak suçlu.

İşte ben de hazır bütün çocukları anneleri sakinleştirmişken ve bir odaya toplayıp hepsi için "eğitici" bir çizgi film açmışken ben de salondan ayrılıp evi keşfe çıktım.

Küçükkende severdim bir şeyler keşfetmeyi. Bu benim için gizem dolu ve çekici bir aktiviteydi.

İlk olarak alttaki katlardan başlamak istiyordum. Yavaş yavaş bütün kapıları araladım. Ama 2 oturma odası daha 1 mutfak 1 lavabo ve yan yana olan 2 tane küçük temizlik malzemelerinin olduğu odadan başka hiçbir şey bulamadım.

Pek de beklediğim gibi heyecan verici bir şey yoktu. Bu yüzden üst kata çıkmaya karar verdim. Hatta gidip çatı katına çıkan bir yer bulup çatıya çıkabilirdim. Müstakil evlerdeki en korkutucu ve heyecan verici yer çatı katları değil miydi zaten ?

Merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladım. Çok ses yapıyorlardı ve birisi beni duyacak diye ödüm kopuyordu. Nihayet üst kata çıktığımda  sağda ve solda 3'er tane olmak üzere 6 tane oda ile karşılaştım.

Sağ baştan kapıları denemeye başladım 1. Kapı kilitliydi.

2. Kapının arkasında da banyo vardı. Ama lavabonun üzerinde hiçbir kişisel eşya bulunmaması da dikkatimi çekmişti. Sanki 2 yıldır bu şekilde duruyormuş gibiydi banyo.

3. Kapı araladığım zaman karşıma çift kişilik yataklı bir oda çıktı. Odanın içinde 1 tane makyaj masası 2 tane komidin yatak ve bebekliğimden beri alıp alabileceğim giyip giyebileceğim bütün kıyafetlerimi içine koysam bile asla dolmayacak koca bir gardırop vardı.

Açıkçası şaşırmıştım. Çünkü Evrim hanımın odası olabileceğini düşündüğüm tek odanın ne makyaj masasının üstü doluydu ne de komodinlerin üstü. Ve aynı banyo gibi burası da sanki çok uzun zamandır kullanılmamış gibi duruyordu.

Neyse ne diye geçirdim içimden. Başka evleri falan vardır orada kalıyorlardır. Bu kadar büyük evi alacak parası olan 2.yi alacak parayıda kolay bulur.

Üst katın sol tarafına doğru yola çıktım (mdldlslkxlxdke kilometreler gidiyor sanki) tam kapının koluna elimi atmışken  kapıdan gelen müzik sesini az kalsın farketmeyecektim.

Orada ne yapsam ne etsem diye düşünürken merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı sesini duydum. Kendimi direkt o odaya attım ve hemen arkasından kapıyı kapattım. Adrenalin damarlarında dolaşırken yavaş yavaş arkama döndüm.

İşte bu oda mükemmeldi.

         Kocaman odanın sağ tarafında birinin banyo birinin de giyinme odasına açıldığını düşündüğüm 2 tane kapı vardı. Odanın karşı tarafında ise ne olduklarını pek çıkaramadığım posterler asılıydı ve elle çizilmiş muhteşem çizimler. Birinde bir karanfil resmi birinde salıncakta sallanan bir kız birinde deniz kenarı birinde bir sürü ağacın olduğu bir orman. Resimler gerçekten muhteşemdi. Bu resimleri eğitimsiz birinin yapması imkansızdı.

Onların altında ise büyükçe bir piyano duvara dayanmıştı. Piyanonun sol tarafında ise fikrimce bir gitar bulunuyordu.

Sol koşede büyük bir koltuk vardı. Yanında ise bir sehpanın üstündeki rahlede de gümüş parıltılı bir kapağı olan muhteşem bir Kur'anı Kerim vardı.

Yatak onun sağında 3 tane kitaplık solunda da üstünde koca ekranlı 3 tane bilgisayar olan bir masa vardı.

Piyanonun üst kısmında bulunan bir pikaptan geliyordu o müzik sesi.

Yavaş adımlarla pikapa yaklaştım ve iğnenin ucunu plaktan kaldırdım. Böylelikle ses kesilmiş oldu.

Arkadaki bilgisayar masasına doğru yürüdüm ve bilgisayarları incelemeye başladım. Adeta çocuk gibi olmuştum. Her şeyi keşfetmek, her şeye dokunmak istiyordum. Sonra buraya neden girdiğimi hatırladım ve kapıya doğru yürüyüp kapıyı dinlemeye başladım.

Çıksam mı çıkmasam mı dışarısı güvenli mi değil mi diye düşünürken birden odanın içindeki kapılardan birisi açıldı...

Ve içeriden üstü çıplak altında pantolon ve elinde de diş fırçası olan biri çıktı beraberinde arkadan gelen buharla..

Saçları nemliydi ve mavi gözleri ile bana bakıyordu...

🌵🌵🌵🌵

Yine müq bir yerde bitirdim. Ama ne yapayım canınız sıkılsın istemiyorum

Sizce bu merakı Hüm'ün başına ne dertler açacak?

Neyse size iyi dersler ve iyi haftalar

Kendinize iyi bakııııın






🌵ÇÖL ÇİÇEĞİ🌵~Çeyrek Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin